Bugüne kadar Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un AKP’nin tüm hedefleri için terör meselesini kullandığını, ama hiçbir vaadinin gerçekleşmediğini kaydeden Dudu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a, “Evet oyunu alabilmek uğruna mı terörün devamına göz yumuyorsunuz? Daha önce olduğu gibi bu vaadinizin de gerçekleşmemesi ve terörün tırmanarak devam etmesi halinde istifa edecek misiniz?” sorularını yöneltti.
Dudu'nun önerge şöyle:
"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞIN
Aşağıda belirtilen sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
AK Parti bugüne kadar tüm genel seçim, yerel seçim ve halkoylamalarında ya kumpas kurulduğunu savunarak ya da “Güçlü yeni Türkiye” hedefini göstererek, yurttaşlardan oy istemiştir. Türkiye’nin son 35 yıldır çözemediği terör sorunu ve milli hassasiyetler AK Parti tarafından seçim meydanlarda en önemli siyaset aracı olarak kullanılmıştır.
Son dönemde giderek şiddeti artan ve ülke geneline yayılan terörün, AK Parti iktidarı tarafından vatandaşa sopa ve tehdit aracı gibi kullanılarak, siyasi ahlak ile bağdaşmayacak şekilde oya tahvil edilmek istendiği görülmektedir. Bu çerçevede;
-Başbakan Yardımcısı olarak 19 Temmuz 2014 yılında attığınız tweette 10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine işaret ederek, “10 Ağustos’tan sonra Gazze için ve tüm mazlumlar için sesimiz inşallah daha güçlü ve gür çıkacak. Çünkü biz Gazze’yiz, onlar da Türkiye’dir” dediniz. Ne var ki 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçim ile Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan döneminde İsrail’e karşı daha sert mesajlar beklenirken, tam tersine İsrail ile barış anlaşması imzalanmıştır. Erdoğan, AKP oylarıyla TBMM’den geçen bu anlaşmayı 31 Ağustos 2016 tarihinde onaylamıştır. Bilindiği üzere Mavi Marmara Baskınında 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve bu katliamı yapan İsrailli askerler için Türkiye’de davalar açılmıştır. Ne yazık ki bu anlaşma ile Gazze’ye yönelik abluka kaldırılmazken, İsrail’in ödeyeceği 20 milyon dolar ise Türkiye’de açılan davaların geri çekilmesi koşuluna bağlanmıştır. İsrail’in Gazze ablukasını sürdüren bu anlaşmanın yapılmasını nasıl karşılıyorsunuz? Gazze konusunda sesinizi neden yükseltemediniz?
-Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 2 gün önce, 8 Ağustos 2014 tarihinde yaptığınız açıklamada, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde yine AK Parti’ye kumpas kurulduğunu savunarak, “Millet 150 yıllık derin uykudan uyandı. Statükonun son kalesi düşecek. 10 Ağustos’ta güçlü ve büyük Türkiye’yi kurmak için yürüyeceğiz” dediniz. Aradan geçen 2 yılda bir darbe girişimi yaşanması ve Türkiye tarihinin görülmedik terör olayları ile karşılaşılmasını, güçlü ve büyük Türkiye vizyonunuz ile nasıl bağdaştırıyorsunuz?
-1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde 30 Ekim 2015 tarihinde yine terör sopasını göstererek, “İnşallah 1 Kasım’dan sonra tek başına iş başına gelerek, terörün belini kıracağız, ayağa kalkmamak üzere bitireceğiz” dediniz. Oysa ki 7 Haziran 2015-21 Ocak 2017 tarihleri arasında terör bitmediği gibi IŞİD ve PKK saldırı sarmalına giren Türkiye’de 594 sivil, 549 asker, 311 polis yaşamını yitirdi. Darbe girişimi ve Fırat Kalkanı Harekatı’nda şehit olanlar da dahil edildiğinde bu sayı 1808’e çıktı. Tek parti iktidarında terörü neden bitiremediniz? Terörün mü güvenliğin mi belini kırdınız?
-Şimdi de Anayasa değişikliğine ilişkin referandum öncesinde 24 Ocak 2017 tarihinde yine aynı argümanı kullanarak, “Bundan sonra suikastlar, canlı bombalar, vesaireler devam edebilirler. Referandumda Evet çıktıktan sonra terör örgütlerinin soluğu çıkmayacak” dediniz. Devletin aygıtları şu an emrinizde olduğu halde terör örgütlerini neden bitiremiyorsunuz?
-Referandumda “Evet” oyunu alabilmek uğruna mı terörün devamına göz yumuyorsunuz?
-1 Kasım 2015 ve 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istediğiniz sonuçları aldığınız ve tek başına iktidar olduğunuz halde terör örgütlerinin belinin kıramadınız. Şimdi, Anayasa değişikliği ile terörün bitirileceğini nasıl iddia edebiliyorsunuz?
-Daha önce olduğu gibi bu vaadinizin de gerçekleşmemesi ve terörün tırmanarak devam etmesi halinde istifa edecek misiniz?