CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, koronavirüs salgınında cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin durumuyla ilgili rapor hazırladı. Kabalık koğuşlar ve temiz olmayan ortamlarda hijyenin sağlanmadığına dikkat çekilen raporda, “Artan enflasyon ve gıda fiyatları dikkate alındığında 8,5 TL’lik bir bütçe ile dengeli beslenmek imkânsız” olduğu, göz doktoru için 5 ayda bile tedavi sırasının gelmediği, kanal tedavisi sonrasında diş apse yapsa bile doktora gidilemediği vurgulandı.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Covid-19 ve Cezaevleri (2020 Ocak – Temmuz) Raporu’na göre koğuşlar; infaz paketiyle bırakılanlara rağmen halen çok kalabalık, temiz değil ve yeterince havalandırılamıyor. Raporda mahpusların sağlık haklarından yararlanma imkanın da kısıtlandığına dikkat çekilirken, dişi apse yapanların dahi tedaviye götürülemediği aktarıldı.
Raporda cezaevlerinde tutulanlardan gelen şikayetler şöyle sıralandı:
KOĞUŞTA NÖBETLEŞE UYUNUYOR: TBMM’de 14 Nisan’da kabul edilen yasa ile 90 bine yakın kişi tahliye edildi. Bazı suçlarda cezaların 4’te 3’ünün değil yarı süresinin cezaevinde infaz edilmesi ve açık cezaevindekilere mayıs sonuna kadar izin verilmesi de kabul edildi. Düzenlemeyle Alaattin Çakıcı serbest bırakılırken gazeteciler ve ağır hasta siyasi mahkûmlar kapsam dışı bırakıldı. Covid-19 kısıtlamalarından öncesinde olduğu gibi, hala 8 kişi için düzenlenmiş 65 m2’lik koğuşta 20’nin üzerinde mahkûmun birlikte tutulduğu, aynı ölçülerdeki bazı başka koğuşlarda 30-35 kişinin bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Koğuşta sadece bir tuvalet, bir banyo ve 8 ranza olduğu, yeterli ranza bulunmaması nedeniyle yerlerde yatıldığı, yerde de yatak serecek alanın kısıtlı olması nedeniyle nöbetleşe uyunduğu ifade edilmektedir
TEMİZ HAVA YOK, HERKES PASİF SİGARA İÇİCİSİ : 8 kişilik inşa edilmiş 65 m2’lik koğuşta 20’nin üzerinde kişinin kalması temiz hava alabilme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Astım, KOAH vb. akciğer rahatsızlıkları olanlar açısından durum çok daha vahimdir; durum daha hukuk ve insanlık dışı bir manzara arz etmektedir. Üstelik mevzuata göre koğuş içlerinde dahi sigara içilmesine izin verildiğinden, cezaevlerindeki herkes -gerçekte sigara içicisi olmasa bile- pasif sigara tiryakisidir. Bu da vahim bir hak ihlali ve sağlık sorunudur.
GÜNLÜK 8,5 TL İLE SAĞLIKLI BESLENMEK İMKANSIZ: Tutuklu ve hükümlülerin beslenebilmeleri için tahsis edilen iaşe bedeli 8.5 TL'dir. Artan enflasyon ve gıda fiyatları dikkate alındığında 8,5 TL’lik bir bütçe ile dengeli beslenmek imkânsızdır. Başta siyasi tutuklu ve hükümlüler olmak üzere ulaşabildiğimiz hemen hemen tüm cezaevlerinden yemeklerin azlığı, kalitesizliği ve sağlıksızlığı şikâyetleri artarak gelmektedir.
GÖZ DOKTORU İÇİN 5 AY BEKLEME, APSEYE İZİN YOK: Covid-19 kısıtlamaları kapsamında tutuklu ve hükümlülerin "muayene olma ve tedavi edilme haklarında" önemli kısıtlamalara gidilmiştir. Bir cezaevinde göz doktoruna muayene olmak için yapılan müracaatın 5 aydır bekletildiği ifade edilmektedir. Daha önce kanal tedavisi olup dolgu yaptırdığı bir azı dişinin dolgusunun düşmesi ve apse yapması nedeniyle yapılan “tedavi olma" talebinin Covid-19 nedeniyle reddedildiği belirtilmektedir.
YAKINLARLA GÖRÜŞME HAKLARI KISITLANDI: Açık görüş yani tutuklu ve hükümlülerin ailesi ve yakınlar ile engelsiz ve yüz yüze görüştürülmesi Covid-19 nedeniyle tamamen iptal edilmiştir. Kapalı görüşte, Covid-19 nedeniyle ciddi bir kısıtlama yapılmıştır. Önceleri her hafta ve aynı anda 8 kişi ile yapılabilirken, Covid-19 nedeniyle ayda 1 defa ve 1 kişi ile yaptırılmaktadır. Yaklaşık 300 bin tutuklu ve hükümlünün halen cezaevlerinde olduğu hesaba katıldığında, bu sorunlar, aileleri ile birlikte yaklaşık 1,5-2 milyon vatandaşımızı doğrudan etkilemektedir.
COVİD, SPOR VE SOSYAL ETKİNLİKLERİ VURDU: Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle, daha öncesinde kendilerine tanınmakta olan "Haftalık 40 dakika, ve aylık en çok 3 defalık (3x40 dakika)" spor salonunda spor yapabilme hakkı iptal edilmiştir. Her türlü sosyal-kültürel faaliyetler, gelişim vb. kurslar ile meslek edindirme eğitimleri normale dönüşe kadar durdurulmuştur. Salgın öncesinde de sürekli dile getirilen sosyal hakların kısıtlanması sorunu daha da yoğunlaşmıştır. Aylardır aşırı kalabalık koğuşlarda bu şekilde kalan tutuklu ve hükümlülerin psikolojileri olumsuz yönde etkilemektedir.