FETÖ soruşturmasında hâkim karı-koca itirafçı oldu: HSYK seçimlerinde oy isterken, Fetullah Gülen’in rüyasında Hz. Peygamber’le görüştüğünü anlatarak oy istediler.
GÜLEN Cemaatine mensup hakim ve savcıların, telefonlarına yüklenen “Bylock” isimli program üzerinden haberleştikleri ortaya çıktı. Savcı T.D diğer cemaat mensupların “tango” programını kullanırken hakim ve savcıların “Bylock” isimli programı kullandığını belirtti.
'DIAMOND' KİTAPLARI
Darbe girişiminden önce taşrada savcı olarak savcı T.D, başlatılan soruşturma kapsamında yine savcı olan karısı T.D ile birlikte etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak, cemaatin yargı yapılanması hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Savcı T.D ifadesinde, lise ve üniversite eğitimi sırasında cemaat evlerinde kaldığını, okulu bitirdikten sonra Ankara’da bir cemaat evinde Hakim ve Savcılık sınavına hazırlandığını anlattı. T.D, “Ziya olarak adını bildiğim, hakim veya savcı olduğunu düşündüğüm kişi, haftada bir eve gelerek kimin kaç saat ders çalıştığını not ediyor ve hedefler veriyordu. Özel olarak hazırlanmış üzerinde DIAMOND (Pırlanta) yazan test kitaplarıyla ders çalışıyorduk” dedi.
ÖZEL PROGRAM HABERLEŞME SİSTEMİ
Savcı olarak göreve başladıktan sonra da cemaatin yargı içindeki mensuplarıyla ilişkilerini sürdürdüğünü anlatan T.D, “Himmet paralarını M.İ’ye verirdik. M.İ sürekli cep telefonuna yüklü ‘Bylock’ programını kullanarak diğer cemaat mensuplarıyla yazışıyordu. Kanaatimce tango programı yerine hukukçu olan cemaat mensupları ismini belirttiğim programı kullanmaktaydılar” açıklamasını yaptı.
RÜYA İLE KANDIRMIŞLAR
“2014 Ekim ayındaki HSYK seçimleri öncesinde Ankara’dan gelen ismini bilmediğim bir şahıs evime geldi. Fetullah Gülen’in rüyasında Kabe’ye gittiğini, Kabe’de Peygamberimiz ile görüştüğünü, Peygamberimizin ‘seni üzüyorlar değil mi’ diye sorduğunu; bunun üzerine Fetullah Gülen ‘Evet’ manasında başını sallayıp ağladığını, bunun üzerine Peygamber efendimizin ‘merak etme az kaldı’ şeklinde cevap verdiğini anlatarak, HSYK seçimlerini kesinlikle bağımsız denilen şahısların kazanacağını onlar için oy vererek, oy istememiz gerektiğini belirten konuşmalar yaptı. HSYK seçimleri yapıldıktan sonra cemaatin desteklediği adaylar kazanmayınca ben bu alçakların yalancı olduklarını anladım.
T YAPILANMASI
Cemaat mensup hakim ve savcılar T1, T2, T3, T4 olarak kategorize edilmektedirler. Birbirlerine yakın siciller belli bir sayıya doldurulduktan sonra belirttiğim numara ve harf atlamaktadır. Bildiğim kadarıyla Ankara dışında yani taşrada görev yapan hakim ve savcılar taşra (T) numaralandırılmaktadır.”
HAKİM, SAVCI ASKER OLMAMIZ TEŞVİK EDİLİYORDU
Aynı ilçede eşiyle birlikte savcı olarak görev yapan T.D isimli kadın da, Hukuk Fakültesinde okuduğu yıllarda cemaat yöneticilerinin kendilerinin hakim ve savcı olmaları konusunda teşvik ettiğini anlatarak özetle şunları belirtti:
NOT VERİYORLARDI
“AKP’ye karşı açılan kapatma davasından ve üniversite kapılarından itilip kakılan başörtülü öğrencilerin gösterildiği videolar izletilerek bu mağduriyetlerin son bulması için bizim gibi dindar insanların da askeriye, yargı gibi kurumlara girip buralarda yükselerek bir denge unsuru olmamız gerektiği telkin ediliyordu. Bu yapı muhatap olduğu insanları, bu yapıya karşı olan düşüncelerini baz alarak beşlik, dörtlük, üçlük, ikilik, birlik gibi sınıflara ayırır ona göre ilişki kurardı. Ben Gülen cemaatiyle ilk tanıştığımda, sonrasında içinde yer alırken bu yapının bir suç örgütü olduğunu bilmiyordum. İstanbul’dan Ankara’ya gelince cemaatin gizli ve tehlikeli yönlerini gördüm.
KORKUNÇ SUÇLAR İŞLEDİLER
Ben bu yapıda bulunduğum zaman zarfından bir suç işlemedim. Cemaatin sistematik bir şekilde insanların evine, iş yerine suç delili koyarak, sahte djital veri üreterek korkunç suçlar işlediğine inanmam ile birlikte bu yapıyla her türlü irtibatımı kestim. Fetullah Gülen’in peygamberimiz ile görüştüğü yönündeki söylemlerine itibar etmedim. Hatta yalanlarına peygamberimizi alet ettiklerinden dolayı bir tiksinti hali bende oluştu.
HÜKÜMET DE DESTEKLEDİ
Bağlantımın bulunduğu tarihlerde Fetullah Gülen Cemaati kamuoyunda meşru görülen, herkesin çocuklarını okullarına okutmak için gönderdiği, birçok işadamının maddi yardımda bulunduğu, hatta hükümet üyelerinin da açıkça desteklediği bir cemaatti. Hatta yurtların açılışını da iktidardaki parti mensupları, bakanlar ve belediye başkanları yapmaktadıydı.”