Türkiye'nin gündemini sarsan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda önce tutuklanan sonra da tahliye edilen Reza Zarrab'ın İstanbul Kandilli'deki köşkünde yasa dışı inşaat yapmasına göz yuman İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kaçak yapıları yıkamadı. SÖZCÜ'nün gündeme getirdiği Kandilli'deki köşk arazisindeki kaçak yapılaşmayla ilgili savcılığa Mart 2015'te önce “yıkım işlemleri başladı” diye yazı yazan İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Zarrab kara para aklama suçlamasıyla 22 Mart 2016'da ABD'de tutuklanınca adım atabilmişti. 26 Nisan 2016'da kepçeyle inşaata giren belediye ekipleri, bahçede inşa edilen 3 bin metrekarelik kaçak yapının sadece birkaç metrekarelik duvarını yıkabildi. İki gün çalıştıktan sonra kepçeyi bahçeden çıkaran Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yargıya “yıkıyoruz” dedikten sonra yıkımı durdurması şaşkınlık yarattı. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Temmuz 2015'te Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda, “Kültür varlığı yapı ve bahçesinin ivedilikle onaylı projesine uygun haline getirilmesi” gerektiğini belirtmişti.

CHP'DEN ‘YIKIMI TOPBAŞ DURDU' İDDİASI

Köşkteki kaçak yapılaşmayla ilgili olarak hem Zarrab hem de Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkilileri hakkında geçtiğimiz yıl suç duyurusunda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi CHP'li Hüseyin Sağ, yıkım işlemlerinin durdurulmasının Kadir Topbaş'ın talimatıyla gerçekleştiğini söyledi. İran'a yönelik yaptırımları ihlal ederek Amerika'yı dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve kara para aklama suçlamasıyla ABD'de tutuklu bulunan işadamı Reza Zarrab'ın Türkiye'deki dokunulmazlığının devam ettiğini vurgulayan CHP'li Hüseyin Sağ şöyle konuştu:

“AĞAÇLARIN PARASINI ZARRAB'DAN ALIN”

“Boğaziçi İmar Kanunu'nun 13. maddesinde yapının, inşaat ruhsatı ve eklerine ve imar mevzuatına aykırı yapılmış bölümlerinin hemen yıkılması gerektiği belirtiliyor. Kanunla verilmiş görevi Kadir Topbaş ve ona bağlı bulunan Boğaziçi İmar Müdürlüğü yerine getirmiyor. Bu göstermelik yıkımla suç işliyorlar. Yapılması gereken belli, onaylı projeye aykırı kısımları yıkıp, kesilen ağaçların yerine yenilerini dikip, parasını Zarrab'dan almalılar. Niyetleri imar plan değişikliği yapıp kaçak yapıları yasal hale getirmekse açıklasınlar.”

Göstermelik kepçe getirildi

Zarrab önce ağaçları kesti sonra köşkü yıktı

174 pafta, 958 ada ve 1 parselde bulunan köşk ve arazisinde onaylı projesine aykırı inşaat yapıldığını SÖZCÜ'nün ortaya çıkarmasının ardından 13 Şubat 2015'te belediye ekipleri köşkün kapısına mührü vurdu. Zarrab, Koruma Kurulu'nun hazırladığı rapora göre yasalara aykırı şu işlemleri yaptı: Döşemeler kaydırıldı, kat yükseklikleri değiştirildi, ikinci bodrum kat büyütüldü ve birinci bodrum kat ile birleştirildi. Binanın arka cephesinde 61 metre genişliğinde üç katlı, ön cephesinde ise 24 metre genişliğinde tek katlı yeni yapılar inşa edildi.

İBB, sadece bu duvarı yıkabildi

91 kişinin adını verdi

Amerika'da tutuklu bulunan Reza Zarrab'ın kefalet talebini görüşme konferansı 2 Haziran, sabah 10'da gerçekleşecek. Zarrab'ın serbest bırakılmasına karşı çıkan savcılığın, 2 Haziran'daki konferansa ciddi argüman veya kanıtlar sunacağı iddia edildi. Bu arada New York Güney Bölgesi Başsavcılığı'na yakın bazı güvenilir kaynakların iddiaları, Zarrab soruşturmasının boyutlarının ne kadar ciddi olduğunu bazı yeni bilgiler ışığında gösterdi. Haberdar adlı internet sitesinin haberine göre; New York Güney Bölgesi Başsavcılığı'nın Reza Zarrab soruşturmasıyla ilgili olarak Türkiye vatandaşı olan en az 91 kişi hakkında soruşturma yürüttüğü iddia edildi ve bu sayının artmasının mümkün olduğu, soruşturmaların sürdüğü kaydedildi. Bu 91 Türkiye vatandaşının bazıları için tutuklama, bazıları için ise mallarına tedbir ve ABD'deki mallarına dondurma isteneceği, ismi geçen diğer kişilerle ise sorular yöneltilmek üzere Amerikan savcılığınca iletişime geçileceği öğrenildi. New York'un Güney Bölgesi Savcılığı'yla da iletişimde bulunan Amerikalı bir kaynak, Zarrab davasına bölge mahkemesince çok değer verildiği ve dikkatle izlendiğini, bunun belli başlı nedenleri olduğunu kaydetti. Yine iddialara göre 91 kişinin arasında Türkiye'de devlet yetkilileri, bürokrasiden üyeler, siyasetçiler ve iş adamları bulunuyor.