Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla çalışmalarına başlanan baro sisteminde değişiklikle ilgili dikkat çeken bir iddia ortaya attı. Sarıkaya, Adalet Bakanlığı’nın ‘çoklu baro sistemine’ karşı olduğunu belirtti. “Çoklu baro kurulması sorunu çözmek yerine, var olanı fazlalaştırırsa ne yapılacak?” sorusunu soran Sarıkaya, Adalet Bakanlığı’nın “Bir ilde birden fazla baro kurmak, mesleki kamu hukuku ile ilişkili alanlarda karmaşa yaratır, hukuk güvenliği ve hukuki öngörülebilirlik açısından sorun çıkarır” gerekçesiyle düzenlemeye karşı olduğunu söyledi.
Muharrem Sarıkaya’nın “Bir kamu kurumunun benzeri kurulur mu?” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Tıpkısının aynısından bir tane daha kurulsa ve "Yenilenebilir enerjiyi savunanlar yeni kurulanda örgütlensin" denilse, nasıl karşılanır?
Veya bir ildeki ticaret ve sanayi odasından bir tane daha kurulsa, ruhsat, ticaret sicili gibi işlemlerin bundan böyle iki farklı oda eliyle yürütüleceği söylense ne tepki verilir?
Bunları yazmamın nedeni baro başkanlarının iki gündür Ankara’da devam eden görüşmelerini tamamlayıp ayrılmaları sonrasında ortaya çıkan yeni durum…
Anımsanırsa, Bayburt’ta 30 avukat bulunmadığı için kurulamadığından 80 ilin, yani Türkiye’nin tamamında kurulu baroların başkanları ortak açıklamayla yeni düzenlemeye karşı çıktı.
Yetmedi, bir de Başkent’e geldiler, düşüncelerini yüz yüze aktardılar.
KAMU KURUMUDUR
İşin bu yönünde değilim, ilk girişte dile getirdiğim bakıştan devam edeceğim…
Şunu bilelim ki Barolar, Anayasa’da yürütmenin içinde, idarenin parçası olarak düzenlenmiş meslek kuruluşudur…
Hizmet yönünden yerinden yönetimdir; ama kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütüdür; özünde kamudur…
Ondan dolayıdır ki devlet de idari ve mali yönden denetler; ilgili bakanlık da üzerinde idari vesayet ve denetim yetkisini kullanır…
Aslında bakanlıkların ilişkili kuruluşlarıdır…
O nedenle kanuna dayalı finansmanı ve kamu gücünü kullanma yetkisine sahiptir.
Meslek sahiplerine yönelik tüm yetkiye de haizdir; bunun için sivil toplum örgütü değildir…
Anayasa’da vurgulandığı gibi, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütüdür…
Bundan dolayı da kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu bilinciyle davranılır; çünkü kamu kurumu vesayetine sahiptir.
HER İKİ BİN AVUKAT BİR TANE KURARARSA
Konuyu bu denli ayrıntılamamın nedeni son günlerde tartışması gittikçe artan çoklu baro sistemine ilişkin AK Parti’nin yürüttüğü çalışma.
Önceki günkü sohbetimiz sırasında çalışmayı yürüten AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan’a da aktardım, sorularımın ağırlıklı bölümünü de sıraladığım temele oturttum.
Özkan, avukatlık stajından, mesleki beklentilerin karşılanmamasına kadar birçok konuda baroların asli işlerini yapmayıp, siyaset başta olmak üzere başka işlere odaklandığını söyledi.
Bunun için yeni bir kanuni yapılanmaya ihtiyaçları olduğunu belirtti…
Bunun meseleyi ne denli çözeceği tartışılır, çünkü çoklu baro kurulması sorunu çözmek yerine, var olanı fazlalaştırırsa ne yapılacak?
ANAYASA 135 DURDUKÇA
Ayrıca Barolar Birliği’nin yanı sıra, Adalet Bakanlığı’nın çoklu baro sistemine sıcak olmadığı, son görüşmelerinde baro başkanlarının da tespiti…
Gerekçesi de açık, Anayasa’nın kamu kurumu niteliğinde tanımlayan 135’inci maddesi orada durduğu sürece çoklu baro kurulmasının olanaksız olduğu yönündeki kanaat...
Çünkü bir ilde birden fazla baro kurmak, mesleki kamu hukuku ile ilişkili alanlarda karmaşa yaratır, hukuk güvenliği ve hukuki öngörülebilirlik açısından sorun çıkarır.
Mahkeme salonlarında avukatların geldikleri barolara bakılarak kerteriz alınır; mübaşirinden, katibine kadar geniş kesimi problemli hale getirir…