Arslan'ın konuya ilişkin yazılı açıklaması şöyle:
"Bugün tek adamlık hayali, anayasa değişikliğinden önce Varlık Fonu’nda kendini göstermiştir. Yabancı yatırımcıyı Türkiye’den kaçıran, adil rekabete çelme takan, hukuku altüst eden, piyasa kurallarını hiçe sayan, vatandaşın ve yerli şirketlerin tüm ekonomik güvenlik kaygısını arttıran Varlık Fonu Yasası ilk çürük meyvesini vermiş, ülkedeki kamu birikimini korumayı değil eritmeyi ve bitirmeyi amaçlamıştır.
Anayasada yapacağınız 18 maddelik değişiklikle ülkemizin anayasasını bir tek kişiye teslim edeceksiniz, her şey o kişiye bağlı olacak, onun yetkisiyle yapılacak. Sınırsız ve sorumsuz bir Cumhurbaşkanı, tüm üst düzey yöneticileri atayacak, gece yarısı kararnamesiyle ekonomiyi darmaduman edebilecek. Devletin bütün kurumları ve temel kuralları altüst olacak, tam bir dikta rejimi gelecektir.
Meclis, hükümet ve mahkemeler tek kişinin inisiyatifinde görev yapacaktır.Ne yasamanın, ne yürütmenin, ne de yargının hiçbir fonksiyonu kalmayacaktır.
Bu anayasa değişikliği geçerse, Varlık Fonu öyle 3 aylığına değil, ekonominin kuralları her gün tek bir kişinin ticari ilişkilerine, siyasi çıkarlarına alet edilecektir. Saray’ın dümenine su taşıyan kimi şirketlerin girdiği Hazine garantili kredilerine, yarım kalacak ihalelerine yeni güvenceler gelirken, yaşanan nakit sıkıntısına vatandaşın, devletin yıllarca yaptığı birikim peşkeş çekilecektir.
Daha bu anayasa değişikliği geçmeden, gerçek ruhunu Varlık Fonu ile göstermiştir. Varlık Fonu’nun karar alma, harcama yapma yetkilerindeki sınırsızlığa bakın, Sayıştay denetiminden uzak tutulan, Kamu İhale Kanunundan kaçırılan yapısına bakın, Cumhurbaşkanının sınırsız ve sorumsuz yetkileriyle aynı olduğunu göreceksiniz.
Varlık Fonu’na bir gecede sorgusuz sualsiz teslim edilen kritik kurumlara bakın, bu fonun o kurumlar üzerindeki yok edici gücüne bakın, aynısını Cumhurbaşkanının Meclis/Yargı ve özerk kurumlar üzerindeki yok edici yetkilerinde göreceksiniz.
Bu fonun kamu bankaları, Hazine arazileri, özelleştirme sürecindeki kurumlar üzerindeki tasarrufuna bakın, yeni anayasada Cumhurbaşkanının kurumlar üzerindeki sınırsız yetkilerinin bir benzerini göreceksiniz.
Mali denetimden uzak duran, vatandaşın birikimlerine tuzak kuran bu Varlık Fonu, tümüyle siyasi yandaşların atandığı yönetimiyle kendisini Saray’a bağlamış, hem devlet mevzuatından uzakta tutulmuş, hem de sınırsız harcama yetkisiyle “devletin malı deniz, yemeyen keriz” dedirtmeye başlamıştır.
Ülkenin bütün varlıklarını Cumhurbaşkanının yakınlarına altın tepside sunmaya adanmış bu Varlık Fonu, Saray usulü ekonominin ülkemize atacağı en büyük kazık, ekonomi yönetimindeki acziyetin ve teslimiyetin en açık kanıtıdır.
Başka ülkelerde birikimlerin depolandığı yer olan Varlık Fonu, bu son düzenleme de gösterdi ki, halkın birikimlerinin eritileceği, yandaşa milli servetin aktarılacağı bir yerdir.
İktidar, son derece önemli bankaları ve kurumları Varlık Fonu’na KHK’larla devrederek ekonomideki büyük çöküşü hazırlıyor. İktidar, Varlık Fonu oyunuyla yüzbinlerce dönümlük devlete ait taşınmazı ve kamu kurumlarını hortumlamanın hesabındadır.
Darlık zamanda Varlık Fonu, yokluk içindeki vatandaştan alıp ihale zenginlerine akıtmanın adıdır.
Kamunun birikimleri tek tek satılırken, vatandaşın tasarrufları azalıp borçları artarken alınan bu karar, dünyadaki Varlık Fonlarının kurulma amacının inkarı, yandaşa kaynak aktarmanın adımıdır.
Cumhuriyetin 90 yıllık birikimlerini devlet malı gibi değil, şirket malı gibi satmaya ve yandaşlarınıza devretmeyi planlıyor, böylece ülkemizin ekonomisini de sıfırlamak istiyorsunuz. Şimdiye kadar Cumhuriyet döneminin bütün kazanımlarını sattınız yetmedi, şimdi de ülkenin ekonomisini bitiriyor, geleceğini de ipotek ediyorsunuz.
Yatırıma düşman, halkın birikimine göz koyan bu anlayış, tarihin en derin krizine davetiyeyi PTT’den yollamıştır. Bu kadrolar, meşhur ayakkabı kutularından sonra şimdi de fonlar ve hisse senetleri üzerinden Halkbank’ı kirli emelleri için kullanmıştır. Bu iktidar zamanında çiftçiyle ilgilenmeyi unutan Ziraat Bankasının birikimleri belli yandaş iş çevrelerine, dar siyasi ilişkilere çerez olacaktır. Sata sata bitiremedikleri Telekom, Çay İşletmeleri, Eti Maden’in tüm kaynakları bu Varlık Fonu’yla eritilecek ve sıfırlanacaktır.