Deprem bölgesinde ticari sorunların devam ettiğini vurgulayan Nermin Yıldırım Kara, “Depremin üzerinden yaklaşık 10 ay geçti. Ancak her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da bir düzelme mevcut değil. Binlerce çalışanımızın ve işverenimizin hayatını kaybetmesinin yanı sıra binlerce iş yeri de yıkıldı ya da ağır hasarlı konuma geldi. Şimdi 21 metrekarelik kutularda 1 yılda ticaretin canlanması imkân dahilinde değildir. Henüz barınma sorununun dahi ne zaman çözüleceği bilinmiyorken ticarette normale dönüş uzun yıllar alacaktır. Bu yüzden Hatay özelinde mücbir sebep halinin 30 Nisan 2024 tarihine kadar ertelenmesini yetersiz buluyoruz. Birkaç ay önce minimum bu sürenin 2 yıl olması gerektiğini belirtmiştik. Gelecek sene de esnafımızın ortaya çıkacak vergi yükü altında ezilmeyeceğini garanti edemeyiz. Uzun periyotlar ve iyileştirmeler neticesinde ticari varlık ve hareketlilik 6 Şubat depremleri öncesine dönebilir. Ayrıca süre konusu dışında da ilan edilen mücbir sebep durumunda eksiklikler mevcut. Düzenlemeye göre mükelleflerin af kanunu dışındaki borçları 01/07/2024 günü sonuna kadar müracaat etmeleri ve gerekli şartları da taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 aya kadar taksitlendirilebilecek. Burada gerekli şartlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsı̇l Usulü Hakkında Kanun ile belirleniyor. Özellikle teminat verme ve nakit döngüsü meseleleri hak kaybına neden olacaktır. Kanunun ilgili 48.maddesine göre 50 bin TL ve üzeri borçlar için teminat istenmektedir. Tüm depremzede esnaf yurttaşlarımızın böyle bir teminat verebilmesi mümkün gözükmemektedir. İvedi şekilde bu konuda bir düzenleme yapılmalıdır.
ÖZEL UYGULAMALARLA ÖZEL STATÜ SAĞLANABİLİR
Yurttaşlardan gelen “özel afet bölgesi” talebinin özel düzenlemelerle sağlanabileceğini belirten Hatay Milletvekili, “Depremden en çok etkilenen 4 il (Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman) arasında serbest mali müşavir başına ortalama en çok mükellef düşen şehir Hatay’dır. 2022 yılı verilerine göre; Hatay’da kurumlar vergisi ve gelir vergisi mükellefi 45 bin 981, serbest mali müşavir sayısı da 563’tür. Depremin kümülatif yükünün yüzde 50’sini Hatay’ın deneyimlediğini hesaba kattığımızda hem esnaflar açısından hem mali müşavirlerimiz açısından hayatın normale dönüşü seneler alacaktır. Bu yüzden bizim sembolik ertelemelerden daha fazlasına ihtiyacımız var. Yurttaşlarımızdan özel afet bölgesi talebi bulunuyor. Mevzuatlara göre böyle bir uygulama mevcut değil, ancak Hatay’ın özel ve olağanüstü bir durumdan geçtiği aşikâr. Bu yüzden yurttaşların bu talebine özel düzenlemeler ile cevap verilmesi gerekmektedir. Mücbir sebep halinin şimdiden en az 2 yıl uzatılması ve sözünü ettiğimiz teminat ve rasyo şartlarının düzenlenmesi önemli adımlar olacaktır. Buna ek olarak; Hatay’da mukim kişi ve kuruluşların etkilenme oranları ilgili bakanlıklar tarafından sınıflandırılmalı, bu sınıflandırmalara özel olarak da teşvik ve destek paketleri oluşturulmalıdır. Ezbere ya da göstermelik ertelemeler ya da teşvikler işlevsiz kalıyor. Özellikle vergi ve sosyal güvenlik yüklerini hafifletici istisnalar ve muafiyetler oluşturulmalıdır. Genel bütçeye deprem kaynaklı dahil edilen vergilerden Hatay arındırılmalı, ticari hayatın sürdürülebilirliği için Hatay özelinde adaletli ve kademeli vergilendirme uygulamaları tasarlanmalıdır. Tüm bu planlamalar ve düzenlemeler yapıldığında, en azından ticari ve ekonomik açıdan Hatay bir özel afet bölgesi haline gelebilir.” dedi.