Orhan Sümer “Okulların yaz tatiline girmesiyle birlikte öğretmenleri tayin heyecanı sardı; bilindiği üzere milli eğitim bakanlığına bağlı devlet okullarında çalışan kadrolu öğretmenlerin her yaz döneminde yer değiştirme hakları oluyor. Önce il içinde ve iller arasında yer değiştirmek isteyen öğretmenler tayin tercihlerinde bulunup açıklanan sonuçlarla yeni okullarında görev yapmaya başladılar. Salı günü ise aile birliği, sağlık ve can güvenliği mazeretleri sebebiyle öğretmenler tayin için başvuruda bulundu. Fakat milli eğitimin sağlık, aile birliği ve can güvenliği mazeretleri olan öğretmenlere açtığı atanacak okul listesi o kadar azdı ki öğretmenlerin çoğu açıkta kaldı. Ekonomik kriz ile birlikte birçok zorlukla mücadele etmek zorunda kalan öğretmenlerimiz şimdi de aile birlikleri ile sınanıyorlar” Dedi
EVLİ İKİ ÖĞRETMEN BAŞKA ŞEHİRLERDE ÇALIŞMAYA MAHKUM
Orhan Sümer, “Evli olan iki eşin ayrı şehirlerde yaşaması, sağlık ve can güvenliği için başka şehre gitmesi gereken öğretmenler için bu tayin hakkı oldukça hayatı bir öneme sahip. Ancak Bakanlığın bu konuda açtığı kadro o kadar sınırlı ki evli olan çiftler farklı illerde yaşamak zorunda kalacak. Anne çocuklarıyla ayrı şehirde bir başına, baba yüzlerce km uzakta başka bir şehirde yaşayacak. Mevcut enflasyon, kiraların yüksek olması gibi ekonomik şartlarda tek bir ailenin iki ayrı evde yaşaması kabul edilemez bir gerçektir. Bakanlığın bu duruma mutlaka gerçekçi çözüm sunması şarttır” Dedi
MEB ÖĞRETMENLERİN AİLE BİRLİĞİNİ KORUMAK ZORUNDA
Orhan Sümer, “Anayasanın 41. Maddesi gereği devlet ailenin bütünlüğünü ve birliğini sağlamak için gereklidir tedbirleri almak zorundadır. Bu sebepten öğretmenlerin ailelerinden, çocuklarından kilometrelerce uzakta kalmaması için bu yaz döneminde il emri verilmesi zaruret olarak görülmektedir. Binlerce mazeret tayini bekleyen öğretmenin gözü kulağı Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN'den gelecek açıklamada. Sayın Bakan il gezilerinde siyasi söylemlerle yerel yönetim seçimlerine etki etmeye çalışacağına, emektar öğretmenlerin en temel ve Anayasal hakkı olan kazanımlarını güçlendirmeye vakit harcamalıdır.” Dedi