Evin içine giren polis panzeri karşı tarafa kadar ilerleyen panzer, duvar ve kolonları yıkarken, yer yatağında uyuyan 7 yaşındaki Muhammet ile kardeşi 6 yaşındaki Furkan'ı ezerek öldürmüştü.
Silopi'de, Karşıyaka Mahallesi 715’inci sokakta 4 Mayıs gecesi saat 23.50’de meydana gelen olayda, zırhlı polis panzeri belirlenemeyen bir nedenle, Mesut Yıldırım'ın evine çarparak içeri girmişti. Girdiği odanın karşı tarafına kadar giden polis panzeri, duvar ve kolonları yıkarken, içerde yatakta uyuyan 7 yaşındaki Muhammet ve 6 yaşındaki Furkan kardeşlerin ölümlerine neden olmuştu.
"Polis alkollüydü" iddiası
Mahalle sakinleri polis panzerini kullanan kişinin alkollü olduğunu iddia etmişti. Kazaya neden olan polis panzerinin MHP İlçe Binası’nı korumakla görevli olduğu belirtilmişti. Cumhuriyet Savcılığı, 2 çocuğun ölümüne neden olan kaza ile ilgili soruşturma başlatmıştı.
Amcası olay anını anlattı
İki kardeşin amcası Suat Yıldırım (31), olay anını şöyle anlatmıştı:
"Ağabeyim Mesut, yengem ve odada oturuyorduk. Çocukları saat 23.00 gibi uyutmuştuk. Salonda yer yatağında yatıyorlardı. Deprem gibi bir ses geldi. Bomba patladı sandık. Hemen salona geçtik. Araç evin içine girmişti. Polisler aracın içinde yoktu. Çıkıp gitmişler" diye konuştu.
Anne: Çocuklarımı görmek istediğimde polis, silah doğrulttu!
Silopi’de polis zırhlı aracının girdiği evde ölen 2 çocuğun annesi Nesime Yıldırım, “Polisler çocuklarımın altında kaldığı betonu kaldırmaya yardım etmediler. 5-6 polis ‘Bir şey yok korkma’ diyorlardı” diye o anları anlatırken, babaanneleri Ayşe Yıldırım ise, “Biz çocuklarımızın cenazelerini kaldırırken polisler çay ve kahve içiyordu” diye konuştu.
Yaşamını yitiren çocukların annesi Nesime Yıldırım, yaşananlarla ilgili konuştu. “Allah’ın verdiği bela güzeldir, zalimlerin değil” ifadelerini kullanan Yıldırım, “Üç çocuğum ile yan odadaydık. Aniden yüksek bir sesin gelmesiyle yerimden kalktım. Odaya yöneldiğimde bütün duvarın yıkıldığını ve çocuklarımın altında olduğunu gördüm. İnleme sesleri yükseliyordu. Betonu kaldırdığımda Muhammet’imi gördüm. Daha sonra Furkan’ı da komşularımız kaldırdı yerden” ifadelerini kullandı.
Panzerin eve girmesi sonrasında kaçarak uzaklaşan polisleri gördüklerini söyleyen Yıldırım, “Polisler de oradaydı. Betonu kaldırmamda yardım etmediler. Sadece ‘Bir şey yok korkma’ diyorlardı. Nasıl bir şey yok? Ciğerim yandı. Evimiz yıksalardı keşke ama ciğerimi yakmasalardı. Devletin böyle yapmaya hakkı var mıydı? Dar sokakta ne işleri vardı? Beş ya da altı polis araçta vardı ama bir kişiden bahsediyorlar” dedi.
Hastaneye gittiklerinde polislerin kötü muamelesinin devam ettiğini söyleyen Yıldırım, “Çocuklarımı görmek istediğimi söyledim. Silahları bize doğrultarak, ‘Eğer bir şey yaparsanız silah kullanırız’ dediler. Hem çocuklarımız öldürüyorlar hem de silahlarını bize doğrultuyorlar. Vali de gelip ‘Kader’ diyor. Ben sağ olduğum sürece bunun peşini bırakmayacağım” ifadelerini kullandı.
Yaşamını yitiren kardeşlerin babaannesi Ayşe Yıldırım da, ölüme ve sonrasındaki açıklamalara tepki göstererek, şunları söyledi:
“Bunu yapanların yanına kâr kalmasın. Biz cenazelerimizi kaldırırken, evin yakınındaki polisler çay ve kahve içiyordu.”