Tanal şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çıkarılan KHK ile 330 tane akademisyen görevinden ihraç edildi. Bu KHK’ların yangında mal çıkarır gibi çıkarılmalarının sebebi iktidar gibi düşünmeyen ve iktidarın fikirlerini eleştiren muhalefeti susturmaktır. Bir toplumun temel taşı eğitimdir. Eğitimin temel taşı ise akademisyenlerdir. Ne yazık ki özellikle de çıkarılan son KHK ile eğitime şiddetli bir darbe vurulmuştur. Bakınız bu girişim eğitimin ve üniversitelerin içini boşalttı. Ülkemizin en köklü üniversitelerinden olan Ankara Üniversitesi’nde 38 ders hocasız kaldı. Bir ülkenin alt yapısının güçlendirildiği en önemli kurumlar olan üniversitelerin fikirsiz kalması içler acısı bir durum. İhraç edilenlerin arasında Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da var. Marmara Hukuk Fakültesi denildiği zaman zaman akla İbrahim Kaboğlu gelir. Kendisi Türkiye'de demokrasinin, hukuk devletinin ve özgürlüklerin gelişiminde her zaman mücadele etmiş, ülkesi için ne gerekiyorsa onu yapmış bir bilim insanıdır. Elbette çıkarılan KHK’lar ile yapılan ihraçlar, üniversitelerde ve diğer kurumlarda iktidarın kendi yandaşlarına kadro açmak için hukuki olmayan siyasi amaçlarla yapmış olduğu bir operasyondur. Tekrar ediyorum, bunun hukuk ile bir alakası yoktur, tamamen siyasi bir hamledir. Anayasa’nın 119 ,120, 121. Maddelerinde kanun hükmünde kararname çıkarılmasının amacı, yetkisi ve sınırları sayılmıştır. Türkiye’de çıkarılan KHK’lar Anayasa’da belirtilen sınırlardan çok uzaktatır, hukuk sınırlarına aykırıdır. Adından da anlaşılacağı gibi bu kararnameler olağanüstü durumlarda halk için, halkın yararına çıkarılır. Türkiye’de olağanüstü halin ilan edilmesinin nedeni 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişimi ile tehdit edilen 'demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerinin' etkin bir şekilde uygulanabilmesidir. Soruyorum size, olağanüstü hal kararnamesiyle ile ilgisiz bir şekilde öğretim üyelerinin kamu görevlerinden ihraç edilmeleri vatandaşımızın hak ve özgürlüklerini korumak için getirilen bir tedbir midir? KHK’ların çıkarılmasının amacının FETÖ ile mücadele etmek olması gerekirken “kar lastiği” gibi alakasız konularda çıkarılarak hukukun içi yavaş yavaş oyuluyor. Elbette çıkarılan kararnamelerin demokrasimizle hukuk devletimizin korunması ile hiçbir alakası yoktur. Bakınız ihraç edilen akademisyenlerden bir kısmı 'Barış İçin Akademisyenler' bildirisine imza atmışlardı. Bu akademisyenler iktidara boyun eğmediği için görevlerinden edilmiştir. Türkiye hukuk devleti olma niteliğini ne yazık ki çok uzun süredir kaybetti. Düşünme ve ifade özgürlüğü yazık ki akademisyenlerin diline kelepçe vurularak niteliğini kaybediyor. Bahsi geçen ihraçlar özgür düşünen, düşündüğünü yazan ve yazması da gereken akademisyenlere göz dağı vermekten başka bir şey değildir. Bu operasyon, olağanüstü halin gereklerinden olan KHK'nın çıkma amacı ile bağdaşmamaktadır.”
Söz konusu KHK’ların Meclise getirilmediğini de savunan Tanal, “Bu KHK’ların hukuken geçerli olup olmadığı da ayrı bir tartışmadır. Bildiğiniz üzere bu KHK’lar meclise getirilmediğinden ve sürenin geçmiş olmasından dolayı anılan KHK’lar yok hükmündedir” tespitini yaptı.