Adalet Komisyonu üyesi CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Anayasa’nın ifade özgürlüğüne ilişkin 26'ncı maddeyi, basın özgürlüğüne ilişkin 28'inci maddeyi, Anayasa'nın "Temel hak ve özgürlüklerinin sınırlanması" başlıklı 13'üncü maddeyi, kişisel verilerin korunmasına ilişkin 20'nci maddeyi ve Anayasa'da güvence altına alınan diğer hak ve özgürlükleri tamamen ihlal ettiğini belirtti.
CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN AÇILAN SORUŞTURMA 5 YILDA 16 KAT ARTTI
Sosyal medyanın, özellikle muhalif kesimin, gençlerin nefes alma alanı olduğunu söyleyen Bülbül, getirilen yasa teklifiyle bu alanın da ortadan kaldırılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde yani 2010 ve 2014 yılları arasında açılan soruşturma sayısının 8 bin 550, dava sayısının ise bin 827 olduğunu belirten Bülbül, “Müşteki Cumhurbaşkanı olduktan sonra, 2015 ve 2019 yılları arasında 16 kat artışla açılan soruşturma sayısı 142 bin 623; dava sayısı ise 29 bin 488 oldu. Bu davalarda 31 bin 399 kişi yargılanıyor, kararları verilen 27 bin 155 dosyadan sadece 4 bin 621 tanesinde beraat kararı verildi. Kısaca yargı bağımsız ve tarafsız değil, millet ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kullanamıyor. Şimdi ise sosyal medya da yürütmeye bağlanacak. Bu yanlıştan mutlaka dönmek lazım “ dedi.
Bülbül getirilen kanun teklifiyle değişecek olan düzeni şöyle anlattı:
FOTOĞRAF VE VİDEO YÜKLENEMEYECEK
“İnternet bant genişliği daraltılıyor. Bu Türkiye'deki kullanıcıların ilgili platformlara giriş yapamamasına, fotoğraf, video paylaşamamasına ya da mevcut yayınları izleyememesine sebep olacak, internet kullanıcıları sosyal ağ sağlayıcılarını kullanamaz hâle gelecek. Bu durumda, hem sosyal medya platformları üzerinden faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin ticari hayatlarına müdahale hem de halkın haber alma ve ifade özgürlüğü hakkına darbe alacaktır.”
HUKUKİ DENETİM NEYE GÖRE YAPILACAK?
“Kullanıcılar tarafından sosyal medya platformlarında paylaşılan içeriklerin denetimi sosyal ağ sağlayıcılarına bırakılıyor. İçeriklerin hukuki denetiminin neye göre yapılacağı konusunda düzenlemede boşluk var. Bu denetimin sosyal ağ sağlayıcılarına bırakılması, sosyal ağ sağlayıcılarına yasama ve yargı yetkisi tanınmasına yol açar. Her şeyden önce hukukun üstünlüğü, adil yargılanma, düşünce ve inançlarını açıklama özgürlüğüne aykırılık teşkil eder.
Ayrıca raporlama faaliyeti, kişisel verilerin devlet eliyle toplanmasına ve kişilerin fişlenmesine kapı aralamaktadır. İstatistiki ve kategorik bazda raporların kuruma bildirilmesi ve söz konusu raporlama faaliyeti, Kişisel Verilerin Korunması Kanununa, özel hayatın gizliliğine aykırıdır. Devletin vekilgili kurumun elinde büyük bir veri tabanı oluşturulmasına hizmet etmektedir.”
SULH CEZA HAKİMLİKLERİ YİNE İŞ BAŞINDA
“Kanunla Sulh Ceza Hakimliklerine içeriğin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi veriliyor. Yani iktidar kendi aleyhine ya eleştirisel tüm haberlerin geriye dönük olarak kaldırılmasını sağlayacak. Ayrıca erişimin engellenmesinden farklı olarak haberleri sitelerden tamamen çıkarılması da burada söz konusu. Bu düzenlemelerle hem sosyal medya platformlarının hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hukuki güvenlik ve ön görülebilirlik hakları zedelenecektir. Bu Anayasa'nın ihlali demektir.”
KOLEKTİF HAFIZA SİLİNECEK
“Diğer yandan ‘içerik çıkarma’ terimi eklenerek kolektif dijital hafızanın silinmesine sebep olacak düzenleme yapılıyor. Yasa teklifi geçerse, içerik çıkartma kapsamında zorunlu olarak tüm haberler silinecek ve kaldırılacaktır. İktidar, geriye doğru kendisini aklayacak ve tüm yolsuzluk iddialarına ilişkin ve eleştirisel haberleri bu durumda yok edecek.”