Karaca yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlığın, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan ettiği alana millet bahçesi yapmayı önerdiğini kaydetti.

“Peki bu alanı nasıl koruyacağız, gelecek kuşaklara nasıl teslim edeceğiz?” diye soran Karaca, Salda Gölü’nde koruma amaçlı imar planlarının kesinleşmesi dahi beklenmeden ihaleye çıkıldığını ifade etti.

Karaca, şu değerlendirmede bulundu:

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Salda’da yapmak istediği millet bahçesi projesini apar topar ihaleye çıkararak adeta yangından mal kaçırmıştır. Millet bahçesi projesinin ihalesi, Çevre Kanunu’na aykırıdır. Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmadan ihale yapılamaz. Madem amacınız Salda Gölü’nü korumak, 1. Derece Doğal Sit Alanı iken neden Özel Çevre Koruma bölgesi ilan ettiniz? Kirlilik tehlikesi olan, korunması gereken bir alanın inşaata ve kitlesel turizme açılması tezat oluşturuyor. Salda’daki turizmin kontrollü olması, alanın korunmasına yönelik etkin eylem planları oluşturulması gerekirken, mesire alanı mantığıyla daha fazla çöp üretilecek bir alana dönüştürülmeye, daha fazla araç trafiğine açılmaya çalışılıyor. Korunan alanlarda, kar kaygısıyla değil, bir mirası gelecek kuşaklara nasıl daha iyi bir şekilde teslim edebiliriz kaygısı ile hareket edilmelidir.”

“SALDA HEPİMİZİN ORTAK MİRASIDIR”

Salda Gölü’nü korumanın bir vatandaşlık görevi olduğunun altını çizen Karaca, “Salda ve tüm tabiat varlıklarımız hepimizin ortak mirasıdır. Doğayı korumak sadece Bakanlığın değil, halkın da anayasal ödevidir. Bu ödev boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.

Karaca, Salda Gölü’nün bozulmaması için her türlü hukuki süreci takip edeceklerini ve demokratik hakları kullanmakta tereddüt etmeyeceklerini belirterek, Kazdağları’nı korumak için nöbet tuttukları gibi Salda için de Yeşilova’da vatandaşlarla ve doğa dostlarıyla nöbete hazır olduklarını kaydetti.