İmamoğlu Karar gazetesi yazarları Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sorularını yanıtladı. İmamoğlu, iktidarın neden Kanal İstanbul’dan vazgeçemediği sorusuna “Nedenin cevabı çok net aslında. Oraya bir yatırım yapılmış. Yani devlet eliyle yapılan israfı söylemiyorum. Onlar çok önemli değil. Orada tespit ettik ki 30 milyon metre kareye yakın bir arazi alımı satımı yapılmış. Şöyle bakın olaya, vahameti daha iyi anlarsınız. Yani bir bakan çıkıyor diyor ki 2011'den beri burada tek bir metrekare arazi alımı- satımı yapılmamıştır. Ben bir gün sonra çıkıyorum “Ya bu nasıl bir söz. 30 milyon metre kare -ki çalışmalarımız hala bitmedi, arazi alım-satımı yapılmıştır” diyorum. Şimdi ben bir bakan olarak böyle bir söz etsem. Bir belediye başkanı da bunu yalanlasa ben çıkarım o belediye başkanını tekzip ederim. Yalanlamadı bizi. Hani yalanlarım derken, ben biliyorum doğru söylediğimi. Hatta eksik söylediğimi de biliyorum. Bunu siz nasıl söylersiniz ve bunu söyledikten sonra üçüncü aşama olarak da bizim tapu bilgilerine erişimimize kısıtlama getirdiler. Vahim bir durum” yanıtını verdi.
İmamoğlu bölgedeki arsa alımlarına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Üç-dört yıl öncesinde Arap ülkelerinde emlak tanıtım filmleri niçin döndürülmüştür? Bunlar soruldukça bu sorular büyür. Ama tekrar söyleyeyim dediğiniz gibi kim almıştır niçin almıştır? Orada bire elli, bire yüz kazanmanın bu kadar insanları cezbetmesi ve bu şekilde insanların oraya yönlendirilmesi, Türkiye'de tek bir ilan yokken Arap ülkelerinde bu reklam filmlerinin dönmesi neye işarettir? Önemli sorulardır. Fakat inanın benim için hani Kanal İstanbul’la ilgili 15 madde içinde bu 14’cüdür, 13'üncüdür. Çünkü İstanbul’u mahvediyoruz. Doğa olarak mahvediyoruz. İSKİ'nin raporları var. Aynı zamanda açık söylüyorum, ben minnet duyuyorum, Devlet Su İşleri’ne teşekkür ediyorum. DSİ'nin çalışmaları var, Üstelik ÇED Raporu’nda var. Hem Sazlıdere Barajı’nın hem Terkos Baraj Gölü’nün tuzlanma riskini anlatıyor, sondajlarla çatlak vesaireyi tespit etmeye çalışsanız da bunlar zaman içinde farklı şekilde hareket edebilir, hiç beklediğiniz boyutta büyüyebilir diyor. Aynı zamanda bu kanalla ortaya çıkacak yeni adayla, kıtanın da biçimini değiştiriyorsunuz çünkü, İstanbul’un tümüyle kuraklaşabileceği, çoraklaşabileceği yönünde işaretler de var diyor. O bakımdan inanın o kadar trajik sorunlar hayati meseleler var ki. Toprağın verimsizleşmesi, susuzlaşması, İstanbul'un tümüyle susuz hale gelmesi”
Ne olmuştu?
Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan katıldığı NTV canlı yayında Kanal İstanbul projesini anlatırken, "Her gün Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçen yeğenim ‘Önceden 15 dakikada geçiyorduk şimdi yarım saat deniz trafiği var’ dedi" ifadesini kullanmış ve Boğaz'da deniz trafiği olduğunu savunmuştu.