Öztrak düzenlediği basın toplantısında şu değerlendirmelerde bulundu: İyidil hakkında birbiriyle çelişen yargı karalarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Bunların hepsinin talimatlarını verdik. Mahkum olmuş birini beraat ettirme ve tahliyesini vermek gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidiyor. Sağolsun Adalet Bakanlığı adımlarını attılar’ değerlendirmesi ibretlik.
Suçu sabit olan FETÖ hükümlerinin kamu vicdanını rahatsız edecek şekilde tahliyeleri ne kadar yanlışsa, iktidarın Anayasa’ya aykırı bir şekilde yargıya talimat verdiğini söylemesi müdahale etmesi de o kadar yanlıştır.
Parası, gücü olan saraya yakın kayınpederleri olan maalesef elini kolunu sallayarak dışarıya çıkabiliyor. Bu yargıya duyulan güvene de FETÖ ile mücadeleye de büyük darbeler vuruyor.
Hakimler ve Savcılar Kurulu saraydan gelen talimatla iş tutuyorsa, Türkiye'de kimsenin hukuk güvenliği kalmamış demektir. Yargıya duyulan güvene darbe vurduğu kadar, sarayın koltuğunu korumak için FETÖ konusunu yargı eliyle kolaylıkla istismar edebileceğini de ortaya koymaktadır. FETÖ'nün siyasi ayağı mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Bu TBMM’nin gözetimi altında yapılmalıdır.
Bu çerçevede bizim verdiğimiz araştırma önergesi anlaşılan belli mahfilerin oyununu bozmuştur. Senaryosu olgunlaştırılmaya çalışılan bir operasyonu deşifre etmiştir. Yapılmak isteneni ilk Bahçeli anlatmıştır. Hapiste yumuşatılan mahkumları sarayın emrindeki hakim ve savcılar konuşturacak. Siz gelseydiniz Bakanlar Kuruluna ve bürokrasiye kimleri alacaksınız diye soracaklar. Buradan da siyasi bir cadı avını başlatacaklar. Ama biz çıkıp bu işe Meclis vaziyet etmelidir deyince paniğe kapıldılar. İster istemez gerçek muratlarını da ortaya koydular.
Erdoğan'ın artık seçimle iktidara gelme dönemi sona ermektedir. Bunu her türlü kamuoyu yoklamasından görüyoruz. Böyle bir ortamda yargı gücünü elinde tutan Erdoğan ve ortağı FETÖ meselesini kolaylıkla siyasi bir baskı aracına dönüştürebilir. Bu sarayın ve etrafındakilerin elinde kalan son karttır ve açık söyleyeyim bunun oynanması halinde bu aynı zamanda zurnanın da zırt dediği yerdir. Şunu merak etmeden de geçemiyoruz, önce beraat ettirilip sonra tutuklama kararı verilen bu kişi aslında geçmişte MİT tarafından resmi bir yazı ile Genelkurmay'a FETÖ'cü olduğu bildirilen bir komutandır.Şimdi bu kişiyi ordudan atmayıp da terfi ettiren kimdir? Bu talimatı kim vermiştir? FETÖ’nün siyasi ayağı arayanlar bu talimatı kimin verdiğine bakmalıdır.
Yargıtay Başkanı Erdoğan'ın açıklamalarından bir gün önce hakimleri başka yerlere hakimlerin başka yerlere tayin edilmesini eleştirmiştir. Şimdi anlaşıldı ki HSK’nın bu kararının arkasında Erdoğan varmış. Şimdi Yargıtay Başkanı Erdoğan'ı da eleştirilecek mi yoksa Rize'ye çay toplamaya mı gidecek. Bunun cevabını kendilerinden bekliyoruz.
Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politikadaki hataları nedeniyle Rusya'ya bağımlı hale geldiğini, doğal gaz konusunda ise pazarlık yapamayacak konuma geldiği eleştirisinde bulundu.
Öztrak konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
''TÜRKİYE'YE BORU DÖŞENİYOR İNDİRİMİ BULGARİSTAN ALIYOR''
"Kara kış geldi. Kapıya dayandı. Bakın yine dış politikayla bağlantılı bir durum. Yaz aylarında doğal gaz ve elektriğe taksit taksit yapılan zamların etkisini şimdi vatandaşlarımız misliyle hissediyorlar. Türkiye’nin her yerinden şikayet alıyoruz bu konuyla ilgili. Millet için soğuk kış günlerinde ısınmak dahi lüks oldu. Oysa daha birkaç hafta öncesinde Putin’le Türk Akım projesinin açılışı yapıldı. Şimdi Rusya, açılışı yapılan Türk Akım hattından Bulgaristan’a indirimli doğal gaz satmaya başladı. Peki biz Rusya’dan bu hattan indirimli doğal gaz alabiliyor muyuz? Hayır. Daha önce Ukrayna, Romanya, Bulgaristan üzerinden gelen batı hattından hangi fiyatla gaz alıyorsak, şimdi aynı fiyatla gaz alıyoruz. Aradaki transit ülke sayısı azaldığı için Bulgaristan’a indirimli gaz veriyorlar. Ama boruların geçtiği ülke olan Türkiye indirim alamıyor. Türkiye’ye boru döşeniyor. İndirimi Bulgaristan alıyor. Erdoğan ise Türk Akım’ın ismini Putin koydu diye avunuyor. Peki şimdi soruyoruz. Erdoğan, dış politikadaki hataları nedeniyle Putin’e bu kadar bağımlı hale gelmeseydi, Rusya’dan doğal gaz indirimi almak konusunda Türkiye’nin pazarlık gücü daha mı fazla olurdu yoksa daha mı az olurdu. Cevabı belli. Suriye krizini iyi yöneten Rusya, Türkiye’yi başta enerji olmak üzere pek çok alanda kendine daha bağımlı hale getirdi. Üzülerek söylüyorum, Erdoğan’ın Suriye’deki hatalarının bedelini Türkiye’deki vergi mükellefleri sadece Suriyeliler için ödediği ve ödeyeceği paralarla değil, pahalı enerji faturalarıyla da uzun yıllar ödeyeceğe benziyor."
"TÜRKİYE'NİN DOĞAL GAZI PAHALIYA ALDINA DAİR ÇOK CİDDİ İDDİALAR VAR"
Öztrak, hükümete Putin ile doğal gaz fiyatlarını görüşmesi yönünde çağrıda bulundu. Öztrak, "Türkiye'nin doğal gazı pahalıya aldığına dair çok ciddi iddialar var. Bir de geçtiğimiz yıl, kriz döneminde doğal gaza, elektriğe çok ciddi zamlar yapıldı. O dönem yazın bu zamlar yapıldığı hiç pek fazla hissedilmedi. Ama şimdi kış ayları geldiğinde artık vatandaşlarımız bu zamları hissetmeye başladılar. Bir an önce milletin sırtında taşınması son derece güç olan bu faturaların hafifletilmesi için devletin gerekli önlemleri alması lazım diye düşünüyoruz. Otursunlar, Putin'le her şeyi tartışıyorlar, 70 defa telefon görüşmesi yapmışlar. 71. bir görüşmeyi daha yapıp doğal gaz fiyatlarında indirim istesinler. Bu yüksek doğal gaz ve elektrik faturaları, şu 2019'da yaşadığımız yeniden yükseliş döneminin vatandaşımıza neler getirdiğini açık seçik ortaya koyan hususlardan bir tanesidir" ifadelerini kullandı.