CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Kızılay’ın 12 şirketinde her ay yöneticilere toplam 249 asgari ücret değerinde “huzur hakkı” ve son 3 yılda “yöneticilere sağlanan fayda” adı altında toplam 35 milyon 884 bin 923 TL dağıtıldığını belirterek, “Kızılay AKP’nin ‘huzurevi’ gibi kullanılmaktadır. Geçmişte Türkiye’nin en saygın kurumları arasında yer alan bir kurumu iktidarın arka bahçesine çevirenler, eş-dost-akraba yönetici atamaları ile ‘huzur hakkı’ diyerek Kızılay’ı tüketiyorlar. İhtiyaç sahipleri ve korunmasızların ilk çaresi olan Kızılay hızla denetlenmeli ve kurulan ‘huzur çarkı’ bozulmalıdır” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Kızılay’da Kerem Kınık’ın Genel Başkanlığı döneminde dağıtılan “huzur hakkı” verileriyle ilgili açıklama yaptı. Bingöl, bağımsız denetçi raporları, faaliyet raporları, Kamuoyu Aydınlatma Platformu (KAP) bildirimlerinden elde edilen verilere göre, Kızılay’da kurulan 12 şirkete atanan 42 yöneticiye her ay en az 3 net asgari ücret oranında “huzur hakkı” dağıtıldığı, birden fazla şirkette yer alan yöneticilerle dağıtılan “huzur hakkı” ödemelerinin aylık 249 asgari ücrete ulaştığını ileri sürdü.
12 ŞİRKETTEN 36 ASGARİ ÜCRET
Bingöl’ün açıkladığı verilere göre; Kerem Kınık Genel Başkanlığı döneminde 12 şirkette de “Yönetim Kurulu Başkanı”, şirketlerin çatı kurumu Kızılay Yatırım’ın CEO’su İlyas Haşim Çakmak da “Yönetim Kurulu Başkan Vekili” sıfatıyla yönetici olarak her ay 36 asgari ücret değerinde “huzur hakkı” elde etti. Kızılay’da Genel Müdür/CEO koltuğunda oturan ve “profesyonel çalışan” sıfatıyla ücret alan İbrahim Altan’ın ayrıca 5 şirkette yönetici olarak huzur hakkı elde ettiği belirtildi.
3 YILDA 35 MİLYONLUK “HUZUR”
Kızılay’a bağlı şirketlerde 42 kişinin yönetici sıfatı ile her ay “huzur hakkı” ödemesi aldığı, bu 42 yöneticiden 12’sinin ayrıca Kızılay bünyesinde “genel müdürlük” sıfatı ile huzur hakkı dışında “profesyonel çalışan” olarak da ayrıca ücret aldığı kaydedildi. Kızılay denetim raporlarına göre, şirketler üzerinden “yöneticilere sağlanan fayda” ve “üst yönetime sağlanan menfaatler” adı altında 2020 yılında 9 milyon 612 bin 108 TL, 2021 yılında 11 milyon 701 bin 833 TL değerinde “huzur hakkı” dağıtıldığı belirlendi. Ocak ve temmuz aylarındaki asgari ücret düzenlemelerinin ardından “huzur hakkı” dağıtımının 2022 yılında 14 milyon 570 bin 982 TL’ye ulaşacağı tespit edildi. Kızılay’da şirketlerin kurulmasının ardından son 3 yılda “huzur hakkı” ödemelerinin 35 milyon 884 bin 923 TL’ye ulaştı.
“KIZILAY’IN KANINI EMİYORLAR”
Tekin Bingöl, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kızılay’da kurulan ‘huzur’ zincirinde CEO’lar, genel müdürler, yönetim kurulu başkanları, profesyonel yöneticiler havada uçuşuyor. 12 şirkette de yönetici olan Genel Başkan dışında Kızılay’dan maaş alan 12 yönetici daha farklı şirketlerde yönetici gösterilerek ‘huzur hakkı’ denilerek menfaat elde ediyor. 2 CEO, 17 genel müdürün bulunduğu Kızılay’da şirketler üzerinden 42 kişiye her ay toplam 249 asgari ücret değerinde ‘huzur hakkı’ dağıtımı söz konusu. Aralarında kimi ararsanız var. AKP’li eski milletvekili, eski bürokrat, AKP’li belediye başkanının kardeşi, AKP’li eski belediye meclis üyesi, AKP eski belediye başkanı aday adayları, AKP eski il kadın kolu başkanı, Diyanet eski yöneticisi, eski yandaş sendika yöneticisi, Kızılay yönetici kardeşi... Saymakla bitmiyor. Tam bir saadet zinciri ile karşı karşıyayız.
“AKP’NİN HUZUR EVİ”
Bu tablo gösteriyor ki, Kızılay AKP’nin ‘huzurevi’ gibi kullanılmaktadır. Geçmişte Türkiye’nin en saygın kurumları arasında yer alan bir kurumu iktidarın arka bahçesine çevirenler, eş-dost-akraba yönetici atamaları ile ‘huzur hakkı’ diyerek Kızılay’ı tüketiyorlar. Tarihi ve misyonu ile Türkiye’nin en önemli kurumları arasında yer alan Kızılay’ın bu hale düşürülmesi her vatandaşımız için güven kırıcı ve acı vericidir. Bilançolara göre şirketler zarar ederken Kızılay’dan milyonluk ‘huzur’ elde edenler koca bir çınar gibi güven vermesi gereken bir kurumu, vatandaşın bağışlarını, emeklerini ve güveni kolayca harcamaktadır. İhtiyaç sahipleri ve korunmasızların ilk çaresi olan Kızılay hızla denetlenmeli ve kurulan ‘huzur çarkı’ derhal bozulmalıdır. Bugün Kızılay’ı ‘huzur’ içinde tüketenler unutmasın ki, seçimlerden sonra halkın iktidarında Kızılay’ı hak ettiği güven ortamına taşıyacak, liyakatsiz isimlerin halkın alın terini kendi menfaatleri için harcamasına izin vermeyeceğiz.”