Diyarbakır'da 5 Haziran 2015 günü HDP mitingine yapılan ve 4 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının şüphelisi Orhan Gönder'in, bombayı patlattıktan sonra kaldığı otele dönerek lobide haberleri izlediği ortaya çıktı.
Diyarbakır'da 5 Haziran 2015 günü HDP mitingine düzenlenen bombalı saldırıda 4 kişinin ölümü ve 210 kişinin yaralanması olayının şüphelisi Orhan Gönder ile ilgili soruşturma dosyasında ilginç ayrıntılar yer aldı. Gönder'in yakalanmasının ardından Diyarbakır'a gelen babası Mustafa Gönder (63) ile annesi Hatice Kurt (45) savcılığa giderek olayla ilgili ifade verdi.
7 Haziran 2015 günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcı vekiline ifade veren baba Mustafa Gönder ile dini nikahlı eşi Hatice Kurt, üniversite sınavını kazanamayan oğullarını dershaneye gönderdiklerini belirterek şunları anlattı:
"Bir süre sonra saç ve sakalını uzattı. Namaz kılmaya ve Kuran okumaya başladı. Namazı değişik kılıp, bol elbiseler giyiyordu. 13 Ekim 2014 günü ortadan kayboldu. Suriye'ye gidip IŞİD'e katılmış. Kayıp olduğu dönemde telefonla görüştük. Yerini söylemiyordu. Aradığında ağlıyordu. Sakal uzatmasına kızınca, peygamber sakalı olduğunu söylüyordu. Yemek yemeyi azaltıp, günde bir öğün yemeye başladı. Sebebini sorduğumuzda fazla yemenin haram olduğunu söyledi. Bir süre sonra bizden uzak durup, içine kapanmaya başladı. Şüphelendiğimiz için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüp durumu anlattık. İfadesini alıp serbest bıraktılar. Haftada 2- 3 gün dışarı çıkıyordu. Adıyaman'da İslam Çayevi'ne gittiğini ve burada kendi grubu ile vakit geçirdiğini öğrendik. 7 Ocak 2015 günü aradı ama nerede olduğunu söylemedi. Durumu emniyete bildirdik. Emniyet, Suriye'den aradığını söyledi. Oğlumun aradığı numarayı aradığımızda bir kişi Arapça, oğlumuzun Rakka Talabi bölgesinde olduğunu, IŞİD'e katıldığını, bu bölgede IŞİD militanları ile grup halinde dolaştığını söyledi."
Orhan Gönder'in ablası H.G. ise kardeşinin bir tarikata girdiğini düşündüğünü belirterek şunları söyledi:
"Kapanmamı ve kendi sohbetlerine gitmemi istiyordu. Ben davranışlarının çok aşırı ve abartılı olduğunu, daha sakin bir islami hayat yaşaması gerektiğini söylüyordum. Bir gün beni arayarak gece eve gelmememi, arkadaşlarının geleceğini söyledi. Eve gittiğimde kapı önünde 7- 8 çift ayakkabı gördüm. Eve geldiğim için tersledi ve 'Odana gir, çıkma' dedi. Evde 9 kişi olmasına rağmen sabaha kadar bir ses bile duymadım. Eve girince oda içinde 3 tane seccade gördüm. Sabaha kadar namaz kılmışlardı. Sabah Orhan'ın alnının kızardığını gördüm. Aileme bunu anlattım. Orhan'ı bir daha eve kimseyi getirmemesi için uyardık. Aile olarak çok rahatsızdık. Babam kandırılmış olacağını düşünerek gizli başvuru yaptı. Polis ifadesini aldı ve bıraktı."
Orhan Gönder'in kaldığı otelin çalışanı S.K. ise şüphelinin elinde büyük boy bir poşet ile geldiğini belirterek şöyle konuştu:
"Giriş kayıtlarını yaptıktan sonra odaya çıktı. Sabah 05.00-06.00 sıralarında polis geldi. Polisler bu şahsın kaldığı 208 numaralı odayı sordu. Kendilerine şahsın otelde olduğunu söyledim. Polis şahsı çağırmamı, bir imzası olduğunu söyledi. Kendisini polislerin yanına getirdim. Polisler bu şahsa askerlikle ilgili bir probleminin olduğunu ve askerlik şubesine giderek 15 gün içinde işlemlerini yaptırmasını söyledi. Askerlik işlemlerini yaptırdığını ve askerliğini ertelettiğini söyledi. Polis işlemlerde bir eksiklik olduğunu ve şubeye gitmesi gerektiğini söyledi. Polis daha sonra kağıt imzalatarak otelden ayrıldı. Polis gittikten sonra 'Bunlar beni burada nasıl buldu?' diye sordu. Giriş kayıtlarından bulduklarını söyledim."
Otel gördevlisi T.K. ise Orhan Gönder'in otel ücretini peşin ödediğini belirterek şunları kaydetti:
"Cuma günü öğlen saatlerinde otelden çıktı. Odasına baktığımızda çantasının orada olduğunu gördük. Saat 16.00 sıralarında geri döndü. Duş alıp çıkacağını söyledi. Bir günlük daha oda ücreti ödedi. Duş aldıktan sonra resepsiyona indi ve haberleri izleyeceğini söyledi. Yaklaşık 10- 15 dakika haberlere baktıktan sonra geri geleceğini söyleyerek otelden ayrıldı. Saç ve sakal traşı olmuştu. Bir daha otele gelmedi."
Hazırlanan fezlekede Orhan Gönder'in Adıyaman'da bulunan evinde ele geçirilen belgelerin dökümüne yer verildi. Gönder'in el yazısı ile yazdığı belgelerde, "Hayat tarzımın aksiyon ve macera kısmı bitmedi ki; romantik kısmına girebileyim" ifadelerinin yazılı olduğu belirtildi. Gönder'in yazdığı şiir tarzı yazıda ise "Her insan kendi beyaz kağıdını karalar. Kaçtıkça yorulur ve bilinmeyen bir yerde yakalayıp boğarlar. Her canlı ölümü tadacaktır" sözlerini yazdığı tespit edildi.