Kaya açıklamasında, “2 Temmuz 1993 Sivas Madımak’ta yakılarak katledilen Canlarımızı sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. Hepsi birbirinden değerli, yetenekli, yazar, şair, sanatçı… Hepsi insan! Hepsi Can! Ve bazıları daha çocuktu! Aydınlık yarınlar için mücadele ederken, karanlığa meşale oldular. O meşale hiç sönmedi, sönmeyecek! Yüreğimizin taa derinlerinde yanmaya devam edecek.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın açıklaması şöyle:
''MADIMAK KATLİAMINDAN DERS ALMAYANLAR''
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak’ta yakılarak katledilen Canlarımızı sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. Hepsi birbirinden değerli, yetenekli, yazar, şair, sanatçı… Hepsi insan! Hepsi Can! Ve bazıları daha çocuktu! Aydınlık yarınlar için mücadele ederken, karanlığa meşale oldular. O meşale hiç sönmedi, sönmeyecek! Yüreğimizin taa derinlerinde yanmaya devam edecek.
O gün orada, insanlık ölmüştü, vicdanlar kararmıştı, tüm yetkililer izlemedeydi. Devlet orada yoktu!
26 yıl sona sonra dönüp baktığımızda; demokraside, insan haklarında, evrensel hukukta bir arpa boyu yol alamadığımızı, hatta geriye gittiğimizi üzülerek görüyoruz.
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve bizlere Ankara’nın göbeği Çubuk’ta, bir askerimizin cenaze töreninde, güvenlik güçlerinin ortasında yapılan linç girişimi bu vahim tabloyu ortaya koyuyor.
Maraş katliamında, Çorum katliamında, Sivas katliamında olduğu gibi, Çubuk’taki linç girişiminde de devlet orada yoktu! Güvenlik tedbirleri bilinçli olarak devre dışı bırakılmıştı.
Linç girişimi sonrası, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tutumu ve açıklamaları halkımızı tedirgin etmiştir.
Mağdurların suçlanarak, katliam ve linç kültürünün normalleştirilmesi, linç girişiminde bulunanların sırtının sıvanarak serbest bırakılması, planlayıcılarının araştırılmaması artık hiç kimsenin can güvenliği olmadığını ortaya koymuştur.
Şimdi insanlarımız daha da cepheleşmiş, ikiye bölünmüş, biz ve ötekiler diye ayrılmıştır. Seçim meydanlarında kendilerini desteklemeyenleri; zillet, illet, terörist ilan eden; inancı, kökeni üzerinden siyaset yapıp, bundan zerre rahatsızlık duymayan siyasiler bunun sorumlusudur.
AKP 17 yıldır iktidarda olmanın sorumluluğunu yerine getirmemiştir. Artık farklı partilere oy veren komşular birbiriyle konuşmuyor… Kahvehaneler ayrılıyor, semtler ayrılmış, mahaller bölünmüş…
O yüzden demokrasi, insan hakları, evrensel hukuk diye feryat ediyoruz. Ter kan içinde “artık yeter” kin tohumları ekmeyin diye haykırıyoruz.
Siyasilere çağrımdır; insanımıza bu kötülüğü yapmayın, kin tohumları ekmeyin, kimseyi ötekileştirmeyin. Gelin hep birlikte bu güzel ülkeye barışı, kardeşliği huzuru hakim kılalım.
31 Mart’ta halkımız bunun ilk adımını attı, 23 Haziran’da “Özgürlükçü Demokrasi” için var gücüyle haykırdı. Hiç bir zaman zalimin zulmü egemen kalamaz. Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur.
Aydınlık için tutuşup yanan tüm canlara selam olsun…”