Dink Cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında jandarma görevlilerinden Uzman Çavuş Abdullah Dinç çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Soruşturma kapsamında ilk kez bir jandarma görevlisi tutuklanmış oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "tutuklama" istediği mahkemeye sevk yazısında da 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte Hrant Dink Cinayeti'nin örgüt tarafından atılan ilk kurşun olduğu iddia edildi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında jandarma görevlilerinden Uzman Çavuş Abdullah Dinç çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen Hrant Dink soruşturmasına ilişkin gözaltına alınan biri eski 2 jandarma görevlisi, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na akşam saatlerinde sevk edildi.
Abdullah Dinç tutuklandı
Soruşturma Savcısı Gökalp Kökçü tarafından ifadesi alınan şüpheliler Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç ile eski Uzman Jandarma Yuvuz Bozca'yı tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç'in, üzerine atılı "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme","
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Kasten öldürme" suçlarından mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı, suçun yasada öngörülen cezasının üst sınırı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacak olması gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verdi. Hakimlik, şüpheli Yavuz Bozca hakkında da yurt dışına çıkış yasağı koydu ve adresine en yakın karakolda imza atmasına hükmetti.
İlk kez bir jandarma görevlisi tutuklanmış oldu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Dink soruşturma kapsamında ilk kez bir jandarma görevlisi tutuklanmış oldu.
Savcılığın tutuklamaya sevk yazısı
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Kökçü, tutuklanmasını istediği 2 şüpheliye ilişkin mahkemeye sevk yazısında da bazı tespitlere yer verildi. Sevk yazısında," Hrant Dink Cinayeti, Anayasa dışı bir güç merkezi olarak kamu kurum ve kuruluşlarında Fetullah Gülen cemaati adı altında FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütü olarak örgütlenen yapının, Anayasal Düzeni Silah Zoruyla Cebir ve Şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp bu düzen yerine CIA gibi yabancı devlet istihbaratı kontolünde bulunan meczup Silahlı Terör Örgütü Lideri Fetullah Gülen'in kontrolünde sapkın dini inançları referans alınarakbaşka bir düzen getirmek, yasama, yürütme, yargı ve diğer tüm devlet kurumlarının silahlı kuvvetler ve emniyet teşkilatını denetimlerine almak için FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütünün şiddet içeren bir başlangıç eylemidir" denildi.
"Dink'in öldürülmesi eylemini engellememişler aksine suça iştirak etmişlerdir"
Yazıda, "Dink Cinayeti eylemi eylemini gerçekleştiren bir kısım kamu görevlilerinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları ve denetledikleri, cinayetin işlenmesine nezaret ettikleri, eylemi gerçekleştirecek potansiyel şüphelileri ve eylemi gerçekleştirenleri bildikleri halde bu saikle Hrant Dink'in öldürülmesi eylemini engellememişler aksine suça iştirak etmişlerdir. Hrant Dink Cinayeti öncesi FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'nde, 2006 yılında yasa dışı kurulup 2012 yılına kadar çete faaliyeti yürütün C-5 Büro Amirliği'de, FETÖ/ PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca Silahlı Kuvvetler ve Emniyet Teşkilatında kendilerinden ya da iltisaklı olmayan kamu perseli ile ilgili tasfiyeler yapılmış, Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca icra edilen 15 Temmuz Askeri Darbe Kalkışmasının önünü açmak için Ergenekon, Balyoz, Kumpas soruşturmalarının hazırlıkları yapılmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve bağlı İl İstihbarat Şube Müdürlüklerinde Hrant Dink Cinayetinden sonra Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca kadroların işgali ile birlikte FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisaklı olmayan Kamu personelinin tasfiyesi Ergenekon, Balyoz , Amirallere Suikast, Poyrazköy, Askeri Casusluk ve Fuhuş Kumpas soruşturmaları ile sağlanmıştır" ifadelerine yer verildi.
"Başarısız askeri darbe silahlı kalkışmasında bulunulmuştur"
"FETÖ / PDY silahlı Terör Örgütünce yapılan tasfiyeler ve kadrolaşmalardan sonra OdaTV, Şike, MİT Soruşturması, 17-25 Aralık kumpas ve Darbe soruşturmaları yapılmış, sonucunda silahlı terör örgütünce nihai amacın sağlanmasının temini maksadıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasal Düzeni cebir ve tehdit Kullanarak 15 Temmuz Başarısız Askeri Darbe Silahlı Kalkışmasında bulunulmuştur" denilen yazıda şu ifadeler yer verildi: "Dink'in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali konusunda Cumhuriyet Başsavcılığı'mızca yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016 / 32 sayılı davasının iddianamesinde bir kısım Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinin, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin, FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütü yöneticisi ya da üyesi olarak hareket ettikleri noktasında elde edilen delillerle illiyet bağı kurularak tespitlerde bulunulmuştur. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'de yargılanan sanık Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşkun Çakar FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütünün yöneticileri, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'nde görevli bir kısım kamu personeli ile Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli bir kısım kamu personeli de FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olarak nitelendirilmiştir. "
"İlk kurşun"
Jandarma görevlileri ile ilgili soruşturmanın ayrı yürütüldüğü hatırlatılan yazıda, "15 Temmuz Başarısız Darbe Kalkışması ile gelinen son noktada şüphelilerin eylemlerini sadece sİlahlı terör örgütüne yönetici ya da üye olmak, kasten öldürmeye iştirak olarak nitelendirmek hukuki tavsiyeden uzak olacaktır. 15 Temmuz Başarısız Darbe Kalkışması'na giden süreçte Hrant Dink Cinayeti bu yolda bu amaç için atılan ilk kurşun olması sebebiyle şüphelilerin eylemlerinin TCK'nın 309 / 1-2 maddesinde tanımlanan suç kalıbına uyduğu anlaşılmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
"Tutuklanmalarına karar verilmesi mütalaa olunur"
Sevk yazısının sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: Dink Cinayetinin işlendiği tarihte resmi bir görevlendirmeleri olmamasına rağmen cinayet mahalli ve çevresinde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde TİM Komutanı olarak görevli şüpheli Yüzbaşı M.D. ve bir kısım amiri şüpheli Yüzbaşı A.B.S.'nin koordinesinde cinayet öncesi ve sonrasında cinayetin tetikçisi Ogün Samast ve maktül Hrant Dink'i izleyen cinayetin işlenmesine FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı doğrultusunda nezaret, yardım ve iştirak eden İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri şüpheliler Abdullah Dinç ve Yavuz Bozca'nın tutuklanmalarına karar verilmesi mütaala olunur."