Selçuk Dereli: Siyasi Baskılar Türk Futbolunun Geleceğini Tehdit Ediyor!

Süper Lig’de şampiyonluk yarışı kızışırken, maç takvimi daraldıkça da sahadaki futbol yerine hakem kararları her geçen hafta katlanarak tartışılır hale gelmiş durumda. Eski hakem ve ünlü futbol yorumcusu Selçuk Dereli’nin tanımlamasıyla Türk futbolu, en alt liglerden en tepeye kadar siyasi baskı altında ve bu durum futbolumuzun geleceğini tehdit ediyor.

05 Şubat 2020 Çarşamba 14:18
Selçuk Dereli: Siyasi Baskılar Türk Futbolunun Geleceğini Tehdit Ediyor!

Hakemlik kariyerinden spor yorumculuğuna, dernek yöneticiliğinden sokakta insanlarla omuz omuza hak mücadelesine kadar, pek çok farklı yerde karşımıza çıktı. Doğru bildiğini söylemekten hiç vazgeçmedi. Çok konuşuldu, çok tartışıldı ama ağzından çıkacak cümleler hep merak edildi. Şimdiler de ise yine aynı heyecanla Youtube platformunda Selçuk Dereli Kanalı ve Halk Radyo üzerinden kendi sunumuyla, her Pazartesi 16.00 - 17.00 arasında futbol severlerle gerçek bilgiyi buluşturma gayretine devam ediyor. FİFA kokartlı eski hakem ve ünlü spor yorumcusu Selçuk Dereli, Türk futbolunun içinde bulunduğu kaos ortamını Gerçek Muhabir okurları için değerlendirdi.

“TÜRK FUTBOLUNUN ÖZERKLİĞİNE MÜDALE VAR”

**Türk futbolunun bugünkü durumunu nasıl buluyorsunuz?

Türk futbolu kâğıt üstünde özerk gözüküyor ancak bakıyorsun seçimler yapılıyor birileri bir kişiyi aday gösteriyor ve karşısına kimse çıkamıyor. Bu nasıl özerklik? Delegelerin belli sayıda oy vermesiyle bir başka aday daha çıkabiliyor ama adayı çıkartmıyorlar, izin vermiyorlar. Niye izin vermiyorlar çünkü bu işin içinde siyasi baskılar var. Siyaset futbolun sporun içerisinde bu kadar yoğun olursa, elbette bu futbolun içindeki unsurlar kendi başkanlarını seçme fırsatını kaçırıyorlar. Zaten futbolda problem de buradan başlıyor. Temel sıkıntı bu. Yani birileri işaret ediyor diyor ki ‘bu olacak’ ve o kişi oluyor. Sahadaki futbolcu, hakem, antrenörler ve bunların dernekleri yönetici kişiye karar vermiyor, onların yerine birileri karar veriyor. Hal böyle olunca da baştan düğme yanlış ilikleniyor ve sonuna kadar da yanlış gidiyor. Futbolun en büyük problemi bu. Türk futbolunun özerkliğine müdahale var.

“SAHADAN GELENLER TFF BAŞKANI OLMUYOR OLAMIYOR”

Sonra ne oluyor bu futbol federasyonu başkanı birilerinin işaret etmesiyle başa geliyor. O da kendisini oraya getirenlere borcunu ödemek adına kurullara hem siyasete yakın isimleri atıyor, hem de gerçekten bu işleri başarıyla yapabilecek isimleri değerlendirmiyor. Yani sahadan gelen bir futbolcu ya da hakem Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmuyor olamıyor. Peki neden? Bu yapılmadığı sürece Türk futbolu çok zor gelişir. Aynı problemler sürekli bir halde devam eder.

NİHAT ÖZDEMİR’İN KOLTUĞUNDA KALABİLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM”

** TFF Başkanı Nihat Özdemir’in istifa edeceği haberleri çok konuşuluyor. Sizce bir istifa gelir mi? İstifa söz konusu olursa koltuğa yakın adaylar kimlerdir?

Bu haberler çıktıktan sonra ben Nihat Özdemir’in TFF Başkanlığı koltuğunda uzun süre kalabileceğini zannetmiyorum. Bu bilinçli olarak kamuoyuna pompalanıyor. Nihat Özdemir dün açıklama yaptı, 'biz görevimizin başındayız devam edeceğiz' dedi ama ben çok olasılık görmüyorum bu durumu. TFF koltuğuna birilerini hazırlıyorlar. Yine Nihat Özdemir'i oraya getiren irade oraya yine birini hazırlıyor. Belli ki Nihat Özdemir ile ilgili başka sıkıntılar da var. Türkiye kamuoyunun bildiği konularda var onlarla da ilgili olabilir.

“TARTIŞMALARIN SEBEBİ GÜVEN KAYBI”

Türk futbolu hakikaten sürekli tartışılıyor. Kurullar tartışılıyor. Disiplin kurulu, tahkim kurulu, temsilciler kurulu, merkez hakem kurulu sürekli tartışılıyor. Aldıkları kararlarla ilgili kamuoyunda gerçekten ciddi anlamda tartışmalar oluyor. Bir kurumun mevcut hali şöyle düşünebilir; ‘yönettiği toplumun güvenini kaybetmiş durumda!’ Böyle olunca da devam edebilme şansları yok.

“GÖKSEL GÜMÜŞFAĞ ADAY OLABİLİR DEDİM”

Biraz önce ifade ettiğim gibi yine birilerinin işaretiyle Nihat Özdemir değil de benzer niteliklerde bir isim getirilirse olmaz, yine hiçbir şey değişmez. O nedenle futbolu bilen, futbolun içinden gelen, tarafsız, bize katkı sunabilecek, futbolu geliştirebilecek isimlerin orada olması lazım. Yakın olan isimler noktasında Göksel Gümüşdağ'ın ismi sıklıkla konuşuluyor. Biliyorsunuz İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi’nde bir görevdeydi ama bir süre önce oradan istifa etti. Göksel Gümüşdağ istifa ettiği gün yanımdaki arkadaşlara dedim ki; ‘Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığına aday olabilir.’ Dolayısıyla o tarafa yönelecekmiş gibi duruyor ama şuan ki Nihat Özdemir'in yönetim kurulunda olan ve yine UEFA Başkan Yardımcısı konumunda bulunan Servet Yardımcı'nın ismi de geçiyor. Dediğim gibi bu iki isim de göreve gelse dahi bu tartışmalar bitmeyecek.

“HEPİNİZ AYNISINIZ RIDVAN DİLMEN

**Türk futbolunda bazı takımların kollandığı tartışmaları gündemden düşmüyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsun? Bir müdahale söz konusuysa bu futbol ikliminin alt liglere yansıması olmuyor mu?

Mesela Rıdvan dilmen diyor ki açık açık, ‘Trabzonspor'a bakanlar destek veriyor.’ İyi de kardeşim başkası da başka kulübe destek verince konuşmuyorsun. Ya da sen referandumda daha güçlü bir Türkiye için 'Evet' diyorsun ama başkası da senin gibi siyaseti dâhil edince kızıyorsun. Ulaştırma Bakanı, Trabzonspor - Fenerbahçe maçından sonra fanatik bir tavır sergileyip yanlış yaptı. Rıdvan Dilmen’in bu yanlışı eleştirmesi de çok doğru ama siyaseti futbolun içine sokanların başında kendisi geliyor. Şimdi bırak bu işleri Rıdvan Dilmen çünkü hepiniz aynısınız. Bu şekilde bir yaklaşım en başta futbolumuzun her rengine zarar veriyor.

“ALT LİGLERDE MANZARA ÇOK DAHA KÖTÜ”

Sadece Süper Lig'de değil alt liglerde de neler neler yaşanıyor. Ben sıklıkla 2. lig 3. lig maçlarına bizzat gidip izliyorum ve gördüğümüz manzara çok daha kötü. Bu liglerde de ciddi anlamda futbola siyasi müdahaleler var. Yazıktır. Siyasetin görevi Türkiye'de futbolun daha doğru daha kaliteli hale bürünebilmesi için uygun tesisleri yapmak, uygun organizasyonu gerçekleştirmektir. Bu sınırda durması lazım. Çok çirkin iddialar söz konusu. Mesela Serik Belediyespor noktasında bazı kişilerin o kulübü siyasi sebeplerle desteklediği gibi. Çok sayıda başka kulüp içinde bu tartışılıyor.

“KENDİLERİNİ KOLTUĞA TAŞIYAN İRADEYE DİYET ÖDEMEK ADINA GÖZ YUMUYORLAR”

 Siyaset bu kadar müdahil olursa nasıl gelişecek Türk futbolu. O zaman giysinler siyasiler üstlerine formayı sahaya çıksınlar madem. Türk futbolunun gelişebilmesi için objektif, adaletli, hak ve hukuk zemini oluşturularak, bu zeminde yönetilmesi lazım. Bizim isteğimiz hak hukuk adalet. Futbolu yönetenler bu zemini sağlamadığı sürece hiç bir soruna çözüm üretilemez. Kendilerini koltuğa taşıyan iradeye diyet ödemek adına göz yumuyorlar, arkalarını dönüyorlar.

“İLERİDE KULÜPLERİN BATTIĞINI GÖREBİLİRİZ”

**Takımlara yönelik değerlendirmeleriniz nelerdir? Sizce sezon sonunda şampiyonluk ipini kim göğüsler?

Düğmenin baştan yanlış iliklenmesi neticesinde özellikle Süper Lig'de bulunan kulüpler bu finansal fair play kurallarına uymadı. O kriterlere kulüplerimiz çok dikkat etmedi. Kulüpler ellerindeki imkânları ve bütçeleri transferlere kontrolsüz bir şekilde harcadılar. Bunun sonucu olarak UEFA'dan da bu anlamda cezalar geldi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı sezon başı dedi ki 'buna uymayanlara direkt ben ceza vereceğim' ama ceza da veremedi. Niye ceza veremedi çünkü bağımsız bir federasyon başkanı değil. Birileri şunu yap diyor yapıyor, yapma diyor yapmıyor. Hal böyle olunca ne oldu kulüpler birçok transferi yaptı bazı kulüpler ise yapamadı ama hakikaten ciddi anlamda Türk futbolu bir batağa gidiyor. Türkiye'de ileride kulüplerin battığını görebiliriz. Maalesef buna şahit olabiliriz. Şuan bile çok ciddi sıkıntı içerisindeler. Kredi imkânları da sağlandı mesela ama çözüm olmadı. Sorumsuzca harcamalar, transferler kulüpleri ciddi anlamda geri dönüşü olmayan bir yola sokabilir. Tüm bunların önüne hep birlikte geçilmesi lazım.

“TRANZONSPOR İYİ İŞLER YAPTI”

Hangi kulüp çok daha doğru işler yaptı dersek Trabzonspor'un çok iyi transferler yaptığını düşünüyorum. Daha önce şampiyonluğu kaçırdığında Trabzonspor taraftarları diyorlardı ki 'ya keşke kulübe daha iyi oyuncuları alabilseydik işte o zaman şampiyonluğu kaçırmazdık.' Bu defa o hatayı yapmadılar. Özelikle son günlerde Malatyaspor Başkanı ile birbirine girdiler bir tartışma yaşandı aralarındaki müsabakanın ertelenmesiyle ilgili. Sonrasında ise Malatyaspor'un en iyi oyuncusunu transfer etti Trabzonspor. Guilherme'nin büyük katkı sağlayacağı da görünüyor diyebilirim. Yine Galatasaray belli mevkilere oyuncu almaya çalıştı ama tamda istenildiği gibi değil bu transferler onu da ifade etmek gerekli.

SERGEN YALÇIN ZEKİ BİR FUTBOL ADAMI”

 Sergen tabii Beşiktaş'ın evladı. Futbolculuk döneminde takımın efsane ismiydi. Önemli katkıları oldu her dönemde. Sergen sadece Beşiktaş'ta değil, Fenerbahçe'de de oynadı Türkiye'nin birçok kulübünde oynadı. Teknik adamlıkta da Sergen Yalçın gittiği tüm takımlara katkı sundu. Tek sıkıntısı gittiği takımlarda hiçbir sezonu tamamlayamadı benim gördüğüm kadarıyla. Şimdi Beşiktaş'ta böyle bir sıkıntı yaşanabilir mi göreceğiz bunu yapmaması lazım. Beşiktaş altyapısından buralara kadar gelen bir insan şuan zor günlerinde takımın başına geldi ve başarıyı yakalarsa eğer Sergen Yalçın çok uzun soluklu bu kulübün teknik adamlığına devam eder. Başarıyı yakalayamama durumu da olabilir çünkü eksik kadro, imkânlar, ekonomik sıkıntılar Beşiktaş'ta yoğun hissediliyor. Böyle bir dezavantajı da var. Ben kabul edilebilir ölçülerde katkı sağlayabileceğini düşünüyorum çünkü çok zeki bir futbol adamı Sergen Yalçın. Ben çok maçını da yönettim kendisinin. Futbol zekâsına gerçekten büyük saygı duyuyorum. Teknik adamlığında da umarım ki başarılı olur ve milli takımın da aranılan isimlerinden biri olur.

“VAR HAKEMLERİ SAHA KENARINDA OLMALI”

** Var sistemi ve bizim ligimizdeki mevcut uygulaması sizce doğru mu?

VAR sistemi ülkemizde doğru uygulanmıyor çünkü bizim kurulların eğitim anlayışları son derece yanlış. VAR hakemlerine doğru eğitim verilmiş olsaydı biz bugün mevcut sorunları çoktan aşmış olurduk ama VAR'ın bu yöntemle çok başarılı olabileceğini tüm dünyada ben zannetmiyorum. Daha önceki programlarımda sıklıkla dile getirdiğim gibi benim önerim, ‘Türk futbolu ve dünya futbolu için VAR hakemleri stadyumda yedek kulübelerinin de olduğu arada bir yerde olmalı.’ Biliyorsunuz şuan Riva'dalar. Riva'dan bağlanıyorlar her maça ama bence kesinlikle sahada olmalı. Sahada o atmosferi yaşamalı saha hakemleriyle bir ekip ruhu içerisinde deplasmana gidip gelmeli. VAR hakemi ve orta hakem saha kenarında pozisyon olduğunda tıpkı basketboldaki gibi bir birlerinin jest ve mimiklerini görerek, konuşarak bir doğru kararı bulabilmeleri gerekli. Bu karar herkes açıklıkla görebilmeli. Şimdi VAR hakemi orta hakemi uyardı mı uyarmadı mı bilemiyoruz. Böyle olunca da ya hakem zan altında kalıyor ya VAR hakemi.

“VAR HAKEMİ DOĞRUYU SÖYLEMİYORSA YA ART NİYETLİ YA FUTBOLU BİLMİYOR”

Ben şöyle bakıyorum VAR'ın başındaki hakem tekrar pozisyonu izleyip hakeme doğrusunu söyleyemiyorsa ya oyun kurallarını bilmiyor ya art niyetli. Ekranda tekrarı izliyorsun ve doğru açıdan bakabiliyorsun bu nedenle bu kabul edilemez. Ya kuralı bilmiyor, ya futbolu iyi yorumlayamıyor ya da art niyetli. Buradaki sistemi MHK'nin bir an önce değiştirmesi lazım. UEFA ya da FİFA nezdinde dünya futbolunda bu uygulamaları ve protokolleri geliştirenler bu sistemi yenilemeli ve VAR hakemlerini sahada hakemin çok daha kolay ulaşabileceği bir noktaya oturtması gerekli.

 “HAKEMLİĞİ BIRAKTIM MÜCADELEYİ DEĞİL”

** Futbolun pek çok farklı noktasında görev aldınız ve her zaman görüşlerine danışılan bir isim konumunda oldunuz. Şimdilerde ise bir başka yönünüzü görüyoruz. Futbol severler sizi Halk Radyo’da sunduğunuz program ve Selçuk Dereli Youtube kanalında hazırladığınız içerikler aracılığıyla takip ediyor. Futbola dair hedefiniz nedir?

Ben uzun yıllar yurt dışı arenada Türk futbolunu temsil ettim FİFA kokartlı hakem olarak. UEFA'nın yetenekli hakem programını bitiren ilk Türk hakemiyim. Ama 10-12 yılım daha varken hakemliği bıraktım. Yapılan haksızlıklardan dolayı bıraktım. Türk futbolunda benim hakemliği bıraktığım dönemde de emek hırsızlığı yapanlar vardı. O emek hırsızlığı yapanlara kızarak bıraktım. Dedim ki ‘ben hakemliği bırakacağım ama sizinle mücadeleyi bırakmayacağım.’ Ve mücadelemi yine futbolun içinde kalarak devam ettiriyorum. Şimdi medya ayağındayız tabii. Gazeteci-spor yorumcusu olarak devam ediyorum.

“FUTBOLUN DOĞRULARINI KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Mevcut şartlarda işimiz kolay değil. Türk futbolunu elinde tutanların, o günkü bize bu operasyonu yapanların yine muadilleri bugün benzer konumlarda. Bu insanlar bizlerin çeşitli mecralarda kendimizi rahat bir şekilde ifade etmemizin önüne geçiyorlar. Sesimizi kısmaya çalışıyorlar. Sezon başında Bein Sports'la bir anlaşmam oldu ama oraya baskı uygulanarak anlaşma iptal ettirildi. Bunu yapanlar zannediyorlar ki bizim sesimizi kesecekler. Onlar istediklerini yapsınlar biz onların istediği gibi olmayacağız. Onların istediği şekilde konuşmayacağız. Futbolun doğrularını konuşmaya devam edeceğiz. Ben de Youtube platformunda Selçuk Dereli Kanalıyla kendi mecramı yarattım ve çok da iyi gidiyoruz. Türkiye'de gündem yaratan konulara değiniyoruz. Aynı zamanda da Halk Radyo'da Pazartesi günleri 16 ile 17 arası kendimizi ifade ediyoruz. Bu mecralarda Türk futbolunu izleyenlere bu işin doğrularını anlatmaya gayret ediyoruz. Bugün de Gerçek Muhabir aracılığıyla tüm sporla ilgilenen insanlarımızı kanalımıza abone olarak futbol adına olan mücadelemize destek olmaya çağırıyorum. Herkesi bekliyoruz. Türk futboluna katkı sunmaya çalışıyoruz işin özeti ve buna da he birlikte devam etme arzusundayız.

“FUTBOLUN EVRENSEL İLKELERİNE SAYGI DUYACAĞIZ”

**SON OLARAK SİZİN ÇÖZÜM ÖNERİNİZİ, EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZİ SORALIM

Futbolumuzda bugünü yaşatan anlayış, bugünü yaşatan zihniyet mevcut tavrını değiştirmediği müddetçe futbolda hiçbir şey değişmeyecek. Gücü elinde bulunduran hep kendine yontma gayretinde. Böyle olmaması gerekiyor. Futbolun lehine davranma zorunluluğumuz var. Atıyorum x takımın taraftarı ya da o kulübün yöneticileri bütün pozisyon değerlendirmelerinde ve bütün davranışlarında sadece kendi kulübünün menfaatini düşünmemeli. Sadece kendi açısından bakarsa ne oluyor, futbolun etik değerleri yok sayılarak hareket edildiği zaman diğeri de öyle yapıyor ve işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Futbolun evrensel değerlerine saygı duyacağız. Futbolun marka değerlerinin yükselmesine saygı duyacağız. Eğer futbol yükselirse, Türk futbolu dünyada belli bir noktaya gelirse bu durum tüm kulüplerimizin menfaatine olacak zaten. Bu anlamda yöneticilerin biraz daha açıklama ve davranışlarına dikkat etmesi lazım. Hak edenin şampiyonluk ipini göğüslemesini ve temiz bir ligimizin olmasını temenni ediyorum.

Ali Güneş//GerçekMuhabir

Son Güncelleme: 05.02.2020 15:51
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.