CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker TBMM Genel Kurulu'nda 411 sıra sayılı kanunun 50. Maddesi üzerine konuştu. Konuşmasına başlamadan önce Elazığ, Van ve Bitlis yaşanan terör saldırıları sonucunda hayatını kaybeden güvenlik görevlilerimize ve sivil vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar dileyen Şeker, nereden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur, terörü lanetliyor, yeni kaos planlarına canlar verilmemesi gerektiğini belirtti. Konuşmasında Meclise getirilen tasarı ile ilgili, "Keyfi olarak ilan ettiğiniz riskli alanların dönüştürülmesiyle ilgili tüm tasarrufları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devretmek istiyorsunuz. Ve teklifinizde bakanlığı, bu alanlardaki her türlü imar yetkisini, oralarda yaşayan hak sahiplerine hiçbir şey sormadan resen yapabileceği bir yetkiyle bakanlığa vermek istiyorsunuz. Milletimizi yani ağzınızdan düşürmediğiniz milli iradeyi yok sayıyorsunuz. Bu teklif doğa ve kent talanının önünü açacak bir yasa teklifidir ve derhal geri çekilmelidir" dedi. Afetlerin Yaşandığı Yerleri Riskli Alan İlan Edeceğinize Etrafına Gökdelen Yapıyorsunuz İstanbul'da önce Gaziosmanpaşa daha sonra Okmeydanı, Diyarbakır Sur ve Cizre'nin riskli alan ilan edilmesine değinen İstanbul Milletvekili şöyle devam etti: "Bu tasarınızla Okmeydanı’nda riskli alan ilan edilen bölgede tüm imar yetkisini Ankara’daki bakanlığa veriyorsunuz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı orada yaşayanlara, hak sahiplerine, yerel belediyeye bir şey sorma gereği duymadan yeni bir imar planı hazırlayacak. Bu imar planı 15 gün askıda kalacak, yapılacak olası itirazları bakanlık 5 gün içerisinde değerlendirecek ve itiraz edilse dahi Bakanlık bu itirazları reddettiğinde dahi plan kesinleşecek. Neden sel felaketlerin ve can kayıplarının yaşandığı Ayamama deresi gibi yerleri riskli alan etmeyi düşünmüyorsunuz da üstelik çevresine gökdelen ve Fatih Koleji gibi devasa binalar yaptırıyorsunuz? Bir cümle var teklifte. Aynen okuyorum: “Bu alanlarda yapılacak uygulamalarda tüm tapu ve kadastro işlemleri ile yıkım ve yapıma ilişkin her türlü ruhsat gibi iş ve işlemler ilgililerin (yani mülkiyet sahiplerinin) muvafakatı aranmaksızın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yapılır.” Peki nerede tapu güvencesi ve mülkiyet hakkı. Devlet yurttaşlarının tapu güvenliğini sağlamak saygı duymak zorunda değil mi? “ diye sordu. Hak Sahiplerinin Anayasal Hakları Korunmadan Tüm Yetkiler Bakanlığa Verilemez Terörden dolayı ülkede kimsenin can güvenliği yok, geçirmeye çalıştığınız bu yasalarla artık kimsenin mal güvenliği ve tapu güvenliği de kalmamış oluyor diyen CHP’li Şeker: “Bu teklif, zaten içinden çıkılmaz bir hale gelmiş olan kentleri daha da yaşanmaz bir hale getirmek üzere kurgulanmıştır. İçinde yaşayanlara sorulmadan, hak sahiplerinin hakları korunmadan, tüm yetkinin bakanlığa verilmesiyle riskli olsun olmasın hiçbir şehir düzenlenemez. Bu teklifinizi geri çekin” diyerek maddeye yönelik konuşmasını tamamladı.
19 Ağustos 2016 Cuma 18:36
Son Güncelleme: 19.08.2016 18:38