TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu üyesi olan Hakverdi; “Süreli veya süresiz yayınların, mahkeme kararı olmadan cezaevi idarelerince keyfi olarak sınırlandırılması ya da belli yayınların yasaklanması tecrit altındaki mahkumların okuma ve dış dünyadan haber alma hakkının engellenmesi anlamına geldiğini” ifade etti.
Hakverdi, TBMM Başkanlığı’na verdiği kanun teklifinde; “Cezaevlerinde tecrit altında tutulan tutuklu ve hükümlüler, her vatandaş gibi ülke ve dünya gündemini istedikleri gazete ve dergiler vasıtasıyla takip etme hak ve özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu hak; ancak mahkemeler tarafından alınmış yasak ve toplatma kararlarıyla sınırlandırılabilmelidir. Cezaevlerinin yetkili kurulları yargı makamları değil, idari makamlardır; ancak yasal mevzuattaki açıktan kaynaklı olarak, cezaevi idareleri kendini yargı makamlarının yerine koyarak çeşitli dergi, gazete ve kitapları ideolojik ve keyfi gerekçelerle yasaklayabilmektedir. Öte yandan tecrit altındaki hükümlü ve tutuklular, ayda onlarca kitap okuyabilecek zamana sahip iken; bazı cezaevlerinde hücre ve koğuşlarda bulundurulmasına izin verilen kitaplar 3,5,10 adet şeklinde sınırlandırılmaktadır. Bu konuda cezaevleri arasında bir uygulama birliği de yoktur.” ifadelerine yer verdi.
Cezaevleri Sadece Tutuklu Ve Hükümlülerin Cezasını Çektiği Yerler Değil; Aynı Zamanda Sosyal, Kültürel ve Entelektüel Gelişimlerini De Devam Ettirdikleri Yerler Olmalıdır
Hakverdi, “Cezaevleri, sadece işlenen suçun cezasının çekilmesi gereken yerler değil, aynı zamanda kişinin ıslahı ile birlikte, toplumla uyumlu hale gelebileceği ve entelektüel gelişiminin de sağlanabileceği yerler olmalıdır. Bu nedenle hücre ve koğuşlarda bulundurulan kitaplara yönelik yasak ve sınırlamalar, mahkûmun kişisel ve düşünsel gelişimine de engel olmaktadır.” diyerek süreli ve süresiz yayınlardaki engelin kaldırılmasını talep etti