CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer TBMM’bmde gerçekleştirmiş olduğu basın toplantısında basın koridorundaki ışıkları açıp söndürerek emeklilikte yaşa takılanların yapacakları eyleme destek verdi. Gürer, toplantıda ayrıca ortalığı karıştıran “zehirli ıspanak” hakkındaki görüşlerini aktardı.
“EMEKLİLER ARASINDAKİ MAAŞ DENGESİZLİĞİ ARASINDAKİ MAKAS GİDEREK AÇILIYOR”
Ülkemizde emeklilerin ciddi bir geçim sıkıntısı içinde olduğunu ve emekliler arasındaki maaş dengesizliği arasındaki makasın giderek açıldığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2000 yılı öncesinde emekli olanların, yapılan intibak düzenlemesi ile ücretleri, bugünkü emekliye göre daha olumlu kılınmıştı. 2000 yılından sonra ise intibak düzenlemesi yapılmadığı için ciddi bir mağduriyet yaşanıyor. Aylık bağlama oranları ile ilgili 2008 yılında yapılan düzenleme sonucu, emeklilerin maaşları yukarı doğru değil aşağı doğru gidiyor.
“AKP YİNE REDDETTİ”
Aylık bağlama oranı değiştiği için emekliler 1000 TL’nin altında maaş almaya başladılar. İktidar bunu görüp taban ücret 1000 TL gibi yaklaştı ama ne yazık ki bu da tam anlamıyla uygulanmıyor. Bu bağlamda TBMM’ye 37’nci madde kapsamında intibakla ilgili Kanun Teklifimi getirdim. AKP oylarıyla ne yazık ki emekliler için talep ettiğimiz intibak düzenlemesi reddedildi. İntibak düzenlemesi gerçekleşmiş olsaydı emeklilerimizin kısmen de olsa geçim ile ilgili sorunlarında bir rahatlama sağlanacaktı.
“EMEKLİ MAAŞLARINDA YAPILACAK DÜZENLEME, EKONOMİYİ CANLANDIRACAK”
37 ülkede yapılan araştırma sonucunda ülkemiz emeklilere en düşük maaş veren 35. ülke oldu. Emeklisi mutlu olmayan ülkenin sorunları ve ekonomisinde düzelme olması mümkün değil. 12 milyon insana verilecek ücret tatminkâr olursa o insanlar aldıklarını harcayacak ve ekonomide hareket olacaktır. İktidar emekliye ödeme yaparken aynı zamanda ekonominin de emekli eliyle gelişeceğini ve hareketleneceğini, üretimin artacağını da düşünmek zorunda. İntibak düzenlemesine verilen ret oyları bizleri üzdü. Umarım kısa süre içinde emekliler için bir düzenleme yapılır.
“EYT’LİLERİN EYLEMLERİNE TAM DESTEK”
Emeklilikte yaşa takılanlar’ın bugün saat 20.30'da 10 dakika süre ile ışıkları yakıp söndürme eylemi yapacağını aktaran Gürer, “Bu eylem saat 20:30’da 10 dakika süreyle elektrikleri yakıp söndürme eylemi olacak. Bildiğiniz gibi ülkemizde 1 milyon civarında emekli olduğu halde geriye dönük yapılan düzenlemeler sonucu hakları gasp edilen ve kendilerinin ilgisi dışında gerçekleştirilen uygulamalar sonucu mağdur olan büyük bir kesim var. Bunlar EYT’liler olarak tanımlanıyor. Gününü tamamlamış, primini ödemiş ve alacağını hak etmiş arkadaşlara ne yazık ki kanuni bir düzenleme getirilmeyerek mağduriyetleri sürdürülüyor. Bugün EYT’liler 10 dakika boyunca ışıkları yakıp söndürerek varlıklarını bir kez daha iktidara gösterecekler.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Danışmanı tarafından bu konuda yapıldığı söylenen çalışmanın sonuçlarının açıklanmaması, meclise benim getirmiş olduğum, EYT’lilerle ilgili kanunun reddedilmiş olması, emekli olacakların beklentisi konusunda iktidarın somut bir açıklamada bulunmaması, bu tür eylemlerle kendi varlıklarını ifade etmeye yöneltti vatandaşlarımızı. Onun için EYT’lilerin bugünden itibaren başlatacakları 10 dakika süreyle ışıkları açıp kapatarak protesto anlamına gelmeyen ama uyarı niteliğindeki eylemlerini bizlerde destekliyoruz.
“İKTİDARIN, SEÇİMLER ÖNCESİNDE VAATLERDE BULUNMASI ARTIK İNANDIRICI GELMİYOR”
EYT’liler ve emeklilerin sorunlarını görmeyen bir iktidarın seçimler öncesinde vaatlerde bulunması artık inandırıcı gelmeyecektir. Keza, 3600 ek gösterge ile ilgili verilen sözlerin öğretmenler, hemşireler, din görevlileri ve polisler için bir an önce gerçekleşmesi hatta tüm memurlar için ek 3600 göstergenin uygulamaya konulması talebimizdir.
“GIDA GÜVENLİĞİ, ÜLKEMİZ İÇİN BÜYÜK BİR SORUN”
Ispanak yedikten sonra zehirlendikleri şüphesiyle hastanelere başvuran vatandaşların durumlarına ve da dikkati çeken Gürer, “Ispanak ve diğer gıda ürünleriyle ilgili sürekli gündeme getirdiğim bir konu var. “Gıda güvenliği” ülkemiz için gerçekten büyük bir sorun. Ispanak hibrit tohumuyla elde ediliyor ve bunun sonucunda bizim bildiğimiz geçmişteki ıspanağın şeklinden farklı bir ürün ortaya çıkıyor. İşini doğru yapan, ıspanağı doğru üreten, bu anlamda da şu anda elinde ürün olanların da ne yazık ki ıspanakla ilgili ortaya çıkan durumdan dolayı ciddi bir mağduriyeti var. Yani üretici kuralına uyarak üretim yaptığında o da bu tür ortaya çıkan durumlarla mağdur oluyor. Sorun şu, bu tarlalara yıllardır ıspanak ekiliyor ve bu otlar hep vardı. Bugüne kadar karışmadı da bugün neden karıştı. Ispanağın içine ne kadar bu otlar karıştı ki insanları zehirleyecek boyutlara ulaştı. Bunun inandırıcılığı yok. Sulama suyu, gübre, bitkisel ilaç, bunlar için bütünüyle inceleme yapılmalı. Bu incelemeler bir günde ortaya çıkmaz. Analizlerin doğru yapılarak olayın gerçeği kamuoyuyla paylaşılmalı. Yalnızca “Güzelavrat Otu karıştı” denilmesi tatmin edici bir yanıt değil. Bir tarladan elde edilen 30 ton ıspanağın içine 10 ton zehirli ot mu karıştı? O zaman burada farklı bir arayış içinde olmak gerekiyor.
“YALNIZCA ÜÇ DÖRT TANE OTU SUÇLAYARAK BU İŞİN İÇİNDEN SIYRILAMAZSSINIZ!”
Gıda ile ilgili laboratuvarların artırılması ve denetimlerin düzenli yapılması şarttır. Bu bağlamda ülkemizdeki üretilen merdiven altı ürünler dâhil olmak üzere ciddi sorunlar vardır. Ama burada ıspanak için yaygın kullanılan bitkisel ilaç nedir? Çünkü ıspanakta ve diğer ürünlerde zararlı otları imha etmek içinde ayrıca ilaç kullanılıyor. Burada kullanılan su, yalnızca o tarladaki ürünle ilgili olmayabilir. Başka yerden gelmiş içinde kimyasal atıklar varken daha ürünün oluşum aşamasında ürüne karışmış da olabilir. Kullanılan gübre de bu bağlamda incelenmelidir. Tohum hibrit tohumu, ilacı gübresi ithal, sularda temiz değilse ve bu konunun üzerine düşülmezse benzer sorunlar yaşanabilir. Bunun için olaya bütünsel bakmak lazım. Yalnızca üç dört tane otu suçlayarak bu işin içinden sıyrılamazsınız. Bu otlar yıllardır tarlarda, Anadolu’da üretici iyi bilir, tarlada bu otlar zaten olurdu. Yani bir ev kadını ya da bunu kullanan kişi, ıspanağın içindeki o otu ayrıştırmayacak kadar farklı bir kafa da mı? Bunun için bu konunun daha detaylı, kapsamlı, analizleriyle birlikte kamuoyunu tatmin edecek biçimde ele alınmasını tavsiye ediyorum.
“HER ZAMAN SÖYLÜYORUM, GIDA BAKANLIĞI KURULMALI”
Ispanak üreticileri bu anlamda ciddi anlamda mağduriyet yaşayacaklar, ellerinde ürünler kalacak, yurttaşlar haklı olarak tedirgin. Bu ülkede ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmiyoruz. Her zaman söylüyorum, Gıda Bakanlığı kurulmalı. İşsiz olan ziraat mühendisi, gıda mühendisi ve veterinerler burada istihdam edilmeli. Laboratuvarlar geliştirilmeli. Ülkemize giren ürünlerin kontrolünde ortaya çıkmayan olumsuzluklar neden biz ithal ederken ortaya çıkıyor? Bunların bir bütün içinde ele alınması gerekiyor. Birimler arasındaki kopukluklarında burada rolü var. Çoğu Bakanlıkta kadrolar vekâletle yönetiliyor. Bu kadrolara bu işin ehli, liyakatli insanların getirilmesi şart.
“TÜKETİCİNİN ISPANAĞI TANIMAMASI MÜMÜKÜN MÜ?”
Bakanlığın yaptığı ot açıklamasını ben bir tüketici olarak değerlendiriyorum ve yeterli bulmuyorum. Ispanağın içine bu ot ilk defa mı karıştı? 196 kişiyi zehirleyecek kadar ıspanağa nasıl karıştı bu ot? Tüketicinin yaygın kullanılan ıspanağı tanımıyor olmaması mümkün değil. Ispanak tek tek yıkanan bir ürün, bunu yıkayanın başka bir otu tanımaması mümkün değil. Bana inandırıcı gelmedi. Laboratuvar analizleriyle ıspanağın yaprağının çok kapsamlı bir şekilde analizi yapılarak değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Bu arada Gürer, açıklamasının ardından Basın Koridoru'ndaki ışıkları açıp söndürerek emeklilikte yaşa takılanların yapacakları eylemlerine destek verdi.
