Adli Yıl Açılış Töreni çerçevesinde CHP'nın katılmama kararına yönelik tartışmalar tüm hızıyla devam ederken Yargıtay Başkanı İsmail Rüştüı Cirit'in yaptığı açıklamada CHP'yi eleştirmesi yeni bir polemiğin fitilini ateşledi.
CHP'nin hukukçu isimlerinden Sezgin tanrıkulu yaptığı açıklamada Cirit'e, "Tutumunuz yargı bağımsızlığı açısından bir facia. Şimdi katılmama kararımız tarihe not düşme adına hayati önemde" ifadesini kullandı. Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle:
"2016 yılı yargı yılı açılışı törenlerinin bu yıl tarihinde ilk defa kurumsal olarak bu törenlerin sahibi olan Yargıtay ev sahipliğinde değil, daha önce ilan edilen ve davetiyelerde belirtilen yerin aksine tartışmalı biçimde Cumhurbaşkanlığı külliyesinde gerçekleştirileceği kamuoyuna açıklanmıştır.
Türkiye'de her dönem hukuk sistemi tartışmalı olmuştur, ama hiçbir zaman bugün olduğu kadar hukuki değerler, insan hakları ve evrensel kurallar yerine keyfilik, otoriterlik ve vurdumduymazlık bu derece egemen olmamıştır.
Tam 275 gün önce çatışma ve silaha karşı barış için ve Diyarbakır'ın çatışmadan nasibini alan tarihi değerleri için bir basın açıklaması sırasında suikaste uğrayan Tahir Elçi, 2015-2016 yargı yılında kaybettiğimiz bir adalet ve insan hakları savuncusu olarak tarihe geçmiştir.
Tahir Elçi, yıllarca faili meçhuller için mücadele etmiş ve maalesef kendisi de aydınlatılması için gerekli çalışma yapılmayan, soruşturma aşamasında olay yerinde keşif yapılması dahi skandala dönüşen, delillerin kaybedildiği bir suikastin kurbanı olmuştur.
Bu yargı yılı açılışında onun eksikliği tüm insan hakları savunucusu meslektaşlarını ve bizleri derinden üzmektedir. Ancak Türkiye'nin faili meçhullerle mücadele, özgürlükler, adalet ve insan hakları mücadelesinde tüm hukukçulara ışık olacak bir geçmişi de bizlere emanet etmiştir.
Bugün geçmişte örgütsel biçimde yargıda iktidar eliyle kümelenen bu kişilerle mücadele adı altında hukuksuzluk meşru kılınmaya çalışılmakta, otuz günlük gözaltı süreleri, avukatların savunma hakkının kısıtlanması, gözaltı ve cezaevi sürecindeki insan hakları ihlalleri, basına ve gazetecilere yönelik baskı ve hukuksuz/keyfi gözaltı ve tutuklama kararları ile evrensel hukuk, insan hakları, yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı ayaklar altına alınmaktadır.
Yargı yılı açılışı etkinliklerinin 2016 yılında tarafsızlık yeminini çiğnemiş olduğu her kesimce ve kendisi tarafından da kabul edilen Cumhurbaşkanlığı külliyesinde ve Cumhurbaşkanının da konuşma yapacağı bir törenle yapılacak olması bu tablonun tarihe geçmesi açısından ibret vericidir.
Zira böyle bir durum 12 Eylül darbe döneminde dahi yaşanmamış, Kenan Evren tarafından dahi talep edilmemiş ve dönemin Yüksek Yargı mensupları tarafından da bu tür taleplere teslim olunmamıştır.
Her yıl Yüksek Yargı'nın ev sahipliğinde, geçmişte Ankara Hukuk Fakültesi ya da Yargıtay'ın organizasyonu altında saygınlığına gölge düşürmeyecek çeşitli salonlarda ve yalnızca savunma ve yargılama makamlarını temsilen Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve Yargıtay Başkanının konuşmaları ile gerçekleştirilen açılış, bu yıl siyasi iradenin etkisi ve kontrolü altında gerçekleştirilecektir.
Yaşanılan bunca hukuksuzluk bu açılış töreni ile taçlandırılarak tüm kamuoyuna 'malum', ilan edilmektedir.
Yüksek Yargı'ya düşen majestelerinin hukukçusu olmak değil, halkın hakkını ve hukukunu korumak, bu uğurda mücadele etmek ve tarihi önemdeki gelenekleri bir tek kişinin hırslarına kurban vermemek için mücadele etmektir.
Ancak perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuş, daha aylar öncesinde Cumhurbaşkanı ile çay toplamaya giden Yüksek Yargı mensupları, bu açılış töreninin tarafsızlığı zedelemeyeceğini dahi savunabilmiştir.Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının kurumsal ve işlevsel olarak ne anlama geldiği konusunda Yargıtay Başkanı'nın tutumu, hukuk devleti açısından faciadır.
Bu tablo karşısında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da açıkladığı üzere törenlere katılmamamız ilkesel bir duruşun yanı sıra yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geldiği noktaya dikkat çekmek ve tarihe not düşmek adına hayati önemdedir.
Yargının ve yargı mensuplarının sorunlarının konuşulacağı bir tören yerine böylesi tartışmalarla gündemin yoğunlaştırılması en çok yargı emekçilerinin hakkının gasp edilmesidir. Demokrasinin olmazsa olmazı olan gerçek anlamda tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin inşası için tüm yurttaşlarımızla birlikte mücadele edeceğimizi belirtiyor, kamuoyuna saygılar sunuyorum."
Son Güncelleme: 01.09.2016 10:34