CHP’li Kılıç: Afganistan’a, Suriye’ye Dönen Oklar Türkiye İçin Zemin Arıyor

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Dün Afganistan’a, bugün Suriye’ye dönen oklar ve emperyalist güçler, yarın Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelmek için kendine zemin aramaktadır” uyarısında bulunurken; “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tek adam rejimine karşı verdiğimiz mücadele, işte bu nedenle sadece bir siyasi tercih değil, bu ülke için bir varoluş mücadelesidir” dedi. Bütçe görüşmelerinde konuşan Kılıç, “Saraydan üç elma düşse biri 5’li çetelere biri akrabalara biri de pusuda bekleyen akbabalara. Vatandaşa düşse düşse kafasına taş, gözüne yaş, yüreğine telaş düşer” diye konuştu.

17 Aralık 2024 Salı 15:24
CHP’li Kılıç: Afganistan’a, Suriye’ye Dönen Oklar Türkiye İçin  Zemin Arıyor

CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ SEVDA ERDAN KILIÇ BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE
KONUŞTU:

- TEK ADAMLA MÜCADELE SİYASİ TERCİH DEĞİL, VAROLUŞ
MÜCADELESİDİR
- SARAY’DAN 3 ELMA DÜŞSE BİRİ BEŞLİ ÇETELERE, BİRİ
AKRABALARA BİRİ DE PUSUDA BEKLEYEN AKBABALARA
- BU BÜTÇE SARAY’DA HAZIRLANDI VATANDAŞ SANMASIN Kİ
MECLİS’TE PİŞECEK, BİZE DE DÜŞECEK

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Dün Afganistan’a, bugün Suriye’ye dönen oklar
ve emperyalist güçler, yarın Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelmek için kendine zemin
aramaktadır” uyarısında bulunurken; “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tek adam
rejimine karşı verdiğimiz mücadele, işte bu nedenle sadece bir siyasi tercih değil, bu ülke için
bir varoluş mücadelesidir” dedi. Bütçe görüşmelerinde konuşan Kılıç, “Saraydan üç elma
düşse biri 5’li çetelere biri akrabalara biri de pusuda bekleyen akbabalara. Vatandaşa düşse
düşse kafasına taş, gözüne yaş, yüreğine telaş düşer” diye konuştu.
2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmeleri kapsamında TBMM Genel Kurulu’nda
Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi görüşüldü. Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı
bütçesi hakkında konuşan CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Milli Sarayların
yönetimi ve ziyaret ücretlerini eleştirerek, şunları söyledi:
“Milli Sarayları konuşuyoruz. Artık saray deyince de akla bir saray ve bir kişi geliyor. Herkes
biliyor ki bu ülkede saray sever bir kişi var. Yazlık, kışlık, uçan, kaçan saraylar onun,
sokaklar-meydanlar bizim olsun.
KOCA YALANA KOCA SARAYLARIN BAŞKANLIĞI
Malum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte milli saraylar da Cumhurbaşkanlığına
bağlandı, CHP olarak itiraz ettik yüksek mahkeme bazı kısımlarını iptal etti. Önümüzdeki
günlerde hep beraber göreceğiz, ne kadar uyulacağını. Evet Tarihi, yüzyıllara dayanan
saraylarımızı da Cumhurbaşkanı, önce alıp kendisine bağladı. Ardından oğlunun
arkadaşı Yasin Yıldız’ı Milli Saraylar İdaresi Başkanı olarak atadı.
Peki biz Yasin Yıldız’ı nereden hatırlıyoruz? Gezi Direnişi sırasında ‘Camide içki
içtiler’ yalanını vardı ya işte onu basına servis etmesinden tanıyoruz. Koca yalana koca
sarayların başkanlığı… Tam da AKP’ye göre bir atama olmuştur. Bu atamayla birlikte
çalışanlara yönelik mobbing başladı, yandaşa verilen ballı ihaleler verildi, personel de
emekliliğe zorlandı.
HALK SARAYLARI DIŞARIDAN İZLİYOR
Bunlar olurken bu sarayları asgari ücretlinin gezemediği kesin. Sadece Topkapı Sarayı’nı
gezmenin bedeli 270 TL. Gece gezersen 1000 TL!
Düşünün 4 kişilik bir ailesiniz iş çıkışı ecdadımızı öğrenelim deseniz, 4 bin TL. Yani kültür
mirası da sadece zengine seyirlik. Gittiniz, gezdiniz, yoruldunuz ‘hadi bir çay içeyim’
deseniz. Çay 45 -50 TL! Milli sarayların içine yapılan lüks kafelerde zenginler oturuyor, Halk
sarayları dışarıdan izliyor.
CHP ANAYASA TUZAĞINA KANMAYACAK

Parlamento’nun en önemli görevi bütçe yapmaktır. Ama ülkede öyle bir Anayasasıszlık var
ki; mecburen bunları da konuşmak durumunda kalıyoruz. Bu ne demek? Bu devletin kolonları
yıkıldı demektir. Çatı uçtu uçacak demektir.
Bir de bu halde bize ‘gelin Anayasa yapalım’ diyorlar. Zaten mevcut olana uymuyorsunuz şu
anda. Biz ‘bina sallanıyor’ diyoruz. Onlar hala Edoğan’ı seçtirme derdinde. Biz çatı uçtu
diyoruz, onlar hala arsanın rantı peşinde. O yüzden kusura bakmayın Cumhuriyet Halk Partisi
Anayasa tuzağınıza kanıp 22 yıllık suçlarınızın ortağı olmadı, bundan sonra da olmayacak.
SARAY’DAN ÜÇ ELMA DÜŞSE…
Dünyada saraylar, saltanatlar çöküyor, maalesef bizim bütçemiz Saray’da hazırlanıyor.
Vatandaşlarımız zannetmesin ki; bu bütçe sarayda hazırlandı, Meclis’te pişecek, bize de
düşecek. Maalesef öyle bir dünya yok. Saraydan üç elma düşse biri 5’li
çetelere biri akrabalara biri de pusuda bekleyen akbabalara. Vatandaşa düşse düşse kafasına
taş, gözüne yaş, yüreğine telaş düşer.
KOMŞUMUZUN BARIŞI HUZURUMUZ İÇİN ŞARTTIR
Bugün bütçeyi konuşuyoruz fakat biliyor ki Suriye'de yaşanan her gelişme, sınırlarımızı,
ekonomimizi ve güvenliğimizi doğrudan etkiliyor. Komşumuzun toprak bütünlüğü ve barışı,
bizim huzurumuz için de şarttır. Ancak bunun yolu, terör örgütleriyle iş birliği yapmak değil,
bölge halklarının demokratik taleplerine destek olmaktır.
AFGANİSTAN’A SURİYE’YE DÖNEN OKLAR TÜRKİYE İÇİN ZEMİN ARIYOR
Herkesin sustuğu ve bir kişinin konuştuğu bir sistemler, sonunda yıkılmaya mahkûmdur. Dün
Afganistan’a, bugün Suriye’ye dönen oklar ve emperyalist güçler, yarın Türkiye
Cumhuriyeti’ne yönelmek için kendine zemin aramaktadır. Çünkü tek adam rejimlerinin ve
terör örgütlerinin beslendiği üç şey var: korku, kaos ve ayrımcılık. Bize de bunlar çok tanıdık.
SİYASİ TERCİH DEĞİL, VAROLUŞ MÜCADELESİ  
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tek adam rejimine karşı verdiğimiz mücadele, işte bu
nedenle sadece bir siyasi tercih değil, bu ülke için bir varoluş mücadelesidir.
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün vizyonuyla kurulmuş bir hukuk devletidir. Geleceğimizi
karanlık senaryoların hükmüne bırakmamak için, güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve
özgürlüklerin teminat altına alınması şarttır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve tabi ki
güçler ayrılığı ihtiyaçtır.
Sizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diyorsunuz ama aslında bu otoriter zulüm rejimi bu
ülkenin tabutuna çakılan son çivi oldu. Geldiğimiz noktada bu sistemle bebekler tabutlara,
çocuklar ÇEDES batağına, belediyeler kayyum aymazlığına, işçiler emekliler tefecilere,
hukuk ayaklar altına, onurlu, adil bir yaşam ise rüyalara düşmüştür.
Sözlerime son verirken asla umutsuz değiliz. Biz umutların değil; diktatörlerin, sömürü
düzeninin yıkıldığı; açlığın, zulümlerin, savaşların son bulduğu bir dünya istiyoruz bu
gerçekleşene kadar mücadele etmeye söz veriyoruz.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.