Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın sürdürdüğü soruşturma kapsamında cumartesi günü gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği adliyede 'Adli kontrol' koşulu ile serbest bırakılan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, anket çalışmalarında MHP seçmeninin en az yarısının referanduma 'Hayır' dediğini gösterdiğini söyledi. Tan, HDP'lilerin gözaltına alınmasının MHP'li seçmenini referandumda 'Evet' demeye razı etmek için yapıldığını ileri sürdü.
Cumhuriyet Başsavcılığ'ının 6-8 Ekim olayları soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve adli kontrol ile serbest bırakılan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, partili milletvekillerinin son dönemde gözaltına alınmalarını Amerika'nın Sesi Radyosu'na değerlendirdi. HDP'li Tan, gözaltına alınmaları ile ilgili iki strateji gördüğünü savundu. Tan, ilk stratejide referandum sürecinde herkes çalışırken HDP’yi kendi sorunlarıyla boğuşur halde bırakılmasının hedeflendiğini iddia ettikten sonra şöyle dedi:
"Düşünsenize, her gün kendisini savunmak için mahkemeye giden biri nasıl referandum çalışması yapabilir? İkincisi de referanduma gidilirken AKP-MHP ittifakı var. Ancak tüm anket çalışmaları MHP seçmeninin en az yarısının referanduma hayır dediğini gösteriyor. Bu gözaltılar görünen o ki MHP’li seçmeni ‘evet’e razı etmek için yapılıyor."
HDP Diyarbakır Milletvekili Tan, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmadan kendisine yöneltilen suçlamaların terör propagandası yapmak olduğunu da belirterek, şunları anlattı:
"Bana söylenen şeyler genellikle basın açıklamaları ya da nevruz ile alakalı. KESK üyesi öğretmenlerin Diyarbakır’da grevi vardı. Ben de gittim, öğretmenlerin yaptığı greve destek verdim. Efendim KCK ve PKK da destek vermiş. Deniyor ki; 'Siz de bu çağrıya uydunuz siz de PKK’lısınız.’ Bir PKK’lının cenazesi gelmiş, ben de bu cenaze törenine katılmışım; 'Sen PKK’lısın.’ Ben Diyarbakır milletvekiliyim. Bence hukuk uzunca zamandır ortada yok."
HDP Milletvekillerine yönelik böyle bir sürecin başlatılmasının sürpriz olmadığını belirten HDP'li Altan Tan, bu sürecin ne kadar süreceği hakkında ise bir öngörüde bulunmanın mümkün olmadığını söyledi.