CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Meclis Başkanlığı’na sundukları araştırma önergesinde YİD ve KÖİ’lerin ekonomide yarattığı risklere tek tek dikkat çekti. Özel sektörün kullandığı kredilere hazine garantisi verildiğini, bu hizmetlerin yabancı para cinsinden ve fahiş tutarlarda belirlendiğini, hizmeti kullanmak durumunda olan vatandaşların vergi karşılığında alması gereken hizmete ayrıca para ödediğini vurgulayan Ahmet Akın, şu tespitlere de yer verdi:
“Projelere verilen talep garantilerinin gelecekte kamuya miktarı belirli olmamakla birlikte büyük yükler getireceği ortadadır; dolayısıyla, hizmeti kullanan fahiş bedel öderken, hizmeti kullanmayan vatandaşlar da ödedikleri verdiler üzerinden yüklenici şirketlere kaynak aktaracaktır. Verilen kredi-talep garantileri yabancı para cinsinden olduğu için; TL ile çalışan Türkiye ekonomisi, artan döviz kurları ile katlanan bir yük ile karşı karşıya kalacaktır. Kamu görünürde borçlanmamakta, ama belirsiz bir maliyeti de karşılamayı garanti etmektedir. Bu durumda AKP döneminde bu projeler aynı zamanda devlet borçlarını gizlemenin bir aracı haline gelmiş durumdadır.”
Ahmet Akın, bir yandan pandemi sürecinin ekonomideki sarsıntının ve diğer yandan artan döviz kurları yüzünden YİD ve KÖİ yatırımlarından yararlanma maliyetinin sürekli artması ile vatandaşların söz konusu köprü, otoyol, tünel ve diğer tesisleri daha az kullandığına dikkat çekti. Akın şunları söyledi:
“Sonuç olarak, kamu maliyesi her geçen gün daha da büyüyen bir yük ile karşı karşıya kalacak ve hatta verilen garanti ödemelerinin yapılabilmesi için sağlık-eğitim gibi temel kamu hizmetlerinden kesintilerin yapılması bile gündeme gelebilecektir. Söz konusu KÖİ-YİD modeli ile gerçekleştirilen altyapı yatırımlarından, kamuya getireceği yükün bütün boyutları ile araştırılması ve çözüm olarak bu tesislerin işletilmelerinin Anayasa’nın da mümkün kıldığı gibi devletleştirilmesinin önünü açacak bir Meclis araştırması kaçınılmazdır.”