Kılıçdaroğlu, darbe girişimine dair iktidara seslenerek, "Bir kez daha soruyorum, ey hükümet yetkilileri, 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberiniz var mıydı, yok muydu" diye sordu. "Bu Adil Öksüz kimdir diye" soran Kılıçdaroğlu, "Askeri birliğin içinde yakalanıyor. Herkesin eline kelepçe takılırken buna takılmıyor. Herkesin cep telefonları toplanırken bununki alınmıyor. Herkesin konuşması yasakken bu beyefendi telefonla konuşmaya devam ediyor. Herkes tutuklanıyor, bu tutuklanmıyor. Telefonları eline veriyor, serbestsin deniyor. Kim bu Adil Öksüz, kim olduğunu ben de biliyorum, onlar da biliyorlar" ifadesini kullandı.
Tekirdağ'da konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Gazetelerin, televizyonların kapatıldığı bir Türkiye istemiyoruz. Bizim gibi düşünmeyenlerin bile düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye istiyoruz. Mustafa Kemal'in Türkiye'sini istiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi aydınlanmadı, bir daha söylüyorum, 15 Temmuz darbe girişimi tam aydınlanmış değildir. Sorduk, 15 Temmuz darbesinden haberiniz var mıydı, yok muydu. Cevabını almış değiliz. Bir kez daha soruyorum, ey hükümet yetkilileri, 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberiniz var mıydı, yok muydu.
"Adil Öksüz, kim olduğunu ben de biliyorum, onlar da biliyorlar"
Hatırlarsınız sormuştum, bu Adil Öksüz kimdir diye. Askeri birliğin içinde yakalanıyor. Herkesin eline kelepçe takılırken buna takılmıyor. Herkesin cep telefonları toplanırken bununki alınmıyor. Herkesin konuşması yasakken bu beyefendi telefonla konuşmaya devam ediyor. Herkes tutuklanıyor, bu tutuklanmıyor. Telefonları eline veriyor, serbestsin deniyor. Kim bu Adil Öksüz, kim olduğunu ben de biliyorum, onlar da biliyorlar.
FETÖ terör örgütünün bütün olaylarını bilen bir kişi, üstelik bir akademisyen. Nasıl oluyor da bu GPS cihazıyla birlikte ellerine kelepçe vurulmadan serbest bırakılıyor. Bunu bilmeden bu olayı aydınlatamayız. TBMM'de darbe girişimini araştırma komisyonu kuruldu. Komisyonun AKP'li üyeleri eskiden Fethullah Gülen'e övgüler düzen kişilerdi. Bunun takipçisi olacağız, hesabını mutlaka soracağız. 20 Temmuz'da OHAL'i ilan ettiler. Şimdi, olağan hal üstünden yararlanarak anayasayı değiştirmek istiyorlar, rejimini değiştirmek istiyorlar. Dikta rejimine geçmek istiyorlar. Çok partili hayatı sınırlandırmak istiyorlar. Sen neden buna destek vermedin diyorlar. Bu proje, bu anayasa değişikliği Türkiye Cumhuriyeti tarihine ihanettir. Milli kurtuluş savaşının ruhuna ihanettir. CHP, ihanet içinde olmayan partidir. Önce itiraz ettiler, sonra itiraf ettiler "Evet biz bir rejim değişikliği yapıyoruz vesayetten kurtarıyoruz" diyorlar. Bir vesayetten kurtarıyorsun, çok daha ağır bir vesayete sokuyorsun. Pazartesi gününden itibaren parlamentoyu izleyin, CHP'nin değerlerimizi korumak için verdiğimiz mücadeleye tanık olacaksınız. Sizin için, ülkemiz için, bayrağımız için, bu ülkeyi bize emanet eden Mustafa Kemal Atatürk için bu mücadeleyi vereceğiz.
İki yıldır fiili başkanlık var, ne düzeldi? Ekonomi güllük gülistanlık mı hayır, işsizlik mi azaldı hayır. Bakın her darbe sonrası darbeciler anayasayı değiştirerek kendi geleceklerini güvence altına alırlar. Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanına 15 AYM üyesinin 12'sini atama yetkisi veriliyor. E 17-25 Aralık olayı gündeme geldiğinde kendi atadığı hakimlerin önüne çıkacak. O hakimler ki Erdoğan'ın karşısında el pençe divan duran hakimler. Buna elbette izin vermeyeceğiz, elbette direneceğiz.
"TBMM'de bu anayasaya evet oyu kullananlar varsa, Türkiye'ye ihanet ediyordur; nokta!"
Cumhurbaşkanı tarafsız olması gerekiyor, tarafsızlığı üzerine yemin ediyor. Anayasa değişikliği gerçekleşirse hem partinin hem de devletin başında olacak. Seçimlerde beraber mücadele edeceğiz, bize demediğini bırakmayacak. Sonra Meclis'e gelip "Tarafsızım" diyecek. Bu milleti aptal mı sanıyorsunuz, böyle bir şey olabilir mi? TBMM'yi hiçbir gerekçe göstermeden feshedebilecek, milli iradeyi tanımıyorum diyor. Parlamentoda her görüşten insan var, asıl milli irade orada. Kalkacak bir gün feshedecek, sebebini bilmiyoruz. Asla da öğrenemeyeceğiz. Böyle bir hukuk devleti olabilir mi? İlk anayasa görüşülürken bu yetki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e de verilmek istenmiştir. Ancak genç, ülkesini seven milletvekilleri demiştir ki "Gazi Mustafa Kemal'e saygımız var ancak halkın seçtiği Meclis'i kimse feshedemez". Gazi Mustafa Kemal'a verilmeyen yetki beyefendiye verilecek. Verecek miyiz? Hayır, elbette vermeyeceğiz. Beyefendi bir sabah kalkacak 5 bakanlığı kapattım diyecek, neden kapattın? Bilmem canım sıkıldı... Buna izin verecek miyiz? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti bir kişinin dudağının arasında mı kuruldu? Bu devlet kurulurken şehitler gaziler yok muydu, hepimiz vardık. Şimdi biri kalkacak rejimi değiştirecek. Rejim el kandırıp indirmeyle değiştirilmez. Kendi tarihimizi biliyoruz, tarihimize asla ihanet etmeyeceğiz. İhanet edenlerin karşısına da dimdik aslanlar gibi dikileceğiz. Bu sorun, tek başına CHP'nin sorunu değildir. Bu anayasa değişikliği tek başına CHP'nin sorunu değildir. Bütün Atatürkçülerin, demokratların, liberallerin, demokrasiyi savunan bütün Müslümanların sorunudur. Sadece bir kişi için demokrasi geçerli değildir, hepimiz için geçerlidir. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. Aramızda kadınlar var, iki sözüm de size. Sevgili kadınlar, bir şeyi unutmayın. 1934 yılında Yunanistan'dan, Japonya'dan, İsviçre'den çok daha önce size seçme ve seçilme hakkını Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları verdiler. Çocukları nasıl sevdiğinizi biliyoruz, çocuklarınız huzur içinde okula gidiyorsa, huzur içinde akşam eve geliyorsa, huzur içinde sokağa çıkıp oynayabiliyorsa, anneler babalar çocuklarını nasılsa bir şey olmaz, her istediği yere gidebilir demek istiyorsanız bu karanlık tabloyu beraber değiştirmek zorundayız. Hep birlikte ülkemize sahip çıkacağız, bayrağımıza, demokrasimize, çocuklarımıza sahip çıkacağız. Bu Meclis bakın TBMM, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yürüten meclistir. O yüzden adı Gazi Meclis'tir. Kendi yetkilerini bir başka otoriteye veremez. TBMM'de bu anayasaya evet oyu kullananlar varsa, onlar Türkiye ve Türkiye Cumhuriyet'ine ihanet ediyordur. Nokta!
Sizden isteğim, televizyonu pazartesi gününden itibaren izleyin. Onurumuzla, kimliğimizle, ülke ve bayrak sevgimizle demokrasiye sahip çıkarak bu mücadeleyi yapacağız. Yeter ki arkamızda durun. Demokrasiyi korumak için, demokratik parlamenter sistemimizi korumak için, güçler ayrılığı ilkesini korumak için, bağımsız medyayı, özgür üniversiteleri korumak için mücadele edeceğiz. Bir bedel ödenecekse o bedeli önce parlamentoda CHP'li vekiller ödeyecektir. Demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin sağcısı solcusu olmaz. Vatan sevgisinin sağcısı solcusu olmaz. Anayasa hepimizin ortak kitabı olmalıdır. Her vatandaş, anayasa kitapçığını eline aldığında bu benim anayasamdır diyebilmelidir. Bunu yapmak istiyoruz, bunu yapmak için mücadele edeceğiz.