HDP'nin tutuklu olan eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Devlet Bahçeli'nin"Güneydoğu'da olaylar başlayınca ben 'Hemen oralarda sıkıyönetim ilan edin' dedim. Ama sonradan gördüm ki iyi ki benim o sözümü dinlememişler. Çünkü biz orada o gün komutlanlar terörle mücadele ediyor diyorduk, meğer darbe planı yapıyorlarmış. Bir de ellerinde sıkıyönetim yetkisi olsaydı facia olabilirdi." sözlerini hatırlatarak "Bu darbeci askerlerin Meclis'i bombalama ve yüzlerce sivil yurttaşı katletme emirlerini 15 Temmuz’da verdiğine inanıyorsunuz da Sur’da, Cizre’de tek bir sivilin öldürülme emrini vermiş olabileceğine neden inanmıyorsunuz?" şeklinde konuştu.
Sözlerine "Merhabalar. Umarım iyisinizdir, biz her zamanki gibi gayet iyiyiz." diye başlayan Selahattin Demirtaş, "AYM’nin barış akademisyenleri kararı hukuki açıdan tartışılıyorken, ben de siyasi bir hatırlatmayla katkı sunmuş olayım. Karara konu olan hendek/barikat operasyonları yapılırken bazı güvenlik birimlerinin aşırı güç kullandığını, sivilleri doğrudan hedef aldığını ben de defalarca söylemiştim. Elbette ki, biz de o suça hem ortak olmamak hem de durdurmak için çok çaba sarf etmiştik. O dönemde yaşananların arka planını ve iç yüzünü bilmeyenler, güvenlik güçlerinin haksız yere suçlandığını, bu şekilde “terör propagandası” yapıldığını söylemeye devam ediyorlar." dedi.
Demirtaş, açıklamasının devamında şu paylaşımı yaptı:
Bakın, bunu söyleyenlerin korumaya çalıştığı, cansiparane bir şekilde savunduğu o operasyonların emirlerini veren komutanlar kimlermiş ve neredelermiş:
4. Bakın, bunu söyleyenlerin korumaya çalıştığı, cansiparane bir şekilde savunduğu o operasyonların emirlerini veren komutanlar kimlermiş ve neredelermiş: pic.twitter.com/TXXVdWJHtM
— Selahattin Demirtaş (@hdpdemirtas) August 2, 2019
pic.twitter.com/ZNjUHChRiv5- Ayrıca Devlet Bahçeli de durumu çok sonraları fark etmiş olacak ki, bu konuda şöyle bir demeç verme zorunluluğu hissetmişti:
— Selahattin Demirtaş (@hdpdemirtas) August 2, 2019
Demirtaş, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Bu darbeci askerlerin Meclis'i bombalama ve yüzlerce sivil yurttaşı katletme emirlerini 15 Temmuz’da verdiğine inanıyorsunuz da Sur’da, Cizre’de tek bir sivilin öldürülme emrini vermiş olabileceğine neden inanmıyorsunuz?
Şimdi, AYM kararına karşı imza atan “1066 akademisyen” bu darbeci askerleri ve onların suçlarını savunmuş olmuyor mu? (1071 imza sayısı hedeflenirken ulaşılan 1066 sayısı da, Alparslan’ın Malazgirt’e gelip Kürtlerle ittifak yapmayı henüz aklından geçirmediği bir tarih olmuş.)
Kim bilir, bakarsınız ileride bir gün savcının biri de çıkıp (umarım olmaz) bu 1066 akademisyene, darbecilere destekten soruşturma açıverir. Ama her halükarda tarihin utanç sayfasına yazıldılar bile.
Hala ikna değillerse Taybet İnan, Cemile Kasırga, Sevê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Aziz Yural ve katledilen onlarca sivil insanı kendilerine hatırlatıyorum. Hepinize selam ve sevgilerimi gönderiyorum."