Konuyla ilgili Çevre, Kültür ve İçişleri Bakanlıklarına soru önergesi veren Adıgüzel, “Gözümüz gibi bakmamız gereken bu doğa ve tarih harikalarına nasıl bu yapılır?” diye sordu.
Boyu 200 metre olan ve eni yer yer 30 metreye kadar düşen bu yarımadada sadece “ufak dokunuşlar” yapılacağının duyurulduğunu ancak kepçelerle girilerek yol açıldığını ekledi. Ayrıca bu çalışma sırasında alanın 1. Derecede arkeolojik alan ve 2. Derecede doğal sit alanı olmasından ötürü çalışmaların hem Arkeolog hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilisinin denetiminde yapılması zorunluluğuna uyulmadığını iddia eden Adıgüzel’in önergelerinde şu sorulara yer verildi:
Yapılan işlemden Bakanlık olarak bilginiz var mıdır? Bakanlığınızdan gerekli izinler alınmış mıdır?
Şayet alınmadı ise bu konuda bir soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?
Böylesi bir doğal güzelliğin bozulduktan sonra telafisi çok güç olduğundan konuyla ilgili acil bir müdahaleniz olacak mıdır?
Proje incelendiğinde kiliseden fenerin olduğu üç kısma kadar yaklaşık 200 metre uzunluk 30-50 metre genişlikte alanın taş-beton yürüyüş yolları ile parsellendiğini görüyoruz. Bu daracık bir kara parçasına, adeta birer evlik parsellere bölerek doğal dokusuna zarar verilmektedir. Projenin bu bölümünün derhal gözden geçirip iptal edilmesi için bir girişiminiz olacak mıdır?