Taş ocaklarına ruhsat ve çalışma izni verilirken, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu istemenin veya istememenin keyfi olarak esnetilemeyeceğini ifade eden Yeşil; “Günlerdir ormanlarımız yandığı için çevre kıyımı yaşadık. Koruma alanlarının statüleri değiştirilip imar rantına kurban ediliyor. Beton sevgisini dizginleyemeyenler, her yere maden ve taş ocağı açıp çevreyi tahrip etmeye devam ediyor. Sanki torunları bu topraklar üzerinde yaşamayacakmış gibi pervasızca talana devam ediyorlar” yorumunda bulundu.
MUHTARLARIN BAŞVURUSUNA CEVAP YOK
Yapılması planlanan maden ocağından etkilenecek olan bölge halkının, mahalle muhtarlarının ve ilçe belediye başkanlarının görüşünün alınmadığını ifade eden Yeşil, 13 mahalle muhtarının konu ile ilgili olarak Belediyeye ve Kaymakamlık ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yazılı olarak başvuruda bulunduğunu ancak geri dönüş yapılmadığını söyledi.
YEŞİL, ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANINA SORDU
Yeşil’in Bakan Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ise şöyle:
1. Maden ocağı yapılması planlanan bölgenin Kültür Varlıkları Koruma Kurulu kararına istinaden 3.derece SİT alanı olmasına karşın, ÇED raporu gerekli değildir kararı verilmesinin gerekçesi nedir?
2. Söz konusu bölge için ÇED gerekli değildir kararı halkın talebi doğrultusunda iptal edilecek midir?
3. Maden sahası için bölgede bulunan ve bu bölgeden etkilenecek olan yakın çevrede yaşayan halk bilgilendirilmiş midir?
4. Maden ocağının kurulması halinde geçimini hayvancılık ve tarımdan sağlayan bölge halkının itirazları hangi hukuki gerekçeyle göz ardı edilmiştir?
5. Köylüler organik tarım için teşvik edilirken, diğer bir taraftan da tarım arazilerine yakın bölgelere maden ocaklarının yapılmasına izin verilmesinin gerekçesi nedir?