''BEBEKLERİN CİĞERİNİ HATIRLATTIK''
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda termik santrallara çevre mevzuatına uyum için verilen 2,5 yıllık ek süreye ilişkin düzenlemenin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı tarafından veto edilmesine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, “Recep Tayyip Erdoğan beş buçuk yıllık görev süresi boyunca kendisine tanınan bir anayasal hakkı ilk kez kullandı ve bir kanunu veto etti. Öyle bir kanunu veto etti ki sekiz yıldır kendi partisinin kendi bakanları tarafından, ilçelerimizi, illerimizi zehirleyen termik santrallere baca takılmasıyla ilgili ‘Bu, son süre uzatma’ denmesine rağmen, hep son gün gelen, muhalefetin itiraz ettiği ama iktidar partisinin ‘Takmamışlar. Ne yapalım? Enerji de lazım. İşsizlik mi olsun? Bir kere daha uzatıyoruz’ dediği bir kanunu on gün önce aynı yakarışlarla biz söylerken… ‘Uzatılmazsa 15 bin kişi işsiz kalır. Bunun vebali var. Uzatılmazsa elektriksiz kalırız, bunun vebali var’ dediniz” ifadesini kullandı. Özel, “Algı operasyonlarıyla, manşetten desteklerle, onunla, bununla burada büyük bir öz güvenle bu maddeye Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu oy verdi. Yalvardık, oy verdi; yakardık, oy verdi; ‘Yapmayın’ dedik, oy verdi. Bizim milletvekillerimiz kendi ilçelerinde, Afşin Elbistan'da, Seyitömer'de, Tunçbilek'te, Orhaneli'de, Yatağan'da, Soma'da, Kangal'da, Çayırhan'da, Kemerköy'de, Yeniköy'de yaşayan bebeğin ciğerini hatırlattı. O ciğeri bazı kalpler düşünmedi, bazı beyinler orada devreye girmedi. O parmak KOAH hastaları için kalkmadı, kanser tehlikesi için kalkmadı” diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:
''MECLİSİN DEMOKRATİK ALZHEİMER OLMASI LAZIM''
“Saraydan gelen talimatla hep beraber oy verdiler. Sonra bir infial oldu, bir tepki oldu; millet dedi ki: ‘İYİ PARTİ, Halkların Demokratik Partisi, CHP bu kadar duyarlı davranıyor da benim seçip yolladığım milletvekili neden buna uygun oy kullanmıyor?’ Ve yapılan tüm kamuoyu çalışmalarında bu konuda Adalet ve Kalkınma Partisi’ne duyulan tepki sonucu ‘Yürütmenin başı biziz, veto ederiz, bu işten sıyrılırız…’ denilerek veto edildi… Vallahi, vetonun kendisinden memnunuz ama mesele demokratik açıdan ele alındığında hepimizin, bütün Meclisin demokratik bir alzheimer olması lazım. Geçen gün burada şevkle el kaldıranlar Twitter'dan Cumhurbaşkanına teşekkür ediyor. Kardeşim, maddenin iptali doğruysa on gün önce niye el kaldırdın? On gün önce vicdanınla karar veriyorsan on gün sonra Cumhurbaşkanına hangi vicdanla alkış tutuyorsun? Yaşanan mesele, siyasi şizofrenik bir hâldir. Ya, nasıl oluyor? Ne değişiyor? Nasıl oluyor da aynı maddeye on gün önce yalvarmamıza rağmen ‘evet’ oyu kullananlar on gün sonra kişilik değiştiriyor?”
''TEK ADAM REJİMİNİN İTİRAFI''
Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden gelen vetonun kuvvetler ayrılığının göstergesi olduğu görüşlerine ise, “Gelelim şu gerçekliğe: Siz bu vetoya kuvvetler ayrılığı diyorsunuz ya kuvvetler ayrılığı diyebilmeniz için o kuvvetin kararına dakikalar içinde biat etmemeniz lazım. Ne yapmanız lazım? En basitinden partinin sözcüleri, Grup Başkan Vekili Mehmet Muş demeli ki: ‘Sayın Cumhurbaşkanımız veto etmiştir. Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün ilgili maddelerine göre işleme alınacak. Plan ve Bütçe Komisyonu bu talebi değerlendirerek görüşecek. Daha sonra Genel Kurula gelecek. Genel Kurulun takdirine göre davranacağız.’ Kuvvetler ayrılığı budur. Orada veto edilince burada evet diyenlerin tweet yarışına girip, ardından ‘Cumhurbaşkanımızı çevre duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum’ deyip Mehmet Muş'un ‘Maddeyi çıkarıyoruz metinden’ demesi kuvvetler birliğidir, talimatla yasamadır. Partinin Genel Başkanının verdiği kararı Meclisin toplanmasına daha 72 saat kala Meclis Genel Kurulunun kararı gibi ilan etmek, alt yazılarda bugün onun geçiyor olması hukuk devletinin çöküşüdür, hukuk devletinin olmayışının, anayasasızlaştırma sürecinin, Anayasa'yı ayaklar altına almanın, tek adam rejiminin itirafıdır” ifadesini kullandı.