ORDU'DA BAZI BÜROKRATLARIN ALINMASINA KARŞI BAKANLAR DEVREYE GİRİYOR!
Hayır oyu verenlerin terörist olduğu yönündeki yanlış söylemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ankara mitingindeki sözleriyle birlikte terkedilmeye başlandığını hatırlatan İnce, bunun nedeninin de anketlerde çıkan HAYIR oranları olduğunu ifade etti. FETÖ ile mücadele söylemine de tepki gösteren, "Kendisi evet, oğlu hayır diyor. Şimdi adam oğulan terörist dedirtir mi? Ne töristi ya! Bizim PKK ile FETÖ ile ne işimiz var! Habur'da örgütün ayağına mahkeme kuran, FETÖ'yü büyüten bunlar değil mi? Gazeteci, Ahmet Şık'ı, Kadri Gürsel'i içeri al, karikatür çizen Musa Kart'ı içeri al FETÖ ile mücadele ediyorum de. Böyle mi ediyorsun? Ama Ordu'da ilginç şeyler oluyor mesela. Bazı bürokratları savcı almak istiyor ama bakanlar devreye giriyor, serbset bıraktırıyorlar Ordu'da. böyle mi mücadele ediyorsunuz FETÖ ile!" diye konuştu. İnce şu mesajları verdi:
PAPA'YI AĞIRLAYAN A TİPİ PRTOKOLO UYGULAYAN SENSİN: Dün çıkmış diyor ki, 'Bu bir Haçlı Seferi'dir; 54 Avrupa ülkesi birleşmiş, başlarında da Papa var'. Çok güldüm biliyor musunuz, çok güldüm gerçekten. O oturduğu Saray var ya, onun ilk misafiri kimdi? Papa'ydı değil mi? Papa'yı kapılarda karşılayan, A Tipi Protokol uygulayan sen değil misin?
FETÖ'CÜ HAKİM, SAVCI, HATTA DAVULCU VAR, AMA TEK VEKİL YOK: FETÖ ile mücadele ediyorlarmış, hadi oradan, hadi oradanFETÖ ile birlikte yönetiyordunuz ülkeyi. FETÖ senin yönetim ortağındı. Bakın FETÖ'cü hemşire var mı, var... FETÖ'cü general, savcı, hakim, öğretmen, baklavacı, davulcu, zurnacı var mı, var. Bir tek FETÖ'cü milletvekili yok. Peki siz buna inandınız mı? FETÖ'cü milletvekillerini açıklayayım mı! Siz sandık başında açıktan oy kullanayım derseniz kullandırırlar mı, hayır. Ama bazıları açıktan oy kullandı, 'işte benim oyum bu' dediler. İşte onlar FETÖ'cü vekillerdir.
CUMHURBAŞKANINA BEYGİRDEN DÜŞTÜĞÜ İÇİN Mİ GAZİLİK VERİLECEKSE AMENNA: Şimdi bir dedikodu var. Efendim Meclis açıldığında Cumhurbaşkanına gazilik unvanı verilecekmiş, ben duydum. Siz de duydunuz mu? FETÖ’çüleri genaral yaptığı, ne istediler de vermedik dediği için ve FETÖ'ye hizmetlerinden dolayı önce bir madalya taksınlar. Sonra gazilik de verirler. Atatürk Sakarya Meydan Muhaberebesini kazandığı için gazilik ünvanı aldı. Cumhurbaşkanı savaş kazanmadığına göre herhalde beygirden düştüğü için verecekler bu ünvanı. Öyle değil mi?
BU 18 MADDEDEN SANA/BANA, KİMSEYE BİRŞEY YOK: Ben bu 18 maddeyi inanı en az 50 kere okumuşumdur. Bak güzel kardeşim, Kuran-ı Kerim’in ilk emri ne? Oku. Okudun mu bunu da ‘evet’ diyeceksin. Ben 50 kere okudum. Burada sana, bana, işçiye, memura, esnafa, köylüye, öğrenciye, işsize bir şey yok. ‘Birilerine bir şey var mı?’ dersen var. Adam kurban kesmiş, deriyi yüzmüş, 7 parçaya bölmüş. Tam dağıtacak ‘hocaya bir sorayım bunu’ demiş. ‘Hocam bu kurban etini nasıl dağıtayım?’ ‘Çok basit’ demiş hoca. ‘Başı hocaya, döşü hocaya, 7 parçanın 5’i hocaya, derisi cemaate, gerisi de sana’ demiş. Başı gitmiş, döşü gitmiş, 7 parçanın 5’i gitmiş, deriyi cemaat almış, gerisi de bize kalmış. Bu paket de böyle işte.
BU BİNALİ YILDIRIM EVİMİZİN NEŞESİ: Tarihimizde çok isimler var. Ama şimdi bir de Binali Yıldırım var. Bayılıyorum buna, evimizin neşesi. Otobüste bazan canım sıkılıyor, arkadaşladra, 'bulun bir Binali Yıldırım videosu da izleyelim' diyorum... Geçenlerde biliyorsunuz Bolu'ya gitti. 'Biz Bolu Beyi'nin torunlarıyız' dedi. Pes, vallahi pes. Cahilliğin bu kadarı. Yahu hiç mi kitap okumadın be adam! Tarihinden de mi bihabersin. Nasıl olur böyle bir şey. Biz Bolu Beyi zalimdir, halkına zulüm etmiştir. Ona karşı çıkan, isyan eden ise Köroğlu'dur. Binali Yıldırım Bolu Beyi'nin torunuysa biz Köroğlu'nun torunuyuz. Buna gazeteciler doların yükselişini sorunca, 'dolsa ne olur, dolmasa ne olur' diyebiliyor. Şimdi de çıkmış meydan meydan dolaşıyor, 'nolur beni imha edin, ben gereksizim' diyor. Bu paket onun başbakanlığını sona erdirecek onu da bilmiyor. Başbakanlık senin babanın dükkanı mı. Orası Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı. Sırf bunun kalması için bile HAYIR diyorum.
KÖPRÜLERLE ÖVÜNME 19 YILYIL MANTIĞI: Bugün ‘köprü yaptık, yol yaptık’ diye övünüyor. 1937’de kazma ile kürek ile 41 tane tüneli açtı bu Cumhuriyet. Şimdi diyorsun ki ‘3’üncü köprüyü yaptım, görmüyor musun?’ diyorsun. 3’üncü köprüyü yaptığına göre 1’inci ve 2’nci köprüyü daha önce yapmışlar zaten. Yani 1’nci köprüyü bu millet 1973’te 45 sene önce yaptı. Köprü ile övünmek, yol ile övünmek 19’uncu yüzyıl eseridir. Yüzyıl önceki övünmedir bunlar. İnsanlık uzayda maden arıyor. Uzay madenciliği dünyanın gündeminde, yapay zeka gündeminde. Gen teknolojisi var dünyanın gündeminde. Bu hala ‘köprü yaptım’ diye övünüyor. Git, Avrupa’da nehirlerin üzerinde binlerce köprü var. Bunlarla övünme devri geçti. Teknoloji ilerledi, dünya gelişti.
FESİHİN ADI 'SEÇİME GÖTÜRME' OLMUŞ: Son günlerde bir tartışmadır gidiyor. Cumhurbaşkanı Meclisi feshedebilir mi, edemez mi? Şimdi bugün seçim oldu. Cumhurbaşkanı seçildi. Milletvekilleri de seçildi 5 yıllığına değil mi. 8 ay sonra Cumhurbaşkanı hiçbir kurala bağlı olmadan, hiç kimseye sormadan, hiç kimseye danışmadan canı ne zaman isterse seçim yapabilir mi? Yapabilir. İşte bu fesih demektir zaten. ‘Fesih’in adı değişmiş ‘seçime götürme’ olmuş. Mesela Abdullah Öcalan’ın adı yok artık. Ne var? İmralı var. Terör örgütü yok artık. Ne var? Kandil var. Zam yok, benzine zam gelmiyor atık. Zammın adı fiyat güncellemesi. Zam değil o, güncelleme. Hani gidiyorsun doktora ‘idrar tahlili yaptır’ diyor sana. Öbür adını söylese olmaz. Onun gibi bir şey bu. Bal gibi de meclisi feshedebilir, 6 ay süreyle olağanüstü hal ilan edebilir, 15 kişilik Anayasa mahkemesinin 12’sini atayabilir. Bütün bunlar Türkiye’nin başını belaya sokacaktır.
EVET ÇIKARSA, KARARNAMELERLE İSTEDİĞİNİ YAPACAK: Bir kanun var, bir de onun yerine geçen kararname var. Kanun zor, meşakkatli ve zaman alıcı bir süreçte hazırlanır. Zor ama doğru olanı da budur. Kararname nasıl olur peki? Gördünüz mü güzellik uzmanlarının kararnamesini nasıl imzaladı! ‘Hasan getir kararnameyi bakayım’ dedi. Belki buna güzellik uzmanları sevinebilir. Ama bir de bunun tersini görmek lazım. Ben anlatayım size kararnameyi. Eğer EVET çıkarsa, bir sabah kalkar, ‘Hasan getir kararnameyi, '3.5 milyon Suriyeli Türk vatandaşı yapılmıştır’ bitti. 'Emekli ikramiyesi 20 taksitte olacak' oldu tamam, 'şurada şu eyaleti kuracağım' oldu bitti. Şu şu kişileri yardımcı atadım, hanımefendiyi kendime birinci yardımcı yaptım. Bu hangi ülkede oldu biliyorsunuz değil mi? Azerbaycan’da. Aliyev akşamdan yengeye söz vermişti, sabah ilk işi kararnamesini imzalamak oldu, öyle değil mi?
FAKİR MİLLETİN 400 MİLYONU GİDECEK: Milletvekili sayısı 50 artıyor. 50 tane de yardımcı atayacak. Bunun bu fakir millete maliyeti yıllık 400 milyon lira. Bize 30 vekil yeter de artar bile. Sonra 18 yaşında vekil var. Giresunlu Mehmet Amca'nın çocuğu mu olacak sanıyorsun. Hayır. Zengin çocukları olacak. Fakirin çocuğu ise 18-20 yaşında gidecek askere El Bab'da şehit olacak. O üst geçitlere ismini verdiğiniz şehit çocuklar var ya, onlar işte hep fakir fukaranın çocukları. Başka ne olacak EVET çıkarsa. Bütçeyi tek başına yapabilecek. Meclis kabul etmezse bile bir miktar artış koyacak yine bütçe devam edecek. Eğer EVET derseniz, altı ay süreyle OHAL ilan etme yetkisi vermiş olacaksınız.
SAKIN BANA BİRŞEY OLMAZ DEME: AKP’li kardeşim sakın ‘bana bir şey olmaz, ben AK partiliyim’ deme. Abdullah Gül, Bülent Arınç da AK Partiliydi. Bir daha önceki durumlarına bir de bugün hallerine bakın. Abdullah Gül ve Bülent Arınç partiye bile giremiyorlar. Gör hallerini gör. Güvenoyu yok. Sözlü soru kalkıyor, gensoru kalkıyor. Bakanlar beş senede Meclise bir kere gelecek. Milletvekili bakana soru soramazsa, hesap soramazsa sen de milletvekiline hesap soramazsın.
ÜCRETSİZ FİZİK DERSİ VERMEK İSTEDİM, ARINÇ HAYIR DEDİ: Ben Hakan Şükür ile birlikte vekillik yaptım. Hakan Şükür'ü Galatasaray FETÖ'cü olduğu için değil, iyi golcü olduğu için aldı. Ama sen FETÖ'cü diye vekil yaptın. Biliyorsunuz ben fizik öğretmeniyim. Ben Ankara'da bir okulun sabah saatlerinde ben geçen fizik derslerine ücretsiz girmek istedim, Meclis Başkanı Arınç o zaman olmaz dedi, izin vermedi. Ama aynı Meclis Başkanı benimle birlikte vekilon olan Hakan Şükür'ün TRT'de 200 bin TL maaşla program yapmasına ses çıkarmadı.
EY DİYANET, DEVLET OLANAĞIYLA EVET DİYENLERE DE BİR FETVA VERSENE: Şu güzel Anadolu’da ne düzgün insanlarımız var bilseniz. Vatandaşın birisi devlet memuru, arkadaşlarıyla birlikte bir devlet dairesinde çalışıyorlar. Bir tane su ısıtıcı almışlar, su ısıtmak için. Şeker almışlar, çay almışlar, su almışlar. Ama devlet dairesinde, devletin elektriğini kullanarak çay demleyecekler. Acaba diyorlar böyle bir çay demlersek bu haram olur mu, caiz midir? Sonunda kararlaştırıp Diyanete soruyorlar, diyorlar ki, ‘Ben devlet dairesinde memurum, burada çay demlesek, su ısıtsak devletin elektriğiyle caiz midir?’ Diyanet fetva veriyor; ‘caiz değildir’ diyor. O çayı içemezsin. Onlar da demlemiyorlar. Ey Diyanet, sen görmüyor musun devletin uçağıyla ‘evet’ propagandası yapıyorlar. Onlara da bir fetva versene.
BENİN PAYIM HARAM ZIKKIM OLSUN TRT'YE: Devletin örtülü ödeneği, devletin uçağı, devletin helikopteri, devletin parası, devletin TRT’si, biz o TRT’ye hepimiz para ödüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı TRT’ye Dde bir fetva versene. Biliyorsunuz, ”Elektrik faturalarının yüzde 2’si TRT payıdır. ‘Evet’ diyenler de, ‘hayır’ diyenler de her elektrik faturasından TRT’ye pay ödüyor. Peki TRT’de bizi görüyor musunuz. TRT’yi izlersen, Türkiye’nin yüzde 99’u ‘evet’ diyor. Bir tane ‘hayır’ propagandası yok. Benim payım haram zıkkım olsun bu TRT’ye.
HANLAR, HAMAMLAR; DAMAT BAKAN, ŞOFÖR VEKİL: Çıkmış bir de ‘Ben sizin hizmetkarınızım’ diyor. Sarayı, uçakları, zırhlı mercedesi var. Damadı bakan, şoförü vekil, sekreter spor il müdürü mü? Hanlar, hamamlar, damat bakan, şoför vekil... Neymiş milletin hizmetkarı... Allahtan da hizmetkar. Ya padişan olsaydı Allah korusun o zaman!
MEĞER BİZİM TEK DERDİMİZ BAKIN NEYMİŞ: Ben çıkmayacağına kesinlikle inanıyorum... Ama diyelim pakete evet çıktı. Ama değişiklikler 2019’da yürürlüğe girecek. Bir madde var ki o ise hemen yürürlüğe girecek. O da partili cumhurbaşkanlığı maddesi. Yani Türkiye’nin hiçbir derdi yokmuş, işsizlik yokmuş, enflasyon yokmuş, dış politikada sorun yokmuş, emeklinin derdi yokmuş; tek derdimiz partili cumhurbaşkanıymış. Meğer tek derdimiz buymuş.
EVET DİYENLERE SESLENİYORUM, ÖNCE OKUYUN: 16 Nisan'da sandık başına gideceğiz. Evet diyenler olacak hayır diyenler olacak. Evet diyenler de hayır diyenler de bu memleketin evlatları. Hayır diyenlere işaret parmağını göstererek terörist diyenler var. Bizler gücümüzü Kuvvacılar'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten alıyoruz. Evet diyenlere sesleniyorum. Kuran-ı Kerim'in ilk emri nedir. "Oku", güzel kardeşim sen bunu okudun da mı evet diyorsun.
EĞER OKUNURSA EĞER İNANIN YÜZDE 1 BİLE EVET ÇIKMAZ: Eğer okuduysan yüzde 1 evet bile çıkmaz. Bir insanın bunu okuyup da evet demesi mümkün değil. Polis memuru olup da evet diyorsa şunu bilmesi gerek. Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyorsunuz ki dese ki Cumhurbaşkanı kapatıyorum polis teşkilatını yenisini kuracağım derse bunu yapacak. Bu yetkiyi ona vereceksiniz, ben de vermeyin diyorum Elbistan, vermeyin.
HER ŞEY DEVLETTEN, BAS HAYIRA KURTUL BU İLLETTEN: Hani Padişah Mecnun ile Leyla’yı çağırmış saraya. Leyla’ya bakmış, bakmış. Mecnun’a dönerek, ‘Ya Mecnun Leyla bu mu ya, hani uğruna dağlar deldiğin, çöller geçtiğin Leyla bu mu?’ diye sormuş. Mecnun da, ‘Padişahım siz bir de onu benim gözümle bir görseniz’ demiş. Eyy Ünyeliler onlar bizim gözümüzle cumhuriyete bakmıyor. Bizim aşkımızla bakmıyor. Sandık başına gittin. Zarf, pusula, mühür hepsi devletten. Bas hayıra kurtul bu illetten. Peki hangi rengi tercih edeceksin. Beyaz demokrasinin kefeni, geç onu hemen öbürüne geç. Öbürü toprağın bereketi kahverengi. Bas kahverengiye oyun bereketli olsun.