15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından başlayan soruşturma süreci tam gaz devam ederken, ismi FETÖ’ye bulaştırılmak istenince adeta infial oluşan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’la “çamur iddiaları” ve sonrasında yaşananları konuştuk… İşte “Recep Başkan”ın sorularımıza verdiği yanıtlar:
A. Rezzak ORAL - ANKARA
-Başkanım nedir bu iddiaların kökeni, nereden çıktı bu konu? Gürkan: Aslında durduk yerde çıktı denilebilir. Darbe girişiminden önce Edirne’de yapılan FETÖ/PDY operasyonunun ardından hazırlanan bir iddianameye dayanılarak bir haber yapıldı ve bu yapılan haberde Edirne İmamı ile görüştüğüm ileri sürüldü. -Gülünç ama yine de sormak istiyorum, dayanakları nedir? Gürkan: Gerçekten de komik, sizin deyiminizle gülünç tabii. Siz de bilirsiniz, yıllarca Meclis’te de birlikte çalıştık. Genel seçim dönemlerinde milletvekili adayları, yerel seçim dönemlerinde de belediye başkan adayları en doğal şekilde çalışmalarında herkesten oy isterler. Bu haberde sözü edilen görüşme de bir seçim gezisiydi sadece. -Başkanım burayı biraz açalım isterseniz, seçim çalışmalarınızdaki bir ziyareti FETÖ’ye bağlama çabası mı var? Gürkan: Aynen öyle… Ama olacak iş değil tabi. Biz siyasetçiyiz, seçim zamanı biz herkese gider, oyuna talip oluruz, görüştüğümüz kişilerden de oylarını isteriz. Diğer partiler diğer adaylar da aynısını yapar. Biz iş yerlerine gideriz, kurumlara gideriz, esnafa gideriz gazetelere gideriz, oy kullanan herkese gideriz ve onlardan oy isteriz. -Bu gittiğiniz yer bir cemaat okulu mu? Evet, ama hiçbir şekilde bilinçli bir tercih değil. Olamaz da. Şöyle düşünün siyasetçi olarak seçim kampanyası çalışmaları çerçevesinde oy istemek için cemaatin okuluna gittiğimizde cemaatçi, sanayideki motorcuya gittiğimizde motorcu, peynir üreticisine gittiğimizde peynirci, gazeteye gittiğimizde gazeteci oluyorsak, o zaman çok meslek sahibi olmamız gerekir. -Ne diyorlar bu ziyaretle ilgili? Gürkan: Bakın ben hayatım boyunca hiç gizli saklı iş yapmadım. Arkadaşlarıma seçim zamanı nerelere gittiğimizi tek tek çıkartmalarını istedim. Edirne’de üç kolej vardı o önemde; Bahçeşehir, Beykent ve Serhat Koleji. Bahçeşehir’e gitmişiz. Beykent’e gitmişiz okul yöneticileri karşılamış, Ticaret Odasına gitmişiz. Dönemin başsavcısına gitmişiz, Edirne Barosu’na gitmişiz, TREDAŞ’a gitmişiz, İl Özel İdareye gitmişiz, Vergi Dairesine, Defterdarlığa gitmişiz. Cemaatin okuluna da gitmişiz. Oturup sohbet etmişiz. Ömer isimli bey ilk gittiğimizde yokmuş, sonra o gelmiş; oturup klasik seçim sohbeti etmişiz. Yani hepsi bu. -Başkanım burada anladığımız kadarıyla bir komplo var. Gürkan: Elbette... açık bir komplo bu. Bakın benim seçilmemden önceki dönemde cemaatin belediye, emniyet ve basın ayağı bulunuyordu. Bunlar kim, ne yaptılar, bunları herkes bilecek. Kısa sürede ortaya çıkacaktır. Herkes her şeyi öğrenecek. 17-25 Aralık soruşturmalarında oluşturulan Bermuda Şeytan Üçgeni; basın, emniyet ve belediye içinde yapılanlar ortaya çıkacak. Siyaset… o da ortaya çıkacak. -Malum örgütün çok boyutlu bir yapılanması mı var Edirne'de? Tabii... Üçgen derken belki de çok kenarlı. Yani belki de altıgen, belki sekizgen falan. Ama bunların hepsi ortaya çıkacak. Türk Adaleti hem doğrudan bu işin içinde olanları, hem de çok uzun yıllar yaptığı gibi perdenin gerisinden oynatılan kuklacıları da ortaya çıkartacak. Meraka, telaşa lüzum görmüyorum, çünkü çıkacak bunlar; hem de hepsi çıkacak. -Başkanım sonrasında neler yaşandı, biraz bize sonraki süreci anlatır mısınız? Gürkan: Bu haber ve benim basın toplantımdan sonra özellikle sosyal medyadan adeta destek yağdı. Özellikle sosyal medya kullanıcıları ismimi FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışanlara büyük tepki göstermeye başladı. Adeta bir infial koptu diyebilirim. Tanıdığım, tanımadığım binlerce kişi, ‘Gürkan’ın yanındayız’, 'Seninleyiz Başkanım' mesajları atmaya başladılar. -Partiniz CHP nasıl karşıladı iddiaları? Gürkan: Orada da aynı tablo. Orada da tepkiler adeta infiala dönüştü. Yöneticiler, milletvekilleri, üyeler, örgüt mensupları desteklerini hiç esirgemedi. Hepsine buradan bir kez daha çok çok teşekkür ediyorum. O esnada CHP İl Başkanlığı önünde de binlerce partili toplandı. Hepsi sahip çıktılar. Sloganlarıyla, duruşlarıyla arkamda olduklarını gösterdiler. -Bu tepkiler bir bakıma siyasi kimlik itirazıydı aynı zamanda değil mi? Sizin üzerinizden CHP ve Edirne Belediyesi hedef alınmak istendi diyebilir miyiz? Gürkan: Çok doğru bir tespit. Doğru, çok haklısınız. Parti kamuoyu ve parti tabanı, örgütlerimiz de bunu hissettikleri için tepkileri de çok büyük oldu. Ben de ne kadar sevildiğimi ve Edirne için yapacak ne kadar çok işimiz olduğunu teyit etmiş oldum böylece. ‘Adam gibi adam Recep Gürkan’, ‘Durma ilerle örgüt seninle’, ‘Edirne’ye yakışan Recep Gürkan’ sloganları da bu hissiyatımı perçinledi, gururlandırdı. -Başkanım bu çamuru atanlar ortaya çıkarılabilecek mi gerçekten? Gürkan: Hiç kuşkunuz olmasın mutlaka ortaya çıkacak. Hiç isim söylemeye gerek yok; bunların kim olduğunu herkes biliyor. Bakın biz hayatımız boyunca kimseyi tehdit etmedik, tehdide de boyun eğmedik. Hiç ucuz numaraları yemedik yine yemeyeceğiz. Bir siyasetçi toplumsal anlamda hoş görülmeyen yerlere de gidip oy isteyebilir. Bunlar doğal şeyler. Hatırlayınız... Geçmişte bir adayımız oy istemek için geneleve bile gitmişti. Geneleve oy istemeye gidince genelev çalışanı olmadığınız gibi sanayideki torna ustasına gidip oy istediğinizde da tornacı olmazsınız. Aynı mantıkla cemaatin okula gidip oy istediğinizde cemaatçi, sağcıların okullarına gittiğinizde sağcı, solcuların okuluna gittiğinizde de solcu olmadığınız gibi... -Buradaki asıl hedef kurumsal anlamda belediye galiba değil mi? Gürkan: Elbette öyle. Edirne’deki bütün vatandaşlarımız da biliyor ki Edirne’de yıllardır başında bulunduğu kurumun var olan gücünü kendi kişisel ikbali için kullanmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar bu gücün ellerinden gitmeye başlamış olmasının kaygısıyla böyle şeyler yapıyorlar. Çok açık söylüyorum hiç umurumda bile değil. Ben FETO’cu ile konuşurken de, sağcıyla konuşurken de, solcuyla konuşurken de hep açık konuşmuşumdur, hep Recep Gürkan olmuşumdur. -Bir de anket konusu var seslendirilen, bunun iç yüzü nedir? Gürkan: 2014 seçimleri öncesinde bu çok konuşulan bir durumdu. Herkes bilir ki, Edirne'ye özel bir durum da değildi. Cemaat bütün Türkiye’de AKP’nin karşısında kim güçlüyse o kişiye oy vereceğini açıklamıştı. Edirne’de de bir anket yapılmış, orada ben önde çıktığım için bana destek olma kararı almışlar. Bir başka ilde MHP, bir başka ilde HDP belki de. Ama sadece bir karar bu. Bence sunaca de etkisi olmamış. Çünkü bakın 2009 yerel seçimlerinde CHP’nin aldığı oy 45 bindir. Son seçimde benimle, Hamdi Sedefçi’nin aldığı oyları toplarsanız yine 45 bin yapıyor. Belki o yapının üst yöneticileri, ‘şuraya/buraya oy verin’ demiş olabilir; ama taban anlamında o seçmenin bize oy vermediği de rakamlarla ortadadır. Siz de gazetecisiniz bilirsiniz, biri size haber gönderiyor, önemli bir haber; yazar mısınız? Yazarsınız. Yazmayan çıkar mı, çıkmaz. Biz de seçimlerde kampanya çerçevesinde o çevreleri de ziyaret etmişiz, oylarına talip olmuşuz, hepsi bu. 'Hayır ben filancanın oyunu istemem' diyen bir aday çıkacağını sanmıyorum. -Son olarak ne söylemek istersiniz? Gürkan: Bir çamur atma girişimiydi, bir operasyondu belki. Ama tutmadı, tutmaz... Yargı süreci işleyecek. Türk adaleti hem doğrudan bu işin içinde olanları; hem de çok uzun yıllar yaptığı gibi perdenin gerisinden oynatan kuklacıları da ortaya çıkartacaktır. Çıkacak bunlar, buna inanıyorum... Hiç kimse merak etmesin, telaş da yapmasın. Ben hiçbir zaman birilerinin istediği gibi birisi olmadım, birilerinin istediği gibi işe adam alıp, işten adam atmadım. Toplantılara şunu çağırıp, bunu çağırmazlık yapmadım. Bir siyasetçi olarak, evet, her türlü telkini dinlerim ama nihai kararı da ben veririm. -Başkanım çok teşekkür ediyoruz. Gürkan: Bu fırsatı verdiğiniz için ben de size teşekkür ediyorum.Son Güncelleme: 03.08.2016 13:50