Eğitim-İş, Ankara Atatürk Lisesi önünde: "Proje okul garabetine derhal son verin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı proje bakanlık olmaktan çıkartın"

Eğitim-İş, proje okullarındaki öğretmen atamalarını Ankara Atatürk Lisesi önünde protesto etti. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Proje okul garabetine derhal son verin. Ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı proje bakanlık olmaktan çıkartın. Bu projenin, proje adımı olarak hareket eden Yusuf Tekin de artık eğitimden elini çeksin, istifa etsin bir an önce. Liyakatsiz atamalarıyla kurumlar fazlasıyla yozlaştı, fazlasıyla çürüdü" dedi.

15 Nisan 2025 Salı 15:44
Eğitim-İş, Ankara Atatürk Lisesi önünde: "Proje okul garabetine derhal son verin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı proje bakanlık olmaktan çıkartın"

Eğitim-İş, “Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme” sonuçları kapsamında ‘proje okul’ olarak bilinen ülkenin önde gelen liselerinde öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmesini ülke genelinde protesto etti. Ankara’daki eylem Ankara Atatürk Lisesi önünde yapıldı.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Ankara'nın en köklü okullarından birinin Atatürk Lisesi'nin önündeyiz. Bu okulda birçok siyasetçi, birçok üst düzey yöneticilik görevi yapan kişilerin yetiştiği bir okul. Ve bu okulda siyasi iktidarın 2014 yılında çıkardığı kanun hükmünde kararname sonrası proje okulu adı altında bütün atamalarının keyfi şekilde yapıldığı bir okul haline dönüştürüldü. Bu okulda da 16 öğretmenin okuldaki görevine son verildi. Türkiye'nin birçok yerinden böyle örnekler var. Birkaç örneği paylaşayım sizlerle. İzmir'deki Atatürk Anadolu Lisesi’nde 90 öğretmen var. 60'ın üzerinde öğretmenin görevine son verildi. Ankara'da yine Çağrı Bey Anadolu Lisesi’nde 61 öğretmenin 39'unun  görevine son verildi. Ve görevine son verilen öğretmenler arasında Ankara'da bir öğretmenimiz var. Bu örneği sizlerle paylaşmak isterim. 75 ülke ile birlikte yürütülen projenin tek danışmanı bu öğretmen. Ve bu projelerde birincilik kazanan öğretmenin görevine son verildi. Çankırı'da yılın öğretmeni seçilen öğretmenin görevine son verildi. İstanbul'da üç kişilik kadro ihtiyacı var. Tercih yapan bir kişi atanmıyor. Gaziantep'te üç kişilik ihtiyaç var. Dört kişi başvuruyor, ataması yapılmıyor. Ve aynı zamanda bu okullarda ücretli öğretmenler de çalıştırılıyor.

"Öğrencinin 500 tam puanla girdiği okulların öğretmeni ve idarecisi tamamen bakan onayıyla atanmaya başlandı"

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış, AKP iktidarı döneminde sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde eşitliği sağlama görevini açıkça reddeder hale gelmiştir. Bu ret sadece sözde değil uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği de proje okulları adı altında sürdürülen politikadır. 2014’te kanun hükmünde kararname, 2016’da  dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ama müsteşarı kim? Yusuf Tekin. Yirmi ilde 44 okul proje okulu oldu. Proje okulu olarak seçilen okullar neler diye baktığımızda Türkiye'nin en köklü okulları. Öğrencinin 500 tam puanla girdiği okulların öğretmeni ve idarecisi tamamen bakan onayıyla atanmaya başlandı. Dönemin Bakanı, ‘Üç-beş okulu proje okulu yaptık. Bunlar özel program, ulusal ve uluslararası projeler uygulayacaklar’ demişti. Şimdi bu sayı 2 bin 318. 80 bin öğretmenin ve 5 binin üzerinde idarecinin atama yetkilisi, Milli Eğitim Bakanı. Kriteri, ‘bendensin ya da bana makbulsün ya da bana itaat eden olursun’."

Özbay, eylem yapan lise öğrencilerine Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki bir şube müdürünün baskı uyguladığını belirterek, "Siyasi iktidarın bu korku ikliminde, baskı kültüründe bir şeye daha şahitlik ediyoruz. Lise öğrencilerimizin, öğretmenine sarıldığı okuluna sahip çıkıyor, aslında kendi geleceğine sahip çıkıyor. Okulun bahçesinde oturuyor, eline kitap alıyor, bundan daha demokratik, bundan daha güzel eylem mi var? Ama o atadıkları hadsiz yönetici, Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki şube müdürü geliyor, diyor ki ‘12’inci sınıfsınız, on iki yılınızı yakarsınız’ diyor. Sen kimsin? Bu yetkiyi nereden alıyorsun biliyoruz" ifadelerini kullandı.

Özbay, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e istifa çağrısında bulunarak, "Bu kötülüğü yapmaya hakkınız yok. proje okul garabetine derhal son verin. Ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı proje bakanlık olmaktan çıkarın. Bu projenin, proje adımı olarak hareket eden Yusuf Tekin de artık eğitimden elini çeksin, istifa etsin bir an önce. Liyakatsiz atamalarıyla kurumlar fazlasıyla yozlaştı, fazlasıyla çürüdü. Biz bu süreçte öğrencilerimizi ve velilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

"Proje okullara atamış olduğun 5 binin üzerindeki yöneticinin kaç tanesi yandaş sendika üyesidir?"

Özbay'dan sonra konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da Bakan Tekin'e, yanıtlanması talebiyle bazı sorular yöneltti. Özçağdaş, şöyle konuştu:

"Buraya Kızılay üzerinden geldim. Ağlayan, hakları elinden alınan bin 611 mülakat mağduru öğretmen ile bir araya geldim. Sabah saatlerinde 12 sendikamızın genel başkanlarıyla bir araya geldim. Dün Beşiktaş'ta kendiliğinden eylem yapan, öğretmenlerine sahip çıkan öğrencilere sabah saatlerinde Kadıköy Anadolu Lisesi'ndeki açıklamaya ve Türkiye'nin dört bir yanında öğretmenlerine sahip çıkan öğrencilerimize, liselilerimize geçtiğimiz haftalarda hala 84'ü tutuklu olarak kalan üniversite öğrencilerine Cumhuriyet Halk Partisi olarak sahip çıkmaya çalışıyoruz. Öyle bir süreçteyiz ki öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi, yurttaşlarımızı iktidarın zulmünden korumaya kurtarmaya çalışıyoruz. Sayın Yusuf Tekin'e buradan çok basit kelimelerle sorular sormak istiyorum. 2014 yılında 3-5’i geçmez diyerek başlattığınız bugün 2  bin 153 okul, 80 bin öğretmen, 5 binden fazla yöneticinin olduğu proje okullar uygulamasının dünyada eşi benzeri var mıdır? Sayın Bakan’dan başka herhangi yeryüzünde bir bakan 85 bin kişiyi doğrudan kendisi atama  yetkisine sahip midir? Herhangi bir yöneticinin 85 bin kişiyi tanıması mümkün olmadığına göre, kendisinin de 85 bin kişiyi tanıması mümkün olmadığına göre, bu 85 bin kişiyi atamak için herhalde aralarından seçim yapması gerektiğinden 100 bin, 120 bin kişiyi tanıması mümkün olmadığına göre, bu kararı kimler vermektedir? Yandaş sendika, AKP ilçe teşkilatları ve kendilerinin bizzat atadıkları bu yandaş yöneticilerin hazırladığı listeler mi vermektedir? Ve çok açık soruyorum Sayın Bakan'a. Lafları yuvarlamaya gerek yok Sayın Yusuf Tekin. Proje okullara atamış olduğun 5 binin üzerindeki yöneticinin kaç tanesi yandaş sendika üyesidir? Dürüst ol, açık ol, çık Türkiye'nin önüne de ki ‘Şu kadarı bu sendikadandır, bu kadarı bu sendikadandır’ .

"Büyük bir yandaş ordusuyla milli eğitimi ele geçirmek, Milli Eğitim kurumlarını çökertme operasyonudur"

Mesele sadece proje okullar meselesi de değildir. Mesele bu ülkede bir gecede  10 binlerce insanı görevden alan Türkiye Yüzyılı Marif Modeli, Öğretmenlik Meslek Kanunu, Milli Eğitim Akademisi, proje okullar, şube müdürlerinin atanması ve benzeri tüm konularda büyük bir yandaş ordusuyla milli eğitimi ele geçirmek, Milli Eğitim kurumlarını çökertme operasyonudur ve bunun müsebbibi önce müsteşar olarak bugün bakan olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve onunla birlikte milli eğitim bakanlığını ele geçirmiş olan dar bir kliktir. Siz kendi yandaşlarınızdan bu yıl 701 milyar lirayı vergi olarak almaktan vazgeçtiniz. Türkiye'de en az 3'te 1'e okullara aç giden, ciddi sorunlar yaşayan öğrencilerimize her gün bir kap yemek, bir kap su versek 190 milyar lira yapıyor. 701 milyar almıyorsun yandaşından. 61 bin okulun kapısına bir tane güvenlik görevlisi koymayı beceremeyen bir iktidar. Her okulun kapısına bir güvenlikçi koysan 32 milyar yapıyor. Mesele çok net. Yandaşlarınızı beslemek, büyütmek, semirtmek istiyorsunuz. Bunu gözden kaçırmak için buna itiraz etmeyecek itaatkar, kanaatkar nesiller yetiştirmek istiyorsunuz. Çünkü siz biliyorsunuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hedefi olan fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetişirse size bütün bu yapmış olduğunuz yolsuzlukların, yarattığınız yoksullukların, hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin hesabını sorar çünkü. Bunu bildiğiniz için yapıyorsunuz. Ve size çok kötü bir haberim var. Dün üniversite öğrencileri, bugün lise öğrencileri onlara diyorlar ki ‘Siz Türkiye'nin 2 bin 153 okulunu değil, 61 bin okulunu da proje okulu haline getirseniz biz sizin itaatkar, kanaatkar, emirlerinize uyan nesiller olmayacağız. Gazi’nin nesilleri olmaya devam edeceğiz. Herkesten hesap sormaya devam edeceğiz’ diyorlar."

"Önümüzdeki süreçte bir sürgüne dönüşecek"

Özçağdaş'tan sonra tekrar konuşan Özbay, öğretmenlerin sürgüne zorlanacağına değinerek "Bakın burada bir öğretmen kıyımı var ama bu önümüzdeki süreçte bir sürgüne dönüşecek. İlçeleri birleştirerek bir ucundan bir ucu 100 kilometre olan yerlere öğretmenlere, ‘Buyurun tercih yapın yapmazsanız biz sizi göndeririz’ tehdidi yapıyorlar. Örneğin buradaki okulda görev yapan bir öğretmenimizin yine bu çevrede bir okulda boş yer bulma ihtimalin olmadığını kendileri de çok iyi biliyor. Bu o nedenle bir sürgündür. Biz bununla ilgili yapılan düzenlemeyi dava ettik” dedi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.