BİR FELSEFECİ OLARAK, BEDENİNİ YÖNETEMEDİĞİ İÇİN BEYNİNİ DE YÖNETEMEYENLERE YANITIMDIR
Felsefe derslerinde filozofların yaşantılarını ve fikirlerini incelerken, yaşamlarında ilk göze çarpan şey, zihin ve ruh eğitimi kadar beden eğitimine de önem vermeleridir. Keza, eğitim felsefelerine göre fiziksel eğitim, genel eğitimin vazgeçilmez bir parçasıdır ve bu anlamda, fiziksel eğitim zihinsel eğitimi de olumlu etkilemektedir, terbiye etmektedir. Diğer türlü, bedenini terbiye edemeyen kişinin zihni de terbiyesiz kalmaktadır. Ve bu yönüyle eğitim felsefeleri, sporun bir yaşam felsefesi haline getirilmesi gerektiğini savunurlar. Ve eğitim felsefelerine göre beden eğitimi dersi, öğrencilerin her yönden gelişimini olumlu yönde etkileyen önemli bir derstir. Öğrencinin bütün ilişkilerini etkileyen beden eğitimi dersi, öğrenciye psikolojik, sosyal birçok katkı koyar. Ama maalesef, felsefeci bir meslektaşımızın sosyal medyada, beden eğitimi dersi ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra, hem felsefe hem de beden eğitimi gibi iki önemli branş ve değerli öğretmenleri zan altında kalmıştır. Ve diğer taraftan, bazı medya organları da insanlığın başka gezegenlerde alternatif yaşamlar aradığı bir dönemde, tamamen akla, bilime ve İslam dinine aykırı olarak, mevcut olayı meşrulaştırmak adına, beden eğitimi dersi seçmeli olmalı, beden eğitimi dersi gözden geçirilmeliye kadar götürdüler işi. İşin sevindiren yanı ise; iktidar partisinin, muhalefetin ve MEB’in tek yürek olarak bu olaya tepki göstermeleri, bilimsel ve tam da ülkemizin ihtiyacı olduğu şekilde birliğe dayalı açıklamalar yapıp, Türkiye’nin ve eğitimin hepimizin olduğunu göstermiş olmalarıdır. Ve basının hakkını da yemeyelim. Basın bu konuda gerekli duyarlılığı göstermiştir. Bu konuda muhalefet milletvekilleri soru önergeleri verip, basın açıklamaları yapmışlardır. Ama Ak Parti Başkan Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın “Bunların bir kısmı ahlaksızlığından yapıyorlar. Ahlak dışı yaklaşımdır. Herkesin aklını başına alması lazım. Ancak öğretmenlerimizin, imamlarımızın, çocuklarımızı emanet ettiğimiz insanların çok daha hassas olmasında; ağzından çıkanı, yazdığını çok daha iyi değerlendirmesinde yarar var.” şeklindeki açıklamaları özlediğimiz açıklamalardır.
Bedenini Yönetemeyen Yönetici Olamaz
Ama bence en önemli açıklamalar MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin’den geldi, MEB’in doğrudan olayın muhatabı olması dolayısıyla. Tekin’in Deniz Zeyrek’e yaptığı açıklamalar önemliydi her anlamda ve umarız bundan sonra her konuda da böyle olur. Tekin’in açıklamaları önemlidir çünkü aksi takdirde bütün bir dünya görüşü ve MEB zan altında kalmaktadır, bu konularda MEB açıklama yapmadığı zaman. Bütün bir camianın zan altında kalmaması ve bütün bu olumsuzlukların, sapkınlıkların İslam dinine mal edilmemesi adına, bir devlet adamı hassasiyeti ve olgunluğu içinde yapılmıştır bu açıklamalar. Ve umarız; MEB, bu tip olayların hepsinde, bu olayda olduğu gibi; akla, bilime, ahlaka dayalı devlet reflekslerini göstermeye çalışır. Tekin, şunları söyledi: “En az sizin kadar biz de rahatsız olduk. Ki ben başladığım günden itibaren, okullarda beden eğitimi ve müzik derslerini teşvik ediyorum. Bunu yaparken Platon’un İdeal Devlet’inde Koruyucular sınıfının eğitimi kısmında kullandığı, bir kişinin yönetici olabilmesi için önce kendi bedenini yönetebilmesi gerektiği metaforunu kullanıyorum. O yüzden, bu tür sapkınlıklar en çok beni rahatsız ediyor.” Şimdi Tekin’in kullandığı bu metafor bağlamında, beden eğitiminin felsefede ve İslamiyet’te yeri ve önemi nedir, ele almaya çalışalım.
Atatürk’le İlgili Sözleri Tam Da Atatürk’ü Doğrulamıştır
Eğitimsiz bedenin, beden eğitimine bakışının sapkınlık olacağı, aslında Atatürk’ün şu sözlerinde yer bulur. Bu sözlerdeki sapkınlığın ne olabileceği, nasıl bir bilinçaltıyla söylenmiş olabileceğiyle ilgili de, üzgünüm, psikiyatrist olmadığım için açıklamalar yapamayacağım. Ve bu sözlerin bilimsel bir yanı olmadığı için de bu köşeye taşıma ihtiyacı hissetmiyorum. İlgili açıklamalarda kamuoyu, beden eğitimi ile ilgili kısma yoğunlaştığından, Atatürk’le ilgili kısım gözden kaçmıştır. Ama Atatürk’le ilgili yaptığı açıklamalar tam da Tekin’in Platon’un metaforunu ve Atatürk’ün “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” sözlerini kesiştirir. Dedik ya; Atatürk, eğitimsiz bedenin beden eğitimine bakışını çok güzel özetlemiş. Bu, sapkınlıktan öteye gitmez. O yüzden Atatürk’le ilgili açıklamaları da buraya taşımak istemiyorum. Atatürk’ün sözü, öğrencilerimizin çok yönlü; yani zihinsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişimlerinin sağlanmasında, beden eğitimi derslerinin ve spor faaliyetlerinin önemli birer vazgeçilmez olduğuna işaret etmektedir. Ve bu yönüyle, Tekin’in açıklamalarında da beden eğitimi derslerinin ve beden eğitimi öğretmenlerimizin, özellikle, ergenlik dönemindeki gençlerimizin kimlik arayışı süreçlerinde büyük önem arz ettiğine işaret edilmektedir. Ve bu yönüyle de bedenin eğitimi en az zihnin eğitimi kadar gerekli olduğundan, felsefe ve beden eğitimi dersleri temel derslerdir.
Beden Eğitimi Öğretmenleri Birer Vücut Mimarlarıdır
Tekin’in işaret ettiği metaforun sahibi Platon’un sisteminde beden eğitimi önemli bir yere sahip olduğu gibi pek çok felsefi sistemde de beden eğitimi, eğitim sistemlerinin önemli bir unsurudur. Yapılan açıklamalardan hareketle beden eğitimi; şeytana hazırlama değil, şeytanı yok etme dersidir. Çünkü pek çok gencimiz, değerli beden eğitimi öğretmenlerimiz ve beden eğitimi dersi sayesinde sayısız kötülükten korunmuştur. Ve yine dini boyutuyla Hz. Muhammed; atıcılık, binicilik, güreş vs. sporların yapılmasını tavsiye etmiştir. İslam dini de beden eğitimi öğretmenlerinin adeta birer vücut mimarı olduğuna işaret etmektedir, bu anlamda. Spor zekâsı kavramının öneminin farkında olarak; İbn-i Sina, Nasireddin Tusi ve İbn-i Miskeveyh’in bu konuda önemli açıklamaları vardır. Ve Hz. Muhammed’in beden sağlığı ve eğitimi anlamında önemli hadisleri bulunmaktadır. Miskeveyh, çocukların eğitimde yorulacaklarını; bu yorgunluklarından da oyun oynayarak, yani beden eğitimiyle giderilebileceğini söylemiştir. Miskeveyh “Toplumları idare eden yöneticiler, insanları öncelikle düşünce ile kazanılan ilimlere doğru yola, sonra onları sanatlara ve bedeni işlere yöneltmeleri gerekir.” diyerek felsefe ve beden eğitimi birlikteliğini ortaya koymuştur.
Riyazet, Beslenme Ve Uyku
Ünlü bir filozof ve tıpçı olan İslam düşünürü İbn-i Sina ise sağlıklı bir hayatın, üç vazgeçilmezi olarak; egzersizi yani riyazeti, beslenmeyi ve uykuyu önermiştir. Ve bu önem doruk noktasını, “Egzersizi terk etmek, hayatı terk etmeye benzer” sözlerinde bulmuştur. Ve Yusuf Tekin’in kullandığı metaforun sahibi Platon da hem Yasalar hem de Devlet kitabında, çocuklar için, ruhsal ve bedensel olmak üzere ikili bir eğitim öngörür. Hatta beden eğitiminde oyunun da bir yöntem olarak kullanılmasını önerir. Ve Devlet adlı kitabında; ruhun müzikle, bedenin ise jimnastikle eğitilmesini savunur. Beden eğitimi, erdemli ve iyi huylu bireyler yetiştirdiği kadar; devlet ve toplumun sağlığı, düzenin sağlanması gibi amaçlara da hizmet eder. Yani beden eğitimle disipline edilecek, yasalarla sınırları çizilecek ve düzen sağlanacaktır. Yani beden eğitimi o kadar önemlidir ki; Platon, beden eğitimi ve yasa ilişkisini bile kurmuştur, Tekin’in bedenini yönetemeyen yönetici olamaz dediği gibi. Ve işaret ettiği tam da budur. İdeal Devlet’te geçen Koruyucular sınıfının eğitimindeki müzik ve beden eğitimi; beden eğitimine odaklanma anlamında Foucault, Baumann’ın yorumları gibi Agambean’in de corpus kavramı vardır. Felsefi olarak bu konuya çok fazla yorum getirilebilir.
Beden Eğitimi Dersi, Sporun Bir Lüks Olmadığını; İhtiyaç olduğunu Öğretir
Evet, bedenini terbiye edemeyen kişinin zihni de terbiyesiz kalacak, açıklamaları da terbiyesiz olacaktır, yani form dışı, forme olmamış. Bu olay, ülkemizin ihtiyacı olan birlik ve beraberlik ruhunun sağlanması adına umut vermiştir. Gerek muhalefetin gerekse de iktidarın açıklamaları. En çok MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in açıklamaları. Bütün bir dünya görüşünün, devletin ve eğitim sisteminin zan altında kalmaması adına MEB, bu tip olaylarda, bu olayda olduğu gibi gerekli hassasiyeti göstermeli; akla, bilime, ahlaka ve devlet adamlığına uygun refleksler sergilemelidir. Atatürk ile ilgili söylenen sözler de, Atatürk’ün ön görülerinin büyüklüğünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Hz. Muhammed’in hadisleri, İslam filozoflarının sözleri ve özellikle İbn-i Sina’nın egzersizi terk etmek, hayatı terk etmeye benzer sözleri bu anlamda çok önemlidir. Bu tip olaylar, zihin ve beden eğitimi adına çok önemli görevleri olan değerli beden eğitimi ve felsefe öğretmenlerimizi zan altında bırakmamalıdır. Hele hele bu değerli beden eğitimi öğretmenlerimiz beden eğitimi dersi aracılığıyla, öğrencilerimize, sporun bir lüks olmadığını, ihtiyaç olduğunu öğretir.
MEB’in Spor Liseleri ve Sosyal Etkinliğe Puan Uygulaması Önemlidir
MEB’in beden eğitimine önem verme anlamında; spor liseleri ve ortaokuldan ortaöğretime geçişte sosyal etkinliklere, tikelde de spora puan vermesi, spora teşvik yönüyle de önem taşımaktadır. Nitekim spor, sadece spor değildir. MEB, yine bu anlamda, sporun öğrencilerimiz tarafından bir yaşam felsefesi haline getirilmesi ve küçük yaşlardan itibaren spor kültürünün kazandırılabilmesi adına, eğitim sistemimiz içinde gerekli her şeyi yapmalıdır. Ülkemiz genelindeki okulların spor şartlarını daha iyi hale getirilmeli, beden eğitimi öğretmenlerinin hizmet içi seminerlerle kendilerini yönlendirebilmeleri sağlanmalıdır. Toplumumuzdaki beden eğitimi ve spor bilinci geliştirilmelidir. Öğrencilerimizin iyi ve nitelikli hale gelmesinde önemli olan; beden eğitimi öğretmenlerimize ve bu alana, beden eğitiminin genel eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası olduğunun farkında olarak, gereken değer verilmelidir. BİR FELSEFECİ OLARAK, BEDENİNİ YÖNETEMEDİĞİ İÇİN BEYNİNİ DE YÖNETEMEYENLERE YANITIMDIR. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
@sahin_aybek
Şahin Aybek
Eğitimci Yazar