Gürer, “Tarım sektöründe olumsuz etkileri olan korona virüs salgınına karşı, Bakanlığın sorunların çözümüne yönelik günübirlik değil ciddi önlemler alması gerekir” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından açıklanan, ‘tohumluk hibesi’, ‘hazineye ait tarım arazilerinin kiralanması,
TOHUM DESTEĞİ UYGULAMASI KAFA KARIŞTIRDI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, “Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi” Programı kapsamında, yazlık ekim yapılabilecek alanlarda ekilişlerin kesintiye uğramaması ve tüm ekilebilir arazilerin üretime katılması için 7 ürün için 21 ilde üreticilere tohumların yüzde 75’inin hibe edileceğinin açıklandığını hatırlattı. Gürer, program kapsamında, ekimi yapılacak ürünlerin buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik belirterek, “illerin özelliklerine göre her yıl bütçeden tohum desteği için fide ve fidan dağıtımı için pay ayrılıyor. Var olan bir uygulama devam ediyor. Artı sağlanan ne? Üreticilere tohumun tamamını hibe edilmesi gerekmektedir. Ayrıca yalnızca tohum desteği değil, mazot, gübre, ilaç, yem ve diğer girdi maliyetlerini düşürecek etkili önlemler alınmalıdır ve daha çok ili bu kapsamalıdır. Destek bu bağlamda çiftçiler yeterli olmadığını ifade etmektedirler. Arpa ve buğday içinde geç kalınmıştır. Çok bölgede ekim sağlandıktan sonra karar alınmıştır. Virüs ilk görüldüğü süreçte önerdiğimiz dönemde bu kararlar alınmalıydı ” diye konuştu.
Gürer, sertifikalı tohum desteği ile ilgili tedariklerin mutlaka TMO ve TİGEM’den yapılması gerektiğini de ifade etti.
EKİMDEN VAZGEÇİLEN 3.5 MİLYON HEKTAR ALANDA
YENİDEN EKİM SAĞLANMALI
Korana virüsle mücadele kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığının hazineye ait tarım arazilerinin satış ve kiralanmasıyla ilgili uygulamanın önemine vurgu yapan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarıma açılacak hazine arazilerinin farklı amaçlarla kullanılmaması içinde gerekli titiz önlemlerin alınması ve takibin ciddi yapılmasını istedi.
Gürer, “Tarım sektöründe arazilerin yandaşlara değil tarımda girdi maliyetlerini düşürecek kırsal ve aile şirketleri destekleyecek biçimde değer bulması sağlanmalıdır. Genç çiftçinin kırsalda kalmasını sağlayacak ve tarıma özeneceği radikal kararlar alınmalıdır. Kırsal da yaş ortalaması 60 civarındadır. Çiftçi yeniden toprağı umut olarak görmelidir. Virüs ile ilgili düzenlemeler ekimi olumsuz etkilememesi için her türlü önlem ve düzenleme geç kalınmadan alınmalıdır. Halen bakanlık sorunları çözümde geriden gelmektedir. Kırsal göç ile boşalması ve yanlış imar uygulamaları da dâhil AKP iktidarı döneminde 3.5 milyon hektar tarım arazisini devre dışı kalmıştır. Bu alanlar özellikle yerli ve yerel tohumla geri kazanılabilecek olanları tekrar tarım alanı kılınmalıdır. İktidarın uyguladığı yanlış tarım politikaları ve girdi maliyetlerine sürekle gelen zamlar çiftçiyi topraktan uzaklaştırmıştır. Çiftçiler, girdi maliyetlerindeki artışlara karşı korunmamış, borç içine girmiş, haczedilmiş ve tarımdan uzaklaşmıştır. Yeniden çiftçi toprakla buluşması sağlanması yanında genç çiftçi cazip desteklerle tarıma dönüşü sağlanmalıdır. Ekilmeyen araziler ekime açılması bu dönemde daha da önem kazanmıştır. Çiftçiyi tarımdan uzaklaştıran uygulamalardan vazgeçip, girdi destekleri sağlanması, ithalci uygulamalardan vazgeçilmesi ülke tarımı için önemlidir.” şeklinde konuştu.
GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ
Son 10 yılda yalnız mazot ve gübre fiyatlarının ortalama yüzde 250 oranında arttığını, buna karşın ürün fiyatlarındaki artışın düşük seviyede kaldığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Böyle bir ortamda girdi maliyetlerinin düşürülmesini sağlamak, sadece tohum desteği değil, tüm girdiler için vergi oranları dâhil yeni düzenlemeler de yapmak, maliyetlerin indirilmesini sağlamak daha akıllıca bir uygulama olur.” diye konuştu.
Gürer, Dünyada düşen akaryakıt fiyatları ile çiftçiye daha ucuz mazot sağlanması, mazotta vergilerin tarım için kullanımda kaldırılması ve mazot fiyatlarının çiftçiyi külfet olmayacak düzeye çekilmesini de gerektiğini belirtti. Tohum, gübre, ilaç, ekipman yanında mazot elektrik fiyatlarında artış maliyeti etkilemekte diyen Gürer, “üretici ürettiğinden kazanamıyor, tüketici ise pahalı ürün alıyor, aracılar kazandığı bu süreçte kooperatifleşmeyi yeniden düzenleyerek aracıların aşırı ve haksız kazançları önlenmelidir” diye konuştu.
STOKLAR KAMU KURUMLARINA YAPTIRILMALI
Gürer, 20 yıl öncesine kadar tarımda kendi kendine yeten ülkelerden biri olan Türkiye’nin tarım politikasındaki hatalar nedeniyle dışa bağımlı hale gelmesinin altında yatan gerçeklerin belirlenip, bununla ilgili tedbirlerin mutlaka alınması gerektiğini de vurgu yaparak, “Tarımsal ürünleri ilgili stok yapılacaksa bunun kamu kurumları bünyesi yapılması şarttır” diye konuştu. Gürer Bakan’ın yeterli gıda stok var açıklamasının önemli olduğunu ancak hangi ürünlerde ne kadar stok bulunduğunun da kamuoyuna bilgi olarak verilmesinin daha gerçekçi olacağını da ifade etti.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Korona virüsle mücadele kapsamında hayata geçirilen ekonomik önlemler paketinin içinde tarım sektörünün yer almadığını da hatırlatan Gürer, bu konuda mutlaka bir ek önemler paketinin hazırlanması ve bu pakete tarım sektörünün de eklenmesi gerektiğini vurguladı.
2019 yılında ödenmesi gereken desteklemelerin halen ödenmemesine rağmen Cumhurbaşkanının tüm ödemelerin yapıldığını açıkladığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, 2019 yılı ödemelerinin hemen yapılması, 2020 yılına ait ödemelerin de öne alınmasının üreticiler için bir moral olabileceğini belirtti.
Çiftçilerin tarım kredi kooperatifleri, kamu ve özel bankalara olan borçlarının yapılandırılıp ödemelerin bir yıl faizsiz olarak ertelenmesi ve çiftçilere faizsiz kredi temin edilmesi gerektiğini söyleyen Gürer, BAĞKUR ve SSK borçlarının ise 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmesi yönündeki beklentilerin de hayata geçirilmesini istedi. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamının sağlanması gerektiğini belirten Gürer “Tarım kanununa göre çiftçiye verilmesi gereken destekte, bu süreçte olsun verilmelidir” dedi.
SU KUYULARI AÇILSIN
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer orta Anadolu’da sulama suyu yer altı kuyularından enerji ile yeryüzüne çıkarıldığını ve artan elektrik maliyetlerinin çiftçiyi zora soktuğunu hatırlattı. Gürer bölgede borcu nedeni ile ya da miras paylaşımından dolayı kapalı su kuyuları bulunduğunu Niğde’de Orhanlı Kasabası, Çavdarlı, Dikilitaş köyleri, Misli ovası gibi yerlerde bu sorun yaşandığını, bu dönem ürün veriminin de önemli olacağını, borcu ya da herhangi bir nedenle kapalı su kuyularına izin verilmesi gerektiğini de ifade etti.
Sulama yatırımları üründe verim artışı sağladığını, ancak özellikle yer altı sularının her yıl seviyesi düştüğünü, bu nedenle su kullanımında en çok fayda en az kayıp ile sürecin yürütülmesi gerektiğini belirten Gürer, sulama suyundan arazi toplulaştırmaya kadar planlı bir sürece girilmesi gerektiğini de ifade etti.