TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık’ın İnsan Hakları Günü olarak kutlandığını hatırlatan Tanal, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin mimarı, Eleanor Roosevelt’tir. İnsan haklarının ilk defa uluslararası bir metinde geçmesini sağlayan kişinin bir kadın olması, ayrıca bir gurur kaynağıdır. 30 maddeden oluşan beyanname, 2 yılda hazırlanmıştır. Her bir kelimesi ölçülerek, tartılarak, üzerinde düşünülerek yazılmıştır. Eleanor Roosevelt, dünya liderleriyle görüşerek, beyannamenin kabulü konusunda onları ikna etmiştir. Beyanname, en çok dile çevrilen belge niteliğindedir. İnsanlığın ortak başarısı olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, yaşama hakkını, özgürlüğü, kişi güvenliği hakkını, kölelik yasağını, işkence yasağını, keyfe bağlı tutuklamanın önlenmesini, kanun önünde eşitliği, özel hayatın korunmasını, konut dokunulmazlığını, haberleşme özgürlüğünü, mülkiyet hakkını, din, vicdan, düşünce ve inanç özgürlüğünü, toplanma ve dernek kurma özgürlüğünü, yönetime katılma hakkını, seçme ve seçilme hakkını, sosyal güvenlik hakkını, çalışma ve işsizlikten korunma hakkını, sendikal özgürlüğü, ücretli tatil hakkını, sağlık hakkını, dinlenme ve eğlenme hakkını, eğitim hakkını kapsıyor” dedi.
BAŞAKŞEHİR HATIRLATMASI: ROOSEVELT’İN KEMİKLERİNİ SIZLATTI!
Paris Saint Germain maçında, Başakşehir’in yardımcı antrenörü Pierre Webo’ya yönelik ırkçı saldırının, yaşamını insan hakları mücadelesine adayan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin mimarı Eleanor Roosevelt’in kemiklerini sızlattığını belirten Tanal, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ırkçılığa karşı güvencedir. Beyannamenin ilk maddesinde bütün insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğdukları vurgulanmaktadır. İkinci maddede, insanlar arasında ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeyeceğinin altı çizilmektedir. UEFA'nın dördüncü hakem Sebastian Coltescu’un temsilcimiz Başakşehirspor’un yardımcı antrenörü Pierre Webo’ya karşı ırkçı söylemde bulunması, eminin Beyanname’nin hazırlanmasını sağlayan Eleanor Roosevelt’in kemiklerini sızlatmıştır. Irkçılık bir insanlık suçudur. Webo'ya yönelik ırkçı ifadeleri şiddetle kınıyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE ENDEKSLERDE YERLERDE SÜRÜNÜYOR!
CHP’li Mahmut Tanal, devletlerin taahhütlerine rağmen dünyanın her yerinde insan haklarının ihlal edildiğini söyledi. Türkiye’nin de insan hakları karnesinin zayıf olduğunu belirten Tanal, durumun her geçen gün kötüleştiğini kaydetti.
Uluslararası endeksleri incelediğinde ülkesi için üzüldüğünü dile getiren Tanal, şöyle devam etti: “Mutluluk da insan hakkıdır. Ancak 2020 Dünya Mutluluk Raporu’na baktığımızda Türkiye, 153 ülke arasından 93’üncü sırada. Geçen yıl 79. sıradaydık. Gün geçtikçe daha fazla mutsuzlaşıyoruz. Ak Parti iktidardayken Türk milletine zaten mutluluk haram! Mutluluk endeksleri oluşturulurken, kişi başına düşen gelir, sosyal destekler, sağlıklı yaşam süresi, güven, cömertlik, sosyal özgürlükler gibi parametreler göz önünde bulunduruluyor 2019 Demokrasi Endeksi Raporu’nda, 167 ülke arasında 110. sırada yer aldık. 4,09 puanla 'hibrid demokrasi' (melez demokrasi) ile yönetilen ülkeler içindeyiz. Puanımız 4’ün altına düştüğünde ‘otoriter rejim ile yönetilen ülke’ konumuna geçiyoruz. Düşünün Demokrasi Endeksi’nde Türkiye, Nijerya, Uganda, Zambiya, Lübnan, Sri Lanka gibi ülkelerin gerisinde kalıyor. 128 ülkenin değerlendirildiği Hukukun Üstünlüğü Endeksi 2020 Raporu’nda ise geçen yıla göre 6 puan birden kaybederek 107. sıraya geriledik. Endeksin alt başlıklarından olan iktidarın gücünün sınırlandırılmasında 124. sıradayız. Temel haklara saygıda 123. sıradayız. Hukukun üstünlüğünde birçok Afrika ülkesinin gerisindeyiz. Türkiye, 2020 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde de 180 ülke arasında 154. sırada yer alıyor. Raporda, Türkiye’de internet medyasına yönelik sansürün de arttığı vurgulanıyor. 2019 yılında en az 586 haberin internette sansürlendiği aktarılıyor. Basın özgürlüğünde Ermenistan (61. sırada), Yunanistan (65), Etiyopya (99), Kenya (103), Afganistan (122), Uganda (125), Güney Sudan (138), Demokratik Kongo Cumhuriyeti (150), Bangladeş (151), Brunei (152), Beyaz Rusya (153), Türkiye’nin üst sıralarında. Kahrolmamak elde değil! Bugün 9 Aralık Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü. Yolsuzlukla mücadele eden Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün açıkladığı 2019 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi'nde, 39 puanla 180 ülke arasında 91'inci sıraya gerilemişiz. S. Arabistan’ın, Çin’in gerisindeyiz. Yolsuzluk Endeksi’nde AB liginde 1. sıradayız! OECD’de bir tek Meksika’yı geride bıraktık! G20 ülkeleri arasında ise sondan 4. sırada bulunuyoruz. Yolsuzluk konusunda 2013 -2019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan 3 ülkeden biriyiz. Freedom House’un ‘Dünyada Özgürlükler 2020’ raporunda Türkiye, son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği 2’nci ülke oldu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ kategorisindeyiz. Ortadoğu ve Afrika ülkeleri ile Çin’le aynı kategorideyiz. Özgür olmayan ülkeler raporda, ‘Temel siyasi hakların esamesi bile okunmaz. En temel hak ve özgürlüklerin yaygın ve sistematik olarak içi boşaltılmıştır’ şeklinde tanımlanıyor.”
BEDELİNİ VATANDAŞ ÖDÜYOR
Türkiye’nin uluslararası endekslerde dibe savrulmasının tesadüf olmadığını kaydeden Tanal, şunları söyledi: “Türkiye’de yargı can çekişiyor. Hiçbirimiz güvende değiliz. Anayasa kararlarına uyulmuyor. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ve Osman Kavala’nın başına gelenler ortada. Ülkede tek adam sistemi var. Şeffaflık ortadan kaldırıldı. Kamu ihalelerinde gerekli şeffaflık yok. Yasalara uyulmuyor. Muhalifler susturuluyor. Gazeteciler, aydınlar, yandaş olmayanlar, adliye koridorlarından çıkamıyor. Onlarca kişi haksız şekilde cezaevinde tutuluyor. RTÜK ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla özgür medya kuruluşları, iktidarın yanlışlarını dile getiren yayın organları cezalandırılıyor. Tek adam rejiminin faturasını vatandaş ödüyor. Böyle bir ortamda yatırımcı gelmiyor. İnsanımız acı reçetelerle karşı karşıya bırakılıyor. İşsizlik, yoksulluk, pahalılık aldı başını gitti.”
MECLİS EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET VERMİYOR
Diğer taraftan 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda kürsüde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, aynı işi yapan TBMM çalışanları arasındaki özlük hakları ve maaş farklarını hatırlatarak, Meclis’in Dünya İnsan Hakları Günü’nde insan haklarını ihlal ettiğini belirtti. Tanal, şöyle konuştu: “Şu anda stenograf arkadaşlarımız çalışıyor, bakın; stenograf arkadaşlarımız aynı kapıdan Genel Kurul’a giriyorlar, aynı işi yapıyorlar, aynı mesaiyi harcıyorlar, aynı şekilde sınava giriyorlar, alınan ücretler farklı. Meclis’in içerisinde veya Meclis’in dışında, kamu kurumlarının tamamında aynı işi yapıyorlar, aynı mesaiyi yapıyorlar, aynı yerde çalışıyorlar; alınan ücretler farklı.
Değerli arkadaşlar, Değerli Meclis Başkan Vekilimiz; biz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni imzaladık, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 23'üncü maddesi diyor ki: ‘Eşit işe eşit ücret verilir.’ Neden eşit işe eşit ücret vermiyorsunuz? Meclis içerisinde ve Meclis dışında, tüm kamu kurumlarında insan hakları bu anlamda ihlal ediliyor. Yani burada, bakın, Meclis içerisindeki almış olduğunuz 4/D'li, 4/A'lı, 4/B'li… 4/D'lilerin bir kısmının aldıkları ücret 2.800 TL, bir kısmının ücreti 3.400 TL, bir kısmının ücreti 4.600 TL, bir kısmının ücreti 5.500 TL, bir kısmının ücreti 6 bin TL civarında. Yazık günah değil mi ya? Aynı işi yapıyor, aynı mesai… ‘Eşit işe eşit ücret’ ilkesi ihlal ediliyor.”