AYM, Gezi Parkı Eylemlerinde Gözünü Kaybeden Yurttaşı Haklı Buldu

Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin ateşlediği gaz fişeğinin isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya'nın hak ihlali başvurusunu haklı buldu. Yüksek mahkeme, “eziyet yasağının” kolluk güçlerinin gerekli olmadığı halde güç kullanması nedeniyle maddi boyutunun, etkin soruşturma yürütülmemesi nedeniyle de usul boyutunun ihlal edildiğine hükmetti.

29 Nisan 2021 Perşembe 14:22
AYM, Gezi Parkı Eylemlerinde Gözünü Kaybeden Yurttaşı Haklı Buldu

Gezi Parkı eylemlerinde yaralanarak bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya, 11 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’nda, polisin attığı gaz fişeği ile gözünden yaralandığını belirterek, aynı yıl 3 Ekim’de savcılığa şikâyette bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konu ile ilgili incelemeler sonunda 8 Ocak 2016’da tespit edilen 16 polis memuru için soruşturma izni istedi, ancak İstanbul Valiliği polisler hakkında soruşturma izni vermedi. Başsavcılık karara itiraz etmeyeceğini bildirince 16 polis hakkında soruşturma açılamayacağı kesinleşti.

Bu arada Başsavcılık, bilirkişi raporunda kask numaraları belirlenen, ancak kimliği tespit edilemeyen gaz bombası ve tüfeği kullanan görevliler hakkında 26 Ağustos 2016’da soruşturma izni istedi. Bu kez kimliği tespit edilemeyen 5 polis hakkında soruşturma izni istendiği İstanbul Valiliği’ne hatırlatıldı.

Bunun üzerine İstanbul Valisi “olur” vererek polislerin kimlik tespiti için bir komiser görevlendirdi. Ön inceleme sonucunda bazı kask numaralarının olay tarihinde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kayıtlarında bulunmadığı, bazılarının bulunduğu ancak olay günü göz yaşartıcı gaz kullanan personel girişi yapılmadığı tespit edildi. Kimliği belli olmayan polis memurları için de soruşturma izni verilmedi.

BAŞSAVCILIK VERİLMEYEN KARARI TEBLİĞ ETMİŞ

Sarıkaya, kimliği belirlenemeyen polislere soruşturma izni verilmemesine itiraz etti. Bu itiraz 11 Mayıs 2017’de Bölge İdare Mahkemesi tarafından kabul edildi. Bu sırada Başsavcılık 2 Mayıs 2017’de 16 polis hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Bu karardan haberi olmayan Sarıkaya, 1 Haziran’da Bölge İdare Mahkemesi kararı doğrultusunda soruşturmanın genişletilmesi için Başsavcılığa başvurdu. Ancak bu itiraz dilekçesi sehven 2 Mayıs tarihli ek karara itiraz olarak kabul etti. Kararın 15 Nisan 2017’de tebliğ edildiğini belirten Başsavcılık, itirazı 15 günlük yasal sürenin dolduğu gerekçesiyle reddetti.

Bunun üzerine Sarıkaya, 2 Mayıs’ta verilen ek kararı, 15 Nisan’da tebliğ almasının mümkün olmadığını, ek kararı 13 Temmuz’da öğrendiğini belirterek bu karara da itiraz etti. Ancak Başsavcılık kararının “Usul ve yasaya uygun olduğunu” söyleyerek dosyayı kapattı. Erdal Sarıkaya Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tutarken bir yandan Emniyet ve Savcılığa başvurularını sürdürdü.

“BAŞSAVCILIK İZİN PROSEDÜRÜNÜ BEKLEMEMELİYDİ”

Anayasa Mahkemesi, Sarıkaya’nın 16 polis memuruna ilişkin soruşturma izni verilmemesine itiraz etmemesini iç hukuk yollarının tüketilmemesi olarak yorumlanacağını ancak karara itirazın aynı zamanda savcıların da yetki ve sorumlulukları arasında yer aldığını, bu durumun anayasal denetimi zayıflatacak mahiyette olduğunu değerlendirdi.

Öte yandan Yüksek Mahkeme, Başsavcılığın isnat edilen suçun “zor kullanma yetkisinin sınırının aşılması” olarak nitelenebileceğinden soruşturma izni aramadan resen soruşturma başlatabilecekken izin prosedürünün beklenmesi, kimliği belirlenemeyen şüphelilerle ilgili daimi arama kararı verilmesi gibi nedenlerle soruşturmanın etkili yürütmediği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurularda ‘Soruşturmanın etkinliğini kaybettiği’ kanaatine varması ile başvurunun kabul edilebileceğine karar verdi.

İRFAN FİDAN DA HATASINI KABUL ETTİ

Anayasa Mahkemesi, kararında eziyet yasağının kolluk güçlerinin gerekli olmadığı halde güç kullanması nedeniyle maddi boyutunun, etkin soruşturma yürütülmemesi nedeniyle de usul boyutunun ihlal edildiğine karar vererek yeniden soruşturma yapmak üzere dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.

Soruşturmanın etkin yürütülmediğini ve Başsavcılığın hatalarının sıralandığı Anayasa Mahkemesi’nin oy birliği ile verdiği ihlal kararında imzası olanlardan biri de dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan. Fidan, 16 Ocak 2015 ile 26 Temmuz 2016 tarihleri arasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili, bu tarihten sonra ise başsavcı olarak görev yapmıştı. Fidan 2020 sonunda önce Yargıtay üyesi oldu daha sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.