Üreticinin nabzını alanda tutan, gezdiği köy ve kasabalarda üreticiyle görüşen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın yanlış tarım politikalarının faturasını 82 milyonun ödediğini belirtti. Gürer, “Sürekli sorunları gündeme taşıyoruz. Tarım Bakanlığı yapılanma süreçlerini tamamlayamadı. Her Bakan ile değişen politikaların yanında Bakanlığa yüklenen farklı görevlerle de Bakanlık işlevini yapmada sorunlar yaşıyor. Son sekiz yılda 3 kez Bakanlığın yapısı değişti. Kamu kurumlarının özelleştirilmesi tarımın dokusunu bozdu. Özelleştirilen yem, gübre, tohum kuruluşlarının yanında kapatılan üretim merkezleri çiftçinin mağduriyetine neden oldu. TMO ve TİGEM’in et ve sütte adı var, alanda varlıkları çiftçiye fayda olarak yansımıyor” dedi.
“BAKANLIK, GIDA ORMAN VE TARIMI BİRLİKTE TAŞIYAMIYOR”
Kendi kendine yeten ülkemizin tarımda ithale mecbur bırakıldığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım Ülkesi Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı, Gıda, Orman ve Tarımı birlikte taşıyamıyor. Bakanlık mutlaka yalnız tarıma odaklı olarak yapılanmalı ve alanda çiftçilerin sorunlarına yerinde, bire bir ilgilenerek çözüm üretmelidir. Kapatılan kurumlar yeniden açılmalı, kamu çiftçi birlikteliği sağlanmalıdır. Desteklemelerin kırsala yönelmesi ve gerçek ihtiyaç sahibi çiftçiye ulaştırılması gerçekleştirilmelidir. Çiftçi borçları ertelenmeli, faizleri silinmeli, çiftçiye can suyu sağlanmalı, kooperatifçilik yeniden düzenlenerek çiftçinin, ürettiği ürünün değer bulmasının yolu açılmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı hantal yapısı ile çözümcü değildir. İşlevleri daralmış ve verimli bir çalışma üretememektedir. Plansızlık her aşamayı sarmalamış durumdadır” dedi.
“MİLLİ SERVETİMİZ BOŞA GİDİYOR”
Atanamayan Ziraat Mühendisleri, Gıda Mühendisleri, Veterinerler ile Türkiye de Bakanlığın bilgi ve bilimsellikle buluşacak bir dönüşüm ile geleceğe dönük yeniden şekillendirilmesi gerektiğini vurgulayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretici için üretimden hasada kadar her alanda desteklemelerin sağlandığı bir politika ile tarımda milli servetin boşa gitmesinin de önüne geçilmelidir. İthalattan vazgeçip; yerli üretici, yerli tohum, gübre ilaç, ucuz elektrik ve mazotla geleceğimiz sahiplenilmelidir. Patates, fasulye, domates, elma ve hububat üreticisinin perişan olmasına neden olan anlayışın yerine ürünün değer bulması ve depolama olanaklarının geliştirilmesi sağlanmalıdır” dedi.
“DESTEKLER ZAMANINDA VERİLMELİ”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal desteklerin zamanında ve kırsal ağırlıklı verilmesi gerektiğini belirterek, “Tarımsal desteklemenin temel esası üreticiyi üretken kılmak olmalıdır. Tarımsal destekleme uygulamaları ve amaç arasındaki bağ sürekli sorgulanıp güncellenmelidir. Bilgi ve teknolojiye dayalı, donanımlı bir tarım yapısı oluşturulmalıdır. Bu nedenle teşvik ve destekler daha ürün ekim aşamasındayken çiftçiye ulaşmalı ve çiftçi ekim sürecinde bu desteklerden yararlanmalıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi yeniden yapılandırılarak üreticiyi tüccara, aracılara karşı koruyan bir yapıya dönüştürülmelidir. Sözleşmeli üreticilik güçlendirilmelidir. Üretici ne ekeceğini, ne kadar ürün alacağını, ne kazanacağını bilmelidir. Tohum, ilaç, gübre, sulama verimliliğini ele alacak düzenlemeler geliştirilmeli, girdi fiyatları mutlaka düşürülmelidir” dedi.
“SON 8 YILDA BAKANLIĞIN YAPISI 3 KEZ DEĞİŞTİ”
Kamunun tarıma yaklaşımında değişimin yarattığı olumsuzluklara dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Son 8 yılda bakanlığın organizasyon yapısı 3 kez değiştirildi. 2011 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığının adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı oldu. Her değişimle Bakanlık tabelaları illerde dahi değişti. İşlevleri değişti. Müdürlükler kapandı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı birleştirilerek Tarım ve Orman Bakanlığı oldu. Önemli tarıma yönelik birimlerin adı da işlevi de farklılaştı. Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü, Gıda Kalite Kontrol Genel Müdürlüğü, Toprak Su Genel Müdürlüğü kapatıldı. SÜTAŞ, Sek Süt, Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. ve Şeker Fabrikaları satıldı. Tarımsal Araştırma Enstitüleri kapatılarak milli bir tarım politikasının oluşturulmayacağı düşünülmeden ya da bilerek düzenlemelere gidildi. Et ve Süt Kurumu özelleştirmeden çıkarılsa da içi boşaltıldı. TİGEM’in çiftlikleri kiraya verildi. Tohumda, gübrede, ilaçta devletin yerine özel sektöre devirler yapıldı, kapatmalar sonucu tarım dışa bağımlı kılındı. İthal tohum, ilaç gübre çiftçinin sorunlarını katladı. İthalat yapmadığımız ülke kalmadı. Samandan patatese, soğandan pamuğa kadar her ürün ithal olarak ülkemizde girdi. Milli Gelirin % 1’inin çiftçiye verileceği söylenmişti, bugüne kadar hiç bir dönem bu oran çiftçiye verilmedi. Artan girdiler ile çiftçi borç batağına sürüklendi. Desteklerin, ürün daha tohum aşamasındayken, tarlaya ya da bahçeye girdiği anda verilmesi sağlanmadı. Yani ürün hasadından sonra değil de ürün ekiminden önce destekleme bir türlü gerçekleşmedi” dedi.
“ÜRÜNLER TARLADA, BAKANLIK NEREDE?”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, seçim bölgesi olan Niğde’nin patates ve çavdar üretiminde Türkiye birincisi, lahana üretiminde Türkiye ikincisi, kuru fasulyede ve elma üretiminde ilk üç içinde yer aldığını anımsatarak, “Nektarın ve kiraz üretiminde ilk on içinde yer alan Niğde, Avrupa Birliği Kırsal desteklemelerinde 2007 yılında destek verilecek iller kapsamına alınmadı. 42 il alındı, Niğde yok. Lisanslı depoculukla ilgili 41 ile destek veriliyor, iki yıl önce yapılan bu düzenlemeye de Niğde alınmadı. Niğde’de patates için bir entgre tesisi dahi yok. Niğde üreticisi ürettiğini sattı sattı, satamazsa yandı. Geçen yıl Ticaret Bakanlığı ürünler için depoları bastı. Bu yıl ürünler dalda, tarlada kaldı, Üreticiyi de üreticinin halini de gören yok. Üretici perişan, borç batağında, Bakanlık ortada yok. Gerek yurt içine gerek yurt dışına bu ürünler gönderilerek tüketicinin daha ucuza ürün alması sağlanabilir. Önümüzdeki yıl ürün deseni yine değişecek nedeni ise geçtiğimiz yıl patates para etti diye patates ekimi arttı, soğan ekimi arttı. Bu yıl para etmedi diye farklı ürünlere yönelecekler. Bir önceki yılın nohutu depoda duruyor. Elma dalda kaldı. Patates para etmiyor, fasulye para etmiyor, kiraz içinse tüccar ne verdiyse çiftçi ona sattı. Hububatta sorun var. Kısacası Niğde önemli bir örnek ama Bakanlığın Niğde’ye baktığı da yok. Tarım il Müdürü, üreticiye gidip sorununu çözmüyor. Niğde gibi tarım kentleri için iktidar, öngörü ile planlama ile projeler geliştirmeli, toplulaştırma ve sulama suyunda dahi sorunlar çözülmedi” dedi.