Konuyla ilgili TKP Çanakkale İl Örgütü'nün yayımladığı deklarasyon şu şekilde:
YAĞMACILARIN, TALANCILARIN DEĞİL
BU MEMLEKET BİZİM!
İçtiğimiz suya, soluduğumuz havaya, ektiğimiz toprağa saldırıyorlar. Geleceğimizi çalıyorlar Amerikan borsalarında pazarlamak için.
Çanakkaleliler olarak mücadelemiz devam ediyor. Yağmaya ve talana karşı yapılması gerekenler bellidir, bir kez daha yineliyoruz:
1. Kirazlı/Balaban bölgesinde sürdürülen doğa katliamı, altın çıkarma ve madencilik faaliyetleri derhal durdurulmalıdır.
2. Siyanür gibi ağır tahrip etkisine sahip bir maddenin kullanımı hangi şartlar altında olursa olsun onaylanmamalı; madenlerde siyanür kullanımı yasaklanmalıdır.
3. ÇED raporlarında belirtilen ağaç kesim sayısının dört katı miktarda ağaç kesimi yapıldığı iddiaları uydu görüntüleri üzerinden ve Orman ve Ziraat Mühendisleri tarafından sahada incelenmeli; bu katliama göz yuman, onay veren yerel yöneticiler ve bu suça ortak olanlar cezalandırılmalıdır.
4. Maden sahasının Kazdağları'na uzak olduğu uydurmadır. Kazdağları yalnızca Kazdağı Milli Parkı'ndan ibaret değil; Kirazlı'ya kadar uzanan dağlarla birbirini besleyen ekolojik bir bütündür. Dolayısıyla bu bütün tamamen Milli Park ilan edilmeli ve bu alanda verilen tüm altın arama ruhsatları iptal edilmelidir.
5. Salda Gölü'ne yapılacak millet bahçesi, Munzur Dağı'nın maden sahası ilan edilmesi, Ankara Garı'nda bulunan tarihi TCDD binasının özel bir üniversiteye peşkeş çekilmesi ve Çanakkale'deki saldırı birbirinden ayrı düşünülemez. Siyasi iktidarın sermayeyle kolkola giriştiği bu topyekün saldırıya karşı mücadele de bölgesel düzeyde kalmamalı; topyekün bir mücadele yükseltilmelidir.
Bu talepler çerçevesinde AKP'nin ve sermayenin kolkola yürüttüğü yağma ve talan neredeyse orada, tam karşılarında olacağımızın bilinmesini istiyor; Kazdağları'ndan Munzur'a kadar geleceğimiz için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.