"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın, Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit GÜL tarafından Anayasa’nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğü ’nün 96 ile 99 uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 26.12.2017
Cumhuriyet Gazetesi Davası olarak bilinen davanın 25 Aralık 2017 tarihli oturumunda mahkeme başkanı, tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın savunmasını “siyasi” diyerek yarıda kesmiş ve Şık’ı salondan çıkarmıştır. Ahmet Şık’ın savunmasında mevcut iktidarı eleştiren ifadelere yer vermesi üzerine mahkeme başkanı “Bu savunma değil. AKP iktidarını gidin milletvekili olun, eleştirin. Bu dava siyasi dava değil. Bu şekilde savunma yapmanıza izin vermem” diyerek Şık’ın dışarı çıkaracağını ifade etmiştir. Duruşmanın öğleden sonraki oturumuna Ahmet Şık getirilmezken mahkeme başkanı “Ahmet Şık’ın protest bir adam olduğunu herkes biliyor, biz de biliyoruz. Mahkemenin düzenini bozacak, forumdaşlarıyla slogan atılacak hale gelmesi doğru bir yaklaşım değil. Her şeyin yargı yolu var. Doğru neyse onları yakalayıp bu yargılamayı sonlandırmaktır benim kanaatim. Kelle başı üç avukat demiyoruz biz. Yetkili hukukçuların da bu durumu anlayabileceklerini düşünüyorum. Ahmet Şık bariz bir biçimde yargılamanın düzenini bozmuştur. Böyle devam edeceği konusunda şüphem yok. Yargılamanın bundan sonraki aşamasında salonda olmayacak.” ifadelerini kullanmıştır. Davada tutuklu bulunan gazeteciler Akın Atalay ve Murat Sabuncu ise Şık’ın savunmasının engellendiğini belirterek kendilerinin de savunma yapmayacaklarını açıklamış ve savunma yapmamışlardır. Tutukluluğun devamına karar veren heyet, duruşmayı 9 Mart 2018’a ertelemiştir.
Bu bağlamda;
-Mahkeme başkanının duruşmada savunmayı yarıda keserek savunma almaksızın “tutukluluğun devamı” yönünde karar vermesi konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Mahkeme başkanının savunma dokunulmazlığına müdahale etmesi yargı bağımsızlığına halel getirmiyor mu?
-Mahkeme başkanı yargılananların savunma haklarını ellerinden alma hak ve yetkisini nereden almaktadır?
-Mahkeme başkanı Ahmet Şık’ın iktidarı eleştirmesi üzerine neden Şık’ı mahkeme salonundan çıkarmıştır? Bu yönde bir talimat mı vardır?
-Ahmet Şık’ın gazeteci ve bir yurttaş olarak adil yargılanma hakkı yok mu?
-Bakanlığınız “adil yargılanma hakkı” konusunda ne düşünüyor?
-Savunma olmadan yargılama olabilir mi?
-Mahkeme başkanı yasaların kendisine verdiği yetkiyi savunma hakkını kısıtlayarak neden kötüye kullanmıştır? Mahkeme başkanı aynı zamanda Saray ve iktidarın avukatı mıdır?
-Mahkeme başkanı Ahmet Şık’ın savunmasının “savunma olmadığına” hangi gerekçe ile karar vermiştir?
-Mahkeme başkanının Ahmet Şık’ın savunmasına cevaz vermemesi ve yaptığı açıklamada Şık’ı “protest bir kişilik olarak” tanımlaması yargılama neticesinde vereceği kararın ilanı değil midir? Mahkeme başkanının bu bakış açısıyla davaya devamı sakıncalı değil midir?
-Mahkeme başkanı savunma hakkını neden gasp etmiştir?
-Eleştiri hakkının kullanılması savunma hakkının kullandırılmaması için gerekçe midir? Ahmet Şık’ın savunmasının toplumda yaratacağı etki gözetilerek mi savunma hakkı kullandırılmamıştır?
-Bahse konu yargılamada savunma hakkının kullandırılmaması verilecek olan kararın tek taraflı olacağı kuşkusunu barındırmıyor mu? Uygulama silahların eşitliği ilkesine ve adil yargılanma ilkesine aykırı değil mi?
-Yargı makamlarının tek taraflı tutum ve icraatlarının adalete olan güveni sarstığını düşünmüyor musunuz?
-Adalete olan güveni sarsıcı kararlara imza atan yargı üyeleri hakkında soruşturma yapılacak mıdır?
-Savunma hakkının kısıtlanması ve buna bağlı olarak tek taraflı yürütülen yargılamaların iptali yahut heyet değişikliği söz konusu olacak mıdır?"