CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun CHP’li milletvekilleri ve ‘Hayır’ diyen vatandaşları terörle ilişkilendirmeye kalkan sözlerine tepki göstererek, “İftiralarla, dedikodularla hareket eden bir Dışişleri Bakanı, Türkiye için büyük bir talihsizlik. Bu tutum, Türkiye’nin dış politikada yaşadığı hezimetleri de açıklayan bir husustur. Bakan Çavuşoğlu, iddialarını ispat edemiyorsa, özür dileyerek istifa etmelidir. CHP 81 ilde AKP yönetimi hakkında teröre yardım ve yataklıktan suç duyurusunda bulunmuş, hukun, yargının işlemesini beklemektedir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya Finike’de “Hayır” diyen yurttaşlar ve CHP’li milletvekillerini terörle ilişkilendiren sözlerine yanıt verdi. “Çavuşoğlu’nun akla ziyan açıklamaları, büyük bir aymazlık ve haddini bilmezliktir” diyen Budak, Cumhurbaşkanı, başbakan ve iktidar sözcülerinin “ucube rejim değişikliğini” savunmakta zorlandığını, bu nedenle yurttaşları teröristlerle bir tutmaya kalktıklarını söyledi. Budak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini bir kişinin keyfine bırakılmasına haklı olarak itiraz eden ve ‘Hayır’ diyen yurttaşları, eli kanlı canilerle, teröristlerle bir tutmak büyük bir korku ve acziyetin ifadesidir. Bu ahlak ve hukuk dışı ithamları gündeme getirenler kervanına Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu’nun da katılması şaşırtıcı olmamakla birlikte; ülkenin saygınlığını korumakla sorumlu makamda oturan bir kişinin, çamur at izi kalsın yaklaşımından medet umması, Türk diplomasisinin düşürüldüğü nokta açısından ibretliktir” dedi. Budak, şunları söyledi:
DIŞ POLİTİKA HEZİMETLERİ
“Devleti yönetme sorumluluğunda olan kişiler, dedikodu yapmaz, hukukun gereğini yerine getirir. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Dışişleri Bakanları açısından bu durum, daha da üzerinde titizlik gösterilmesi gereken bir noktadır. Ancak ne yazık ki; Türkiye Cumhuriyeti, bunun tam tersine davranan bir Dışişleri Bakanı’na sahip olma talihsizliğini yaşamaktadır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, hiçbir hukuki delil ve bir yargı kararına dayanmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Cumhuriyet Halk Partisi ve O’nun milletvekillerini terörle ilişkilendirmeye kalkmaktadır. Bu tablo; Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikada yaşadığı hezimetleri de açıklayıcı niteliktedir.”
İFTİRA ATANLAR HALKTAN KAÇIYOR
Herkesin söylediği sözün arkasında durması gerektiğini vurgulayan Budak, “Alçakça iftiraları gündeme getirenler, iddialarını ispatla mükelleftir. Türk Halkı, yalan ve iftirayla sonuç almaya kalkanları, iddialarını ispat edemeyenleri, her zaman şeref, namus ve ahlaktan yoksun kişiler olarak görmüştür. Haklı ve yerinde bir değerlendirmedir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na da düşen, Antalya Döşemealtı semt pazarında yaşandığı şekliyle; soru soran üreticiden, pazarcı esnafından kaçtığı gibi kaçmak değil, iddiasını ispat etmektir. Olması gereken budur. Bunu yapamıyorsa; derhal özür dileyerek, bakanlık koltuğunu bırakmalıdır” diye konuştu. Budak, şöyle devam etti:
TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK EDENLER MİLLETİN HAFIZASINDA
“Oslo’da terör örgütü ele başlarıyla pazarlık masasına oturanlar, Abdullah Öcalan’ı yere göğe sığdıramayanlar, Kandil’e mektup yazıp, Habur’da terör örgütü üyeleri için çadır mahkemesi kuranlar, şehirlerin bombalarla doldurulmasına göz yumanlar; 15 yıldır ülkeyi yöneten, Bakan Çavuşoğlu’nun da üyesi olduğu, AKP hükümetleridir. AKP’li bakan ve milletvekilleridir. Bunlara ilişkin somut örnekler, milletimizin hafızası ve arşivlerde durmaktadır.
Ayrıca 15 Temmuz’da 248 vatandaşımızın şehit edilmesi ve Gazi Meclis’in bombalanmasına yol açan hain FETÖ’nün, AKP ile işbirliği de somut olgularla ortadadır. ‘Ne istediler de vermedik’ ifadesi, bu işbirliğinin işaretlerinden biridir.
CHP, AKP yöneticileri hakkında teröre yardım ve yataklık ettikleri gerekçesiyle 81 ilde suç duyurusunda bulunmuş, hukukun, yargının işlemesini beklemektedir.
TBMM’de en ufak eleştiriler için bile dava açan iktidar partisi yönetici ve üyelerinin, Partimiz CHP’nin, teröre yardım ve yataklıktan suç duyurusunda bulunması karşısında, suskun kalmaları, dava yoluna gitmemeleri, suçlamanın haklılığına da bir işarettir. Er geç teröre yardım ve yataklığın da hesabı sorulacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve kurucu değerlerinin sahibi Cumhuriyet Halk Partisi’ne iftira atanlar, bu iftiralarının hesabını Türk yargısı önünde de ayrıca verecektir.”
05 Mart 2017 Pazar 16:42