YSK Başkanının böylesi bir kanun tanımazlığa yol açması ve açıklama yaparken ki yüz ifadesi, rehin alınmış bir insanın yüz ifadesidir. Cumhurbaşkanının ve etrafındakilerin açıklama yaparken ki yüz ifadeleri de bir zaferin değil, kaybetmenin ve korkunun ifadesidir. YSK Başkanı'nın açıklamasındaki mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılması ile ilgili "Ak Partili temsilcinin talebi üzerine" ifadeleri aslında gerçekleri ortaya koymaktadır.
Biz adaletin sağlanması ve milletin gerçek iradesinin tescili için her türlü mücadeleyi vereceğiz. Halkımızın verdiği oyların gasp edilmesine sessiz kalmayacağız. Kimse unutmasın, biz vatanı onlar bir adamı savunuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin rejiminin bir hukuk darbesi ile yok edilmesine geçit vermeyeceğiz. Bu referandum şaibelidir ve meşruiyetini yitirmiştir. Bu rejim hırsızlığına sonuna kadar direneceğiz ve mücadeleyi asla bırakmayacağız.
Devletleşmiş iktidar partisinin gayri nizami ve adaletsiz seçim kampanyasına; devletin tüm olanaklarını kullanarak, yerel yönetimler ve kamu kurumlarının imkanlarından faydalanarak, milletin parası ile her türlü hukuksuzluğa başvurarak, Olağanüstü Hal'de girdiği referandumda yalnızca ve ancak usulsüzlüklerle %51 alabilmiştir. Bu oran usulsüz olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti rejimini değiştirme kabiliyeti olan bir oran değildir. Rejim değişikliği meşru değildir. Toplumsal uzlaşı metni olması gereken Anayasa değişikliğine toplumun en az yarısı çok güçlü bir şekilde Hayır demiştir. Halkımızın Hayır’ı demokrasimiz ve ülkemiz için çok kıymetlidir. Bu sonuçlar milletimizin Cumhuriyete ve demokrasiye bağlılığını bir kez daha kanıtlamıştır. Bu Hayır bizim değil hepimizin Hayır’ıdır. Bu bilinçle mücadelemizi sürdüreceğiz ve Cumhuriyeti hep birlikte koruyacağız.
Memleket için ve çocuklarının geleceği için tüm baskılara rağmen Hayır diyen yürekli insanlara, aylardır ülkemiz için çalışan her kesimden yurttaşlarımıza gönülden teşekkür ediyoruz. Bu mücadele henüz bitmedi. Biz kazanacağız.”