Türkiye Varlık Fonu AŞ memleketin en büyük, halka ait en kârlı şirketlerinin toplandığı bir havuz konumunda. Bu havuza atılan, başta PTT olmak üzere karlı şirketlerin olağanüstü zararlar açıkladığını ilk kez Cumhuriyet’ten okumuştunuz. Havuza devredilen kamu bankalarının durumu da farklı değil. 3. çeyrek bilançoları, halka ait bu bankaların Varlık Fonu Yönetimi altında nasıl eridiğini gözler önüne seriyor!
Cumhuriyetten Tuncay Mollavesioğlu'nun haberine göre; Ziraat Bankası’nın görev zararı 2017 yılında 2.1 milyar TL idi. 2018 yılında bu zarar 212 milyon TL arttı ve 2.3 milyar liraya ulaştı. Halkbankası’nın ise aynı dönemde görev zararı 263 milyon TL artış gösterdi ve 1 milyar 362 milyon TL oldu.
Kamu bankalarının görev zararları Hazine’den kapatılıyor. 2017 ve 2018 yıllarında bankacılık kesimi ve diğer mali kurumlara ödenen para 505 milyon TL artış gösterdi. Bu kurumlara görev zararı olarak 3 milyar 821 milyon TL ödendi. Bu ödemenin yüzde 96’sı, yani 3 milyar 681 milyon TL’si Ziraat ve Halkbankası’ndaki görev zararlarından oluşuyor.
Vakıfbank, daha önce KİT konumundayken AKP iktidarı bu bankayı özel statüye kavuşturdu. Sayıştay denetiminin dışında bırakılan banka iktidarın adeta arpalığına dönüştürüldü. Yandaşlara verdiği yüksek miktardaki kredilerle gündeme gelen Vakıfbank’ın Hazine’ye devredilmesi her türlü zararın 82 milyon yurttaşın sırtına yüklenmesi anlamına geliyor.
KÂRLARDA BÜYÜK ERİME
Ziraat, Halk ve Vakıflar Bankası’nın 2017-2019 bilançolarındaki çeyrek dönemler, toplam zararın büyüklüğünü de ortaya koyuyor. Bu üç bankanın iki yıllık dönemde kâr oranlarında ortalama yüzde 50’nin üzerinde düşüş yaşanmış!
Bankaların vermiş olduğu şüpheli duruma düşen kredilere ayrılan karşılıklarda da büyük artışlar görünüyor.
Hazine’nin fonlaması olmasa kamu bankalarının ayakta kalması mümkün değil. Bir yılda 505 milyon TL artış gösteren görev zararları için sadece iki bankaya; Halk Bankası ve Ziraat Bankası’na 3 milyar 681 milyon 742 TL aktarıldı. 2019’un son günlerinde ise Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile havuz müteahhitlerinin borçlarının tamamına Hazine garantisi getirildi! Üstelik söz konusu firmalar kendi kusurlarından kaynaklanacak şekilde borçlarını ödemezlerse bile, Hazine onlar adına kredilerini kapatacak!
ŞU SORULARA YANIT ARIYORUZ
Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca soruyoruz:
* Kamu bankalarından verilen ve geri dönüşü mümkün olmayan kredi miktarı nedir?
* Takibe düşmüş, gerçekte tahsil kabiliyeti mümkün olmayan ancak siyasetçilerin ve banka yöneticilerinin sorumlulukları nedeniyle yapılandırılmış, canlı gibi gösterilen krediler hangi firmalara aittir?
* Bu şirketlere hangi şartlarda kredi verilmiştir?
* 3.6 milyar TL, görev zararı adı altında Ziraat ve Halkbank’a aktarıldı. Bu zararın kaynağı nedir?
* “Kaynak yok” diyerek yap-işlet-devret modeli ile açık ihale yapmadan milyar dolarlık projeleri yandaşlara verdiniz. Madem kaynağınız yoktu Hazine’yi neden yandaşların kredi ödemelerinde kefil hale getirdiniz?
* Projeleri havuz müteahhitlerine milletin parasını (Hazine’yi) kullanarak yaptırıyorsunuz. Bu durumda yap-işlet-devret modelini neden tercih ettiniz? Hazine, kamu ihalelerinin tüm kredi risklerine kefil oluyor, üstleniyorsa ihaleleri neden devlet olarak siz gerçekleştirmediniz?