CHP'li Torun'dan "Belediyelere Kayyum" tepkisi

CHP'li Torun'dan "Belediyelere Kayyum" tepkisi

02 Eylül 2016 Cuma 17:28
CHP'li Torun'dan
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun’un yazılı bir açıklama yaparak Meclis zemininde uygulamaya giremeyen belediyelere kayyum yetkisinin KHK düzenlenmesine sert tepki gösterdi. Torun bu konuda AKP iktidarını, "Bir kez daha anlaşılmıştır ki AKP hükümeti demokratik kurumları hiçe sayan tavrını sergilemekte ısrar etmektedir" sözleriyle hedef alırken şu ifadelere yer verdi: “Bir süredir Terör nedeniyle bazı belediyelere kayyum atanması yönünde Hükümetin bir çalışması olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda parlamentoda itirazlarımızı ifade etmiş ve bu yöndeki girişimlerin askıya alınmasını sağlamıştık. Ne var ki Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bir kez daha bir oldubitti yapılmış ve  “belediye ve bağlı idare imkanlarının terör veya şiddet olaylarına dolaylı ya da doğrudan destek sağlamak amacıyla yararlanıldığının valilik tarafından belirlenmesi durumunda, terör ve şiddet olaylarına destek olmak amacıyla kullanılan belediye veya bağlı idare taşınırlarına mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından el konulması” yönünde bir düzenleme yapıldı ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bir kez daha anlaşılmıştır ki AKP hükümeti demokratik kurumları hiçe sayan tavrını sergilemekte ısrar etmektedir. Milletin seçtiği temsilcilerin ortak mutabakatı ile geri çekilen bu teklifin KHK ile yürürlüğe konması; 15 Temmuz sonrasında oluşan milli birliğin Akp tarafından hiçbir zaman benimsenmediğini, kendi çıkarları için göstermelik olarak kullanıldığını gözler önüne sermiştir.  Darbe öncesi takınılan samimiyetsiz tavrını AKP hükümeti darbe sonrasında da devam ettirmekte ve OHAL ilanı fırsata çevirip, diktatöryal tavrını sergilemeye devam etmektedir. Bu çerçevede Vali ve Kaymakamların görevden alma sonrası atamayı yapacak makam olarak belirlendiğini görülmektedir. Esasen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı belediye başkanları hali hazırda görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Öncelikli olarak kayyum atanmasına ilişkin düzenleme öncesinde bu tür görevden uzaklaştırmaların hukuki dayanaklarını aşağıda ek olarak bilgilerinize sunuyoruz. Göreceksiniz ki KHK öncesinde de belediye başkanlarının görevlerinden uzaklaştırılması mümkündü. Bu durumda belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması ve yerlerine kayyum atama yönünde bir düzenlemeye gidilmesinin gerisindeki mantığı iyi anlamak ve değerlendirmek gerekir. Yeni düzenlemenin gerisindeki temel neden şu an kullanılan görevden uzaklaştırma biçimi ve yarattığı sonuçların AKP’nin istediği türden bir köklü değişimi görevden almaya konu olan belediyelerde yaratmayacağı kaygısıdır. Çünkü AKP, bu tür suçlamalara konu olan belediye başkanlarını görevden almak derdinde değildir; yapılmak istenen bu belediyelerin, sandık dışında ele geçirilmesidir. Değerli Basın Mensupları, Ne yazık ki KHK yoluyla yapılan görevden alma ve kayyum atanması düzenlemesi tam da bu nedenle, belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili bir düzenleme olmaktan çok öteye geçmiştir. KHK ile yapılan düzenlemeye bakıldığında şu tespitleri yapıyoruz;
  1. i) Belediye başkanlarındın görevden el çektirilmesinde en önemli kriter “teröre ve terör örgütlerine destek verme” olarak kullanılacağı ifade edilmektedir. Bu kriter “belediye başkanı olma niteliğini yitirmesi” için yeterli sayılmaktadır. Bu konudaki kritik konu görevden el çektirilen belediye başkanına yönelik bu tür bir suçlamanın herhangi bir mahkeme kararına dayanmaması ya da hüküm giyme durumu aramamasıdır. Örneğin milletvekillerine ilişkin düzenlemede “hüküm giymiş olmak” önemli kriterlerden biridir. Diğer bir anlatımla, siyasi otoritenin bu yöndeki değerlendirmesi mahkeme kararı yerine geçecek ve bu gerekçelendirmeyle belediye başkanı görevden el çektirilecektir.
  1. ii) Söz konusu görevden alma yetkisinin ise İçişleri Bakanı ve Valilerde olacağı büyükşehir belediye başkanlarını İçişleri Bakanının, il ve ilçe belediye başkanları ise valilerin görevden alabileceği görülmektedir.
Bu düzenleme demokratik işleyişe bütünüyle aykırıdır. Kuşkusuz terörü destekleyen hiç kimsenin, hangi makamda olursa olsun, görevini sürdürmesine izin verilemez. Ancak ister seçilmiş, isterse atanmış olsun, yerelde görev yapan ve bu tür suçlamalara muhatap olanlar hakkında yapılacak işlemin, yasal düzenlemeler ve demokratik işleyişin kurallarına uygun olması şarttır. Bunun yolu ise çok açıktır; bu işlemlerin siyasi bir kanal yoluyla Vali ve Kaymakamların insafına bırakılması yerine, yargı süreçlerinin işletilmesi ve kargı kararıyla söz konusu görevden alma işlemlerinin yapılması demokratik bir düzende esastır. Öte yandan, eğer Hükümet yargı yolunu yetersiz buluyorsa, bu sorunu çözmenin yolu açıktır; yargının işleyişi hızlandırılmalı ve süreçlerin bir an önce sonuçlandırılması yoluna gidilmelidir. Bu haliyle, AKP siyasi bir tercih olarak asıl meseleyi bu tür görevden alma yoluna gidilen yerlerde, söz konusu belediyelerin yönetimini ele geçirmeyi hedeflemektedir. KHK’lar aracılığıyla yönetim TBMM iradesini ortadan kaldırmakta, daralan demokratik alan kapanma noktasına getirmekte, sorunları çözmeyip, içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bu haliyle KHK yoluyla yapılan düzenleme, bir çok başka alanda yaptığı gibi, yerel yönetimler alanını da tahrip etmenin önünü açmıştır. Bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. EK: KHK Öncesi Belediye Başkanlarının Görevden Alınmasına Yönelik Yasal Düzenleme KHK öncesi yasal düzenlemeler kapsamında belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine görevlendirilme yapılmasını olanaklı kılmaktaydı.  Gerek 3628 sayılı Mal Bildirimi ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gerekse 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye başkanlarının 5393 sayılı Belediye Kanunun 47/1’nci maddesine göre kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilmesine olanak sağlamaktadır. Aynı çerçevede, belediye Başkanının görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşmayacak biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda öncelikle 5393 Sayılı Belediye Kanunun 45’inci maddesine göre Vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanmasının sağlanarak meclis tarafından bir başkan vekili seçilmesi gerektiriyordu. Eğer görevden uzaklaştırılacak belediye başkanının yerine bu şekilde bir başkan vekili seçilmezse bu durumda ise görevden uzaklaştırılan belediye başkanının yerine 5393 sayılı Belediye Kanunun 46’ncı maddesindeki: “Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması ve yeni belediye başkanı veya başkan vekili seçiminin yapılamaması durumunda, seçim yapılıncaya kadar belediye başkanlığına;
  • büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı,
  • diğer belediyelerde vali tarafından
görevlendirme yapılır denilmekteydi."

Son Güncelleme: 03.09.2016 10:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.