Son dönemde sıkça gündeme gelen nefret suçlarının, Meclis çatısı altında araştırılması ve giderilmesi yolunda adımlar atılabilmesi toplumdaki ayrışmaların giderilmesi bakımından oldukça önemli.
CHP’li Tanal konunun hukuki boyutunu şu şekilde değerlendirdi; “Toplumun yaşamını düzenleme amacı güden hukuk kurallarının oluşturduğu düzlemde, kanunlar hiyerarşisinin en üst sırasında yer alan Anayasamıza göre bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşitliği esas olup, devletin bu eşitliğin sağlanmasında sorumluluğu açıktır. Nefret suçları ve ayrımcılık yasağı konularında Türk Ceza Kanununda düzenlemeler olduğu gibi, ayrıca devletimizin de tarafı olduğu AİHS gibi uluslararası sözleşmeler de vardır.”
MEDYA İLE OLAĞANLAŞTIRMANIN ÖNÜ KAPANMALI
CHP’li Tanal nefret suçları ve söylemleri konusunda ise; “Özellikle medya aracılığıyla bu tür söylemlerin ve suçların olağan hale getirilmesinin önü kapatılmalıdır. Olağanlaşmasında rol oynayan siyasilerin söylemlerinin engellenebilmesi adına çalışmalar yapılmalıdır. “Afedersin çok daha çirkin şeyler Ermeni diyen oldu”, “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem”, “Bir adam gibi ölmek var, bir de madam gibi”, “Malum Alevilik kültüründendir ya”, “Bunlar solcu, bunlar ateist” şeklinde medyaya yansıyan nefret söylemleri bazı siyasetçiler tarafından sıkça kullanılmaktadır. Nefret söylemleri ile toplumun belli kesimi için salt dil, din, ırk, siyasi düşünce, cinsiyet, cinsel yönelimlerinden dolayı önyargı oluşturulması, nefret suçları için de olağan algısı yaratır. Toplumumuzda zaten kadınlara yönelik nefret söylemleri ve kadınların mağduru olduğu nefret suçları maddi bir gerçekliktir. Şiddet mağduru olan kadınların, kadın cinayetlerinin gündemden düşmediği, çocuk gelinlerin istatistiksel veri olarak kaldığı yani salt cinsiyetleri dolayısıyla mağdur olan kadınlarımıza da bir yardım eli uzatılması gerektiği açıktır. Ülkemizde 14 yıldır tek başına iktidar olan bir siyasal parti varken, toplumun içindeki bu denli ayrışmalar, bu denli nefret söylemleri ve nefret suçlarının yaygınlaşması ülkeyi birlik ve beraberlikten uzaklaştırmakta; vatandaşlarımızı ise devletin kişilerin güvenliğini sağlayamadığı düşüncesine sevk etmektedir" tespitlerini paylaştı.
Tanal bahse konu meclis araştırması ile; toplumsal ayrışmaların giderildiği, nefret söylemleri ve nefret suçlarının en aza indirildiği ve hatta bu tür durumların hiç yaşanmadığı bir toplum olabilmek adına çalışmalar yürütülebilmesini istediğini de belirtti.