EDNAN ARSLAN GENEL KURUL’DA AKP’Lİ SIRALARA SESLENDİ; “TİP-1
DİYABET HASTASI AİLELERİ, BİZLERİ RENCİDE ETTİNİZ!”
- “AK PARTİ YAPAR, YAPARSA AK PARTİ YAPAR. NE YAPAR AK PARTİ? 40 BİN
ÇOCUĞA, 30 BİN ÇOCUĞA SENSÖR VEREMEYEN BİR AK PARTİ HANGİ SORUNU
ÇÖZEBİLİR?”
- “TİP-1 DİYABET HASTASI ÇOCUKLARIMIZIN 20 YILLIK SENSÖR VE İNSÜLİN
POMPASI İÇİN YETERLİ OLACAK KAYNAKTAN VAZGEÇTİLER, E-TİCARET
FİRMALARININ 100 MİLYAR LİRA LİSANS BEDELİNİ SİLDİLER.”
İyi Parti Grubunun önerisi üzerine söz alan CHP’li Arslan önerinin görüşmelerinde
yaşanan polemiklere tepki gösterek; “6 buçuk yaşında tip 1 diyabetli bir çocuğum var.
Gerçekten bizi rencide ettiniz. İnsanlar çocuklarına sensör ya da insülin pompası alamıyor.
Buradaki tartışmalar ve polemikler, aileleri rencide ediyor.” dedi.
AKP iktidarının tip-1 diyabet hastası çocukların sensör ve insülin pompası ücretlerinin
karşılanması için bir şey yapmadığını vurgulayan Arslan; “AK Parti yapar, yaparsa AK Parti
yapar. Ne yapar AK Parti? 40 bin çocuğa, 30 bin çocuğa sensör veremeyen bir AK Parti hangi
sorunu çözebilir? Yazık ama ya... Sabaha kadar çocuğunuzun başında beklemenin ne demek
olduğunu biliyor musunuz? Hipoglisemi, hiperglisemi ne demek biliyor musunuz?
Çocuğunuzu motive etmek için parmağınızı deldirmenin ne olduğunu, ona insülin iğnesini
verip göbeğinize iğne yaptırmanın ne olduğunu biliyor musunuz?” diye tepki gösterdi.
Arslan’ın konuşması şu şekilde:
“Çok farklı bir konuşma hazırlamıştım ama öyle bir noktaya geldik ki... Ben bir tıp
doktoru değilim, ancak 6 buçuk yaşında tip 1 diyabetli bir çocuğum var. Gerçekten bizi
rencide ettiniz. İnsanlar çocuklarına sensör ya da insülin pompası alamıyor. Buradaki
tartışmalar ve polemikler, aileleri rencide ediyor.
AK Parti yapar, yaparsa AK Parti yapar. Ne yapar AK Parti? 40 bin çocuğa, 30 bin
çocuğa sensör veremeyen bir AK Parti hangi sorunu çözebilir? Yazık ama ya... Sabaha kadar
çocuğunuzun başında beklemenin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Hipoglisemi,
hiperglisemi ne demek biliyor musunuz? Çocuğunuzu motive etmek için parmağınızı
deldirmenin ne olduğunu, ona insülin iğnesini verip göbeğinize iğne yaptırmanın ne olduğunu
biliyor musunuz?
Elimde telefon, buradaki programla akşama kadar çocuğumu takip ediyorum. Şanslı
bir babayım çünkü çocuğuma sensör alabiliyorum. Ama okulda şekeri düştü mü, çıktı mı, bir
çikolata yedi mi, hipoglisemi geçiriyor mu diye sürekli endişeliyim. Okuldan yardım alabilecek
miyiz, bir hemşire ders arasında o çocuğa meyve suyu verebilir mi? Biz bunun derdindeyiz.
Aileler bunun derdinde.
"Yok o bunu yaptı, yok bunu yaptı." Yapacaksanız bu işi yapın; bundan daha hayırlı bir
iş yok. Bakanlıklar söz vermiş; milletvekillerimiz, bakanlıklardan bu konuda söz almış ama bir
yıl geçmiş, hâlâ Maliye Bakanlığı'nda bekliyor. Hayırlı olsun, diyorsunuz. İnşallah diyelim; biz
de övünelim, biz de gelip teşekkür edelim. Tip 1 diyabetli bir çocuk babası olarak gelip
teşekkür edeyim.
Bu pompayla sensörün maliyeti aylık 25-30 bin lira. Her yaşa vermeniz lazım, 14 yaşını
geçen çocukların ve 20 yaşındaki gençlerin ihtiyacı yok mu? İş yok, güç yok ama böyle bir
gider var. O da parmağını delmeye devam mı etsin? Sabah akşam parmağını delmeye mi
mecbur kalsın? Bu önemli bir konu, önemli bir sorun; sağa sola çekmeden, aileleri rencide
etmeden bu sorunu bu meclis çözebilir. Neleri çözmediniz ki! Şirketlerin vergi borçlarını
sildiniz; bakın Trendyol, geçen hafta burada belgeleriyle anlattım; üç yılda bir şirkete yapılan
kıyak 100 milyar lira. Bu para ile bu ailelerin derdini çözersiniz. Hem bu önleyici bir tıp
meselesi; çocuklarımız bu sensörleri kullanırsa, ileride ortaya çıkacak hastalıkların yükü de
azalır. Bu, çocuklarımızın yaşam konforunu artıracak bir iştir ve bu Gazi Meclis’in, hızlı bir
şekilde çözmesi gereken bir meseledir.”