Marmara Denizi'nde müsilaj tehlikesi

2021'de Marmara Denizi'nde görülen müsilaj, günlerce gündemden düşmemiş; sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı endişelendiren görüntülerle dünya basınında da geniş yer almıştı. Bu yıl yeniden deniz kirliliğinin arttığı görüldü. İşte diğer ülkelerin müsilaja karşı verdiği mücadele...

24 Temmuz 2023 Pazartesi 10:27
Marmara Denizi'nde müsilaj tehlikesi

MÜSİLAJ NEDİR?

Halk arasında deniz sümüğü veya deniz salyası olarak da bilinen müsilaj; kalın, sümüksü mukus benzeri bir tabakadır. Bu, pis çamur görüntülü tabaka Türkiye kıyılarında ilk kez ortaya çıkmadığı gibi, bölgeye özgü bir olgu da değil. Ancak BBC’nin haberine göre, tarihteki en kötü müsilaj örneği olduğuna inanılıyor. Hatta 2000’li yılların başında Kuzey Adriyatik Denizi’nde görülen müsilaj olgusu ile ilgili çalışmalarda bölgeden alınan örnekler incelenmiş yapısıyla ilgili de araştırmalar gerçekleşmiş.

Bu dönemde görülen müsilajda karbonhidrat, azot, fosfor, kalsiyum, demir ve alüminyum gibi bileşenlere rastlanmış. Bu bileşenlerden özellikle karbon ve türevleri deniz canlılarından geçerek suda çözünüp zamanla diğer etkenlerle birleşerek müsilaj yapabilirler. Dolayısıyla bu yapı, özellikle başlangıç ​​evrelerinde bakteri ve fitoplankton gibi çeşitli mikroorganizmalar için çok uygun bir yaşam alanı oluşturur.

Zamanla canlı ölümleri ve hücre parçalanması sonucu yapısal maddelerin denize karışması ile müsilajın çoğaldığı ve daha kolay yayıldığı belirtilir.

Bir okyanus bilimci ve deniz biyoloğu olan Alice Alldredge de müsilajın yeni bir olgu olmadığına dikkat çekiyor: “Şimdi, bunun nadir olmadığını bilmelisiniz. Adriyatik’te 1800’lere kadar uzanan buna benzer kirlilik sorunları oldu. İtalya’da, Adriyatik’te, bakterilerin gaz kabarcıklarından yüzeye çıktığı ve yüzeyde kuruduğu durumlar oldu. Ve bu tabaka o kadar sertleşti ki, martılar suyun üzerinde yürüyebilir hale geldi. Şimdi Akdeniz’de bu olayların arttığı görülüyor. Korsika çevresinde ve İtalya-Fransa sınırında bazı sorunlar oldu. Yani müsilaj sorunundan muzdarip sadece Türkiye değil.”

NEDEN OLUR?

Deniz müsilajı olarak adlandırılan bulutlu çamur; balıkçıların ağlarını tıkıyor, deniz yaşamını tehdit ediyor, turistleri ve kıyı sakinlerini sümüksü ve pis kokusuyla uzaklaştırıyor. Kalın, yapışkan mukus katmanları, Türkiye kıyı şeridini aylarca mahvettiği gibi hâlâ da tehdit olmaya devam ediyor.

Ve ne yazık ki müsilaj oluşumunu etkileyen faktörler göz ardı edilirse deniz tabanında oluşmaya, yayılmaya ve varlığını sürdürmeye devam edecek. Sorunun kökenini anlamak, müsilajla mücadeleyi daha etkin yapabilmek ve yeniden olmasını önlemek için ise deniz salyasının oluşumunda hangi faktörlerin etkili olduğunu analiz etmek gerekir.

Uzmanlar; limanları, balıkçı ağlarını ve deniz yaşamını olumsuz yönde etkileyen sorunun nedeni olarak arıtılmamış kanalizasyon atığı gibi çevre kirliliğini gösteriyor. Ayrıca yapılan araştırmalar, sudaki sıcaklık artışının müsilaj oluşumuna önemli ölçüde katkıda bulunduğunu da gösteriyor.

DETERJANLARA DİKKAT

Türkiye’deki müsilaj hakkında konuşan isimlerden biri olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan ise pandeminin de etkisiyle deterjan kullanımının çok arttığını, bunun doğrudan atık su sistemleriyle birlikte denize ulaştığını vurguladı ve müsilajın arkasındaki bir diğer neden olarak deterjanlara dikkat çekti.

Denizde fosfor birikimine neden olan kaynaklardan birisinin de deterjanlar olduğunu söyledi. Bu yüzden de piyasaya arz edilen deterjanların ve deterjanlarda kullanılan yüzey aktif maddelerin, insan sağlığı ve çevre üzerinde yaratabilecekleri olumsuz etkilere karşı yüksek seviyede koruma sağlamak ve serbest dolaşımlarını temin etmek üzere usul ve esasları düzenlemek için yeni bir yönetmelik oluşturuldu.

NEDEN TÜRKİYE’DE GÖRÜLÜYOR?

Müsilajın Türkiye’de daha yoğun var olmasını ise okyanus bilimci Alice Alldredge şu şekilde açıklıyor: “Görünüşe göre Marmara Denizi’nde sıcak bir katman var ve tuzluluk oranı da çok düşük, yani yüzde 2,2 civarında. Ve bunun altında daha soğuk, daha tuzlu bir katman var. Yani, gerçekten sıcak bir hava alırsanız ve çok fazla besin girdisi alırsanız fitoplankton çiçek açar ve gerçekten çok yoğun hale gelirler.

Bu durum da bu yapışkan malzemeyi üretebilir. Çok düşük tuzlu su ile çok yüksek tuzlu su, ılık su ve çok soğuk su arasında bir yoğunluk tabakası da var.”

Yunanistan’ın deniz ve su altı biliminde en önemli isimlerinden biri olan Profesör George Tsirtsis de müsilaj sorunu için şu şekilde konuştu: “Ötrofikasyon dediğimiz durum deniz suyunda normal şartlarda gözle görülemeyecek mikroorganizma nüfusunun artmasına sebebiyet verir. Bunların sayısı arttıkça deniz suyu yeşile ya da kahverengiye döner ki Marmara Denizi'nde de bu yaşanıyor. Bu sümüksü yapı sualtındaki canlı ve ölü mikroorganizmalara zarar veriyor. Genelde ilkbaharda ya da sonbaharda yaşanır ve su sıcaklığının artmasıyla birlikte sudaki zengin besin değerlerinin yükselmesiyle oluşur. Sahil bölgelerinde daha çok olur çünkü temizlenmemiş ya da az temizlenmiş atık suları denize karışır.”

NELER YAPILDI?

Pek çok uzmanın dikkat çektiği gibi aslında Türkiye’nin yaşadığı bu sorunun temel kaynağı yine çevre kirliliğiydi. Yani denize karışan atık… Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2021 yılında uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği müsilaj sorununun nedeni olarak denize dökülen arıtılmamış lağım suyunun yanı sıra artan sıcaklıkları gösterdi. Ayrıca Erdoğan, “Korkarım bu Karadeniz’e de yayılırsa sorun çok büyük olur. Bu adımı gecikmeden atmamız gerekiyor” dedi.

Hükümet ise potansiyel kirlilik kaynaklarını incelemek için 300 kişilik bir ekip gönderdi.

Ardından da yerel yetkililer gemi temelli araçlarla çamuru emerek pisliği temizlemeye çalıştı ve Erdoğan, denizi koruma alanı olarak belirleyerek gelecekte aynı sorunların yaşanmayacağına dair söz verdi. Ancak pek çok uzman, müsilajı tam olarak önlemenin mümkün olduğundan şüpheli.

Deniz biyoloğu Alldredge de çözüm için Türkiye’nin uyguladığı yöntemi önerirken sorunu tamamen çözmenin pek de mümkün olmadığına dikkat çekiyor: “Yüzeyden sıyırmayı deneyebilirler sanırım. Ve ne kadar başarılı olduklarını bilmiyorum ama İtalyanlar bir noktada bunu bir malzeme gibi kullanmayı denemekten bahsetmişlerdi.

Ayrıca oradaki suya giden besin miktarını azaltmanın çok faydası olacağını düşünüyorum. Muhtemelen tamamen durduramayaaklar. Çünkü dediğim gibi, bu olaylar Adriyatik’te 1800’lerin başlarına kadar, nispeten az kirliliğin olduğu zamanlarda bile vardı. Ancak yine de büyük bir kısmı yok edilebilir.”

ATIKLARDA AZALMA GERÇEKLEŞTİ

Alldredge’nin dikkat çektiği en ciddi müsilaj vakalarından biri 1980'lerin sonunda İtalya açıklarında, Adriyatik ve Tiren denizlerinde meydana gelmişti. Buradaki müsilaj oluşumları 1990'lı yıllar boyunca gözlemlenirken 2007’de çok daha yükseldi. Daha ilginci ise müsilaj üzerine çalışmalar yapan deniz biyoloğu Antonio Pusceddu’nun daha önce verdiği bir röportaja göre de müsilaj ne ortadan kaldırıldı ne de temizlendi…

Son Güncelleme: 24.07.2023 10:30
Anahtar Kelimeler:
Marmara DeniziMüsilaj
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.