CHP'li Akkaya: ”Hani bu Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısının esas amacı nitelikli yabancıların Türkiye'de istihdamını sağlayan düzenlemeler yapmaktı? Bu düzenlemeyle resmen, 'paran varsa gel, beklemeden vatandaşlık vereceğim' deniyor.”
İstanbul Milletvekili Yakup AKKAYA; TBMM Genel Kurulu’nda, "Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı”nın görüşmelerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına bir konuşma yaptı.
Akkaya; konuşmasında Turkuaz kartın ve tasarıdaki bazı düzenlemelerin sadece emeğin serbest dolaşımını düzenlemediğini; aynı zamanda bu düzenlemelerin yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmeye yönelik bir politika olarak karşımıza çıktığını ifade etti.
Akkaya ülkemize yabancı sermayenin gelmesinin son derece önemli olduğunu ancak; burada Türkiye'ye katkı sağlayacak, üretecek, istihdam yaratacak bir sermayenin Türkiye'ye gelmesi gerektiğini önemle vurguladı.
Akkaya yabancı sermaye girişi ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkemizde istihdam sağlayacak, teknolojik ve stratejik açıdan ülkeyi ileriye götürecek bir sermayenin çekilmesi gerekirken paradan para kazanmayı hedefleyen para transferleri de bu kapsamda bu tasarıyla değerlendirilmiştir. Rant sağlayıcı bir sermayenin gelişinin de bu tasarıyla önü açılmış bulunmaktadır.
Örneğin, Rıza Sarraf'a verilen vatandaşlığın ülkemize getirmiş olduğu eleştirilere dikkat ettiğimizde; bu getirilen yasal düzenlemenin aslında içerdiği amacı da aştığı görülmektedir.”
Akkaya tasarıda bulunan çalışma hakkı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; çalışma hakkının herkesin hakkı ve ödevi olduğunu belirtti. Akkaya bu yasa ile yabancılara tanınmak istenen vatandaşlık hakkı ile çalışma hakkının ayrı şeyler olduğunu hatırlattı ve bu yasa ile yabancılara tanınacak olan bu imtiyazlı durumun son derece sakıncalı ve Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı.
Akkaya konu ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yasa değişikliğinin açık anlamı şudur: 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'na göre iki şekilde Türk vatandaşlığı kazanılır. Birincisi, doğum ve kan bağı yoluyladır; ikinci hâl ise yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kazanılmasıdır. Bu ikinci hâl için belirli şartlar vardır. Türk vatandaşlığına başvurabilmek için bir dizi şartın yanında Türkiye'de beş yıl ikamet etme şartı ve bir de Türkçe konuşma şartı aranmaktadır. Yasamızda, bu durumun bir istisnası olarak, bu şartlardan sadece biri olan, "millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak" koşulunu taşıyanların, diğer şartlar aranmaksızın Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş olabileceği düzenlenmiştir. Bu duruma da "istisnalı vatandaşlık hakkı" denmiştir, bunlar da 12'nci maddeyle belirtilmiştir. Şimdi, önümüze gelen Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'yla vatandaşlık verilecek kişiler, istisnai kişiler kapsamında genişletilmektedir. Tasarı " ikamet izni alanlar" diyor. Peki kim bunlar? Kanuna bakıyoruz; ilgili kanunun 31'inci maddesinin (1)'inci fıkrasının (j) bendi yok. Yani (j) bendi olmayan bir düzenlemeye, bir kanuna bir kanun maddesi eklemeye çalışıyorsunuz. . Olmayan bir bende gönderme yapan bir düzenleme yapılamaz. Bunu geçin, bir de (j) bendi, ne diyor? "Türkiye'de çalışmayan ancak Bakanlar Kurulunca belirlenecek kapsam ve tutarda yatırım yapacaklar ile bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu..." Burada şunu soruyoruz: Hani, bu kanunun esas amacı nitelikli yabancıların Türkiye'de istihdamını sağlayan düzenlemeler yapmaktı? Bu düzenlemeyle bu amacının dışında olduğunu görüyoruz. Burada resmen "Paran varsa gel, beklemeden vatandaşlık vereceğim." deniyor. Bu da kanunun anlamına uygun değildir.”
Yakup Akkaya konuşmasının sonunda; 28. Maddenin 10. Fıkrası ile ilgili olarak ciddi kaygıları olduğunu ve bu maddenin tekliften çekilmesi gerektiğini belirtti.
Son Güncelleme: 29.07.2016 13:41