“EY” dedik, geriye gidişleri kabul ettik!

AB Uyum Komisyonu Üyesi Özdemir, Yargı Reformu Strateji Belgesi temelinde hazırlanarak Meclis Genel Kurulunda görüşmelerine devam edilen yargı paketini değerlendirdi.

16 Ekim 2019 Çarşamba 14:55
“EY” dedik, geriye gidişleri kabul ettik!

Üçüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi temelinde hazırlanarak Meclis Genel Kurulunda görüşmelerine devam edilen yasa teklifinin yine bir torba yasaya dönüştüğünü söyleyen CHP İstanbul Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu Üyesi Sibel Özdemir, “üzerinde konuştuğumuz paketler beklenen ve vadedilen sonuçları doğurmayacaktır.” dedi.

Milletvekili Sibel Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

ADALET AKADEMİSİ ANAYASAYA AYKIRI ŞEKİLDE KURULDU

“Avrupa Birliği (AB) hukukuna uyum süreciyle 2003 yılında kanunla kurulan Türkiye Adalet Akademisi yine bu iktidar döneminde bir cemaat yapılanmasının hâkim olduğu ve adalet sistemimiz içinde tahribata uğrayan önemli kurumların başında gelmiştir. 15 Temmuz sonrasında kurum, 2018'de bir KHK'yle kapatıldı. Oysa bu kurumun tekrar kanunla kurulması gerekirken bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Anayasa'mıza aykırı olarak kuruldu. Son kararı Anayasa Mahkemesi verecek.

OBJEKTİF BİR MÜLAKAT KURULU OLUŞTURULACAĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

Pakette Türkiye Adalet Akademisi ile ilgili 10'uncu maddede Mülakat Kurulunun yapısı genişletilerek Türkiye Adalet Akademisi Danışma Kurulundan bir üye mülakat kurulunda yer alacak. Adalet Akademisinin Danışma Kuruluna bakıldığında aynı zamanda bir siyasal partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanı tarafından atanan Adalet Bakanının belirlediği bakan yardımcısının başkanlığında toplanacak. Yine Bakan yardımcısının belirlediği 3 üye ve yine partili Cumhurbaşkanının ağırlıklı olarak atama yaptığı HSK tarafından belirlenen üyeler ve yine Cumhurbaşkanının atadığı YÖK'ten gelen üyelerden oluşuyor. Şimdi, bu danışma kurulundan bir üyenin mülakat kurulunda yer almasıyla siyasi iradenin etkisinden bağımsız, objektif bir mülakat kurulu oluşturacağına inanıyor musunuz? Yani yapılan bu düzenlemeyle mülakat uygulamasına olan güven gerçekten sağlanacak mı? Şahsen bu düzenlemenin gerçekçi olduğunu düşünmüyorum.

“EY” DEDİK GERİYE GİDİŞLERİ KABUL ETTİK

AB Uyum Komisyonunun bir üyesi olarak Üçüncü Yargı Reformu Strateji Belgesini ve yasa paketini AB perspektifinden değerlendirmek gerekirse; İlki 2009, ikinci de 2015 yılında yayınlanan Yargı Reformu Strateji Belgelerinin ortaya çıkışı, resmî aday üyesi olduğumuz AB müktesebatı ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere uyuma dayanmaktadır; yargı, temel haklar, adalet ve özgürlükler alanlarında uyumlaştırma düzenlemelerini amaçlamaktadır.

Oysa AB ilerleme raporlarında özellikle son on yılda en fazla geriye gidişin yaşandığı alanlar yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, adil yargılanma, adalete olan güven ve temel insan hakları olduğu kaydedilmektedir. Biz ne yaptık? Biz bu raporları çöpe atarken öz eleştiri yerine "ey" diye diplomasi dışı cevaplar neticesinde, yargıda yeni bir reform belgesine ihtiyaç duyuldu. Gerek bu paketin gerekçesinde gerek reform strateji belgelerinde bütün bu geriye gidişler kabul edildi. Yine bu iktidarın hazırlamış olduğu geçmiş reform strateji paketlerindeki kazanımlar kaybedilirken bu eksiklikler hâlâ devam etmektedir.

AB RAPORUNDA TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ

Adalet Akademisi ile ilgili olarak AB İlerleme Raporu'nda şu tespit yapılıyor: Akademinin oluşumunun idari ve mali özerkliğinin özellikle yürütme erkinden bağımsızlığının güvence altına alınması, yürütmenin başı olarak bir siyasi partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanı HSK gibi üst düzey yargı kurullarının atamalarında belirleyici ya da yetkili olması yargının yürütme erkinden bağımsızlığı konusunda ciddi endişeler yarattığı, bunun yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığını zedelediği ve ortadan kaldırdığı, diğer bir konu: Hâkim ve savcılarının atama ve terfilerinde nesnel, liyakate dayalı, yeknesak kriterlerin bulunmamasıyla ilgili önemli uyarılarda bulunuyor. Yine, tutuklama kararlarının AİHM içtihatları ve AYM kararlarının alt derece mahkemeleri tarafından uyulmadığı. Yine en önemlisi tutuklama adli ve idari tedbirlerle delile dayalı, şeffaf usullerle AİHM'in ve Venedik Komisyonu'nun adil yargılama kriterlerine uyulmadığı gibi çok ciddi düzenlemeler ve uyarılarda bulunmaktadır.

YARGI PAKETİ VADEDİLEN İYİLEŞTİRMELERİ DOĞURMAYACAK

Ulusal düzeyde şahit olunan bütün bu sorunlar ve uluslararası düzeyde de tarafı olduğumuz uluslararası raporlara yansıyan ve adalet sistemimizin sorunlarının temelini oluşturan bütün bu nedenler ortada duruyorken bu torba yasayla beklenilen iyileştirmeleri maalesef yapamayacağız; bu endişeleri taşıyoruz ve bunları da Genel Kurulun gündemine getiriyoruz. Bunlarla ilgili çok önemli çalışmalarımız, kanun tekliflerimiz ve önerilerimiz var; bunların bir an evvel gündeme alınması çağrısında bulunuyoruz.

Sonuç olarak, yürütmenin başının bir siyasal partinin genel başkanı olduğu yeni hükûmet sistemiyle ortaya çıkan, yürütmenin yargı üzerindeki etkisini ortadan kaldırmadan yargı üst kurullarının oluşumunu yürütmenin etkisinden kurtarmadan ve kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda tesis etmeden ve bütün bunları düzenleyen ciddi bir anayasal düzenleme yapmadan maalesef bugün burada konuştuğumuz paketler gerçekten beklenen ve vadedilen sonuçları doğurmayacaktır.”

Son Güncelleme: 16.10.2019 16:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.